8 Ağustos 2011 Pazartesi

...
            İşkilli büzük dingilder; (Anlamı; suçlu adam hareketleriyle kendini belli eder...)
            ...
            Paklalar saknaağa turgan; (Anlamı;  fasülyelerin taneleri kapsülün içinde, yavaş yavaş oluşmaya başlamış...)
            ...
            Apsemet katseng kat; ( Abdulsamet  ne yaparsan yap, bu işi hallet)
            ...
            Kötünü tutup keldi; (Anlamı; gelirken hiçbir şey getirmedi, eli boş geldi....)
            ...
            Koldaşınnan getkenner; (Anlamı; eşiyle/ kocasıyla birlikte gitmişler...)
            ...
            Cavun cavdu carıklar Piteldi; (Anlamı; artık zaman geçti, olaylar kapandı , yaptıklarını unuttum...)
            ...
            Burun kırın; (Anlamı; küsle barışık arası isteksiz...)
            ...
            Lambanı kındırıňız; (Anlamı; lambanın ışığını kısın, azaltın...)
            ...
            Közünüňg kındırığından karay; (Anlamı; gözünü aralayıp bakıyor...)
            ....
            Koluna karga şışkan; (Anlamı; eline biraz para geçmiş...)
            ...
            Közünü patladıp karay; (Anlamı; çok dikkatli, rahatsız edecek şekilde bakıyor...)
            ...
            Kötümde  közüň mü var?; (Anlamı; görmemen gereken şeyleri görüyorsun, herhalde beni durmadan gözetliyorsun...)
            ....
            Kötmen köy cığa; (Anlamı; çok sakar davranıyor....)
            ....
            Aklına kelgenni kötüňe kısasıng; (Anlamı; Aklına bir şey geldi mi kesinlikle onu yapmak istiyorsun..)
            ...
            Şışan kötünü körgen, cara bellegen  calay calay cara etken; (Anlamı; önemsiz bir yarayı ağrıyı büyütenlerle dalga geçmek için bir özdeyiş)
            ...
            Kötte turmaz osuruk; (Anlamı; çok yaramaz, çok hareketli, hiçbir yerde durmayan , kişi...)
            ...
            Aşını beğenmep burnunu kangayttı; (Anlamı; yemeği beğenmedi , burun kıvırdı...)
            ...
            Okungan mektupnu tekrar okuysuňg; (Anlamı; söylediğini tekrar edip insanları bıktırıyorsun...)
            ...
            Daylı mı soğacak; (Anlamı; sanki zehirli yılan, akrep mi sokacak... )
            ...
            Kazan kötüm kara demez; (Anlamı; hiç kimse kendisinin suçlu olduğunu kabul etmez...)
            ...
            Suç sırmadan da bolsa kimse kiymez; (Anlamı; Suç kötülük çok kıymetli sırmayla işlenmiş bile olsa kimse üzerine almak, giymek istemez...)
            ...
            Karip itiňg kuyruğu töşünde kerek; (Anlamı; insan bir yerde garipse, sahipsizse kendisini her şeyden sakınması gerekir....Tedbirli olması gerekir...)
            ....
            Cavmasaňda da kürle; (Anlamı; bir işi yapmayacaksan bile yapacakmış gibi umut ve teselli ver...)
            ...
            Mına bala bek cıyrık; (Anlamı; bu çocuk çok utangaç...)
            ...
            Mına bala bek şılşık; (Anlamı; bu çocuk çok iştahsız...)
            ...
            Avrum / savrum; (Anlamı; darmadağınık...)
            ...
            Togaylarga sakırga şongan; (Anlamı; ineklerin üstüne kene birikmiş....)
            ...
            Ay deme ata yok, koy deme koca yok;(Anlamı; Başında sahip çıkacak ne babası , ne de kocası var...Başına buyruk geziyor...)
            ...
            Algışıngman tuvmadım ki,  kargışıngman ölüyüm; (Anlamı: Senin duanla doğmadım ki bedduanla öleyim...)
            ...
            Avzu oymak day; (Anlamı; ağzı küçücük kibar...)
            ...
            Taktasız taktasız aytaberme; (Anlamı; saçma/ sapan, anlamsız konuşma...
            ....
            Sozup şıkargan; (Anlamı: çekip çıkartmış...)
            ...
            Sozuldu keldi; (Anlamı; çözüldü/ üzülüp geldi...)
            ...
            Bürkenip keeen..(Anlamı; sarılıp , bürünüp gelmiş...)
            ...
            Başında mık yülüy; (Anlamı; İnanılmaz derecede işkence ediyor....)
            ...
            Bilmirlilik taslay; (Anlamı; bilgiçlik yapmaya çalışıyor...)
            ...
            Sozalıp kaldı...(Anlamı; işi başaramadı, işin üstesinden gelemedi...)
            ...
            Közünü  akıytıp karay; ( Anlamı; sinirli sinirli, saldıracakmış gibi, anlamlı anlamlı bakıyor...)
            ....
            Şöplep şöplep aşay; (Anlamı; seçip seçip yiyor...)
            ...
            Tomalak başım; top kötüm; (Anlamı; Ayağıma dolaşan çocuğum yok; tek  başımayım ve özgürüm...Canım nereye isterse gidebilirim...)
            ...
            Karap karap küle; (Anlamı; bakıp bakıp gülüyor...)
            ....
            Tangrıňıg  künü tarıdan köp; (Anlamı; Allahın günü darı tanesinden daha çok)
            ...
            Ağaş  dalıman kürler; (Anlamı: ağaç dalıyla gürler...Dalı olmayan ağaç hiçbir işe yaramasa, dostu olmayan insan da bir şey yapamaz..)
            ...
            Kölgesinde oturacak bolgan ağaş köp budanmaz; (Anlamı; evleneceğin erkeğe fazla masraf yaptırılmaz ; )
            ...
            Kara boya kabı; her tetree torbası bar; (Anlamı:  ne bulursa hepsini alıyor ; iyi kötü hiçbir şey fark etmiyor ; yeter ki bedava olsun...
            ...
            Tımgırı bala; (Anlamı: geberesice çocuk...)
            ...
            Sokurlar cetekleşe; (Anlamı: körler birbirlerinin elinden tutup yardımlaşıyor...
            ...
            Kana karayım?; (Anlamı: hani bakayım...)
            ...
            Karnım burka; (Anlamı; karnım ağrıyor...)
            ...
            Közlüy közlüy közümden boldum; (Anlamı; baka baka gözlerimden oldum....)
            ....
            Büklesin tutu; (Anlamı; Karında gaz kilitlenmesi sonucu aniden ortaya çıkan dayanılmaz sancı....Kişi sırt üstü yatırılır; dizleri dikilir;kırmızı bezle göbeğinin üstüne bastırılır... )

            Kateceň dışarda ; cıllı cıllı üyüňde  otur; (Anlamı; dışarıya çıkıp ne yapacaksın; sıcak evinde otur...)
            ...
            Alla uydurmasa üy etmez; (Anlamı: Allah  birbirine yakıştırmasa,  evlendirmez...)
            ...
            Mına üynü: tilimden/ tişimden arttırdım da yasattım; (Anlamı; bu evimi çok zor koşullarda yaptırdım...)
            ...
            Üyümüzge kadı keldi , avzumuzun tadı keldi; (Anlamı; sevilen birisi eve geldiğinde mutluluk belirtisi olarak söylenir..)
            ....
            Köp yaşa, çokmar kadar may aşa; el kazansıň sen aşa; kayırlı yaşlar yaşa...(Anlamı; hapşırana çok yaşa...)
            ...
            Cıgılganga bir tepik; (Anlamı;işleri bozuk giden kişiden herkes yararlanmaya çalışır....)
            ....
            Hörbene day olup kegenner; (Anlamı; sığır sürüsü kadar olup geldiler...)
            ...
            Ne bakrıklaysıňg; (Anlamı; niye bağırıyorsun ?)
            ...
            Urşuk başım torbada, eki közüm şorbada; (Anlamı ; Kirmanım torbada, çıkarasım yok, karnım aç, gözüm de pişen çorbada...)
            ....
            Bostan baylık bir aylık; (Anlamı; yalan dünyada hiç kimseyi kırmaya, aç gözlülük yapmaya değmez...Karpuz zamanı olsa olsa bir ay sürer; yaşamda karpuz mevsimi gibi gelip geçer..)
            ...
            Kirtüs bolgan; (Anlamı; öyle kirlenmiş ki, kirden görünmez olmuş...Ne kadar yıkarsan yıka asla temizlenemez...)
            ....
            Ak bok , kara bok alayı bir bok; (Anlamı; Pislik her zaman pisliktir...)
            ...
            Oklav cutkan day tigilme; (Anlamı; oklava yutmuş gibi dikilip durma...)
            ...
            Şartmek dayın karama; (Anlamı; şıllık, orospu / orospu  bakma...)
            ....
            Öt day; (Anlamı; ham, yemyeşil ,acı ...)
            ...
            Sokur mışııgın közü day; (Anlamı; kör kedinin gözü gibi ışık vermeyen, karanlık ve loş...)
            ...
            Cumarlap cumarlap ata; (Anlamı; buruşturup buruşturup atıyor...)
            ...
            Boğuna baskan ayuv day sokurdana; (Anlamı; Ortada hiçbir şey yokken  bokuna basan ayı gibi homurdanıyor...)
            ...
            Bir tıngırşık irişkin; (Anlamı; bir halka suçuk...)
            ...
            Kıykalaket yasadı; (Anlamı; ortalığı birbirine kattı , olay çıkarttı...)
            ...
            Ötü kötüne kuyuldu; (Anlamı; aşırı derecede korktu....)
            ...
            Al saa bir laf; kes paltaa bir sap; (Anlamı; olmayacak yerde, olmayacak zamanda söylenen ilgisiz söz...)
            ...
            Tögülgenden calap kal; (Anlamı; eline geçen fırsatlardan yararlan...)
            ...
            Aytkanını ayta bere; (Anlamı; söylediğini tekrar tekrar söylüyor...)
            ...
            Cavun köpüydü; (Anlamı; yağmur çoğaldı...)
            ....
        Avzundan kirdi; burnundan şıktı; (Anlamı; Ne yaptıysa yaptı, diliyle kandırdı...)
            ...
            İşindeki tışında; (Anlamı;  saklısı gizlisi yok...Her şeyi ortada...)
            ...
            Öpmeğe beti, şımtımağa kötü yok; (Anlamı; aşırı derecede zayıf....)
            ...
            Akay campiygen; (Anlamı; adam  yana doğru eğik duruyor...)
            ...
            Cavun cavganda tavan tamzıy; (Anlamı; yağmur yağdığında dam akıyor...)
            ...
            Sokur tutkanından ayrılmaz; (Anlamı; kör alışkanlıklarından vazgeçmez...)
            ...
            Kumkuyluk olmak; (Anlamı: ölüm derecesinde korkmak, kalabalığın oluşturduğu kargaşa...)
            ...
            Sen sırtıňgı  sıylarsaňg , sırtta seni sıylar, (Anlamı; sen elbiselerini güzel kullanırsan, uzun süre temiz ve bakımlı biçimde ondan yararlanabilirsin...)
            ...
            Tiş tırnak; (Anlamı; çok çalışkan...Tuutumlu biraz da cimri...Kavgacı..)
            ...
            Taşşak köz; közü taşşak dayın aylana; (Anlamı; herkesi rahatsız edecek biçimde bakıyor...İnsanların ayıplarını arıyor...)
            ...
            Her balık degenge şolpa alıp koşa; (Anlamı; kim ne iş buyursa, hiç düşünmeden koşuyor...)
            ...
            Ulkum bet;(Anlamı; tombul ve sarkık yanaklı...).
            ...
            Başımda baytaran mı bar?; (Anlamı; hepiniz başıma toplandınız başımda kabe süpürgesi mi var ?)
            ...
            Anam aydaldı; (Anlamı; anam ağladı...)
            ...
            İting kötü, mışığın beti; (Anlamı; aşırı derecede cimri...)
            ...
            İmiriň İti  day cata; (Anlamı; rahatı yerinde, yeyip içip yatıyor...)
...
            Mınav keldi Şam totay; (Anlamı; bu kız sürekli buraya geldi, zaten gittiği de yok...)
            ...
            Şalası cangan şingen day koşa; (Anlamı; Götü tutuşmuş yanan çingene gibi koşuyor...)
            ...
            Deli çokmar cıyar; (Anlamı;Deli iyi kötü/ temiz/ pis demeden her şeyi toplar...)
            ...
            Cavunda cibirsiňg; (Anlamı; Yağmurda ıslanırsın...)
            ....
            Carga yapıştı; (Anlamı; çok sevinerek sahip çıktı, yapıştı; bırakmıyor...)
            ...
            Katalaňg katalaň; (Anlamı; kendine özgü yürüyüş şekliyle...Özgün yürüyüş şekliyle gülünç şekilde yürüyür...)
            ...
            Duvul duvul; (Anlamı; heyecanlı heyecanlı yürüyüş şekliyle...Nasıl yürüdüğünü fark etmeden yürüyor...
            ...
            Şalaňg şalaňg; (Anlamı; telaşlı telaşlı; hiçbir şeyin farkına varmadan, gülünç şekilde yürüyor...)
            ....
            Üyrüle üyrüle; (Anlamı; dalgalana dalgalana...Belli bir ritme göre hareket eden...)
            ...
            Mınav totay Cozutgan; (Anlamı; bu kız  yoldan çıkmış, kontrol edilemez hale gelmiş...)
            ...
            Karnı küptü; (Anlamı; sindirim sistemi yeterince çalışmıyor...
İshal olacakmış gibi şişkinlik hissetmeye başladı...)
            ....
            Tumtakday boldu; (Anlamı; karnı iyice doydu...)
            ....
            Köküy közlüm; (Anlamı; gök gözlüm, mavi gözlüm...)
            ...
            Köreyazganedim; (Anlamı; istemeden, bilincinde olmadan görüvermiştim...)
            ....
            Cürek cargan;(Anlamı; bitkilerin yaprak çıkartmaya başladığındaki ilk görüntüsü insan yüreğine benziyor.)
            ...
            Corgalap kete; (Anlamı; çok heyecanlı , koşarcasına hızla gidiyor...)
            ...
            Kozgalak tüştü; (Anlamı; aniden telaşlandı, aniden hareket etmeye başladı, şaşırdı..)
            ....
            Hırsızıng özü aytmasa közü aytar; (Anlamı; hırsızın kendisi söylemese de suçunu gözleri söyler...)
            ....
            Aptir – septir; ( Anlamı;  düşe kalka...)
            ...
            Ölüm kartga yakın;  (Anlamı; Ölüm yaşlıya yakın...)
            ...
            Cantık dayın  cebiń bar;(Anlamı;  Mışık dayın aşama...)
            ....
            Anam şay, babam şay; (Anlamı; Vasiyetim de şay...)
            ....
            Kart kötüńe kaşağa / Kötüne maymın taşağı; (Anlamı; küfür)
            ....
            Başıńı  teşeyim mi ?  / Avzuńa şışayım mı?; (Anlamı; küfür...)
            Sııış...
            ...
            Kumannı toturup , otnug / Başına kuyuńuz  diymen ańlamaylar...(Anlamı; ıbrığı doldurup ocağın başına koyun diyorum anlamıyorlar...)
            ....
            Kotak Avzuńa  kapak; (Anlamı; küfür...)
            ...
            Kotak  teşte boynuńa  tak; (Anlamı; küfür...)
            ...
            Müjdeńe mışık boku; (Anlamı; alay etme...)
            ...
            Tańrı coysuń; (Anlamı; Allah canını alsın...)
            ...
            Katseńg kat; (Anlamı; ne yaparsan yap...)
            ...
            Aynanayım balamdan; ( çocuk severken söylenen sevgi sözü...)
            ...
            Tapsa aşar, toysa oynar; (Anlamı; bulsa yer, doyarsa oynar..)
            ...
            Elden elek, tavdan taşak; şay pişirdik...(Anlamı; zor koşullarda çay yaptık...)
            ...
            Akam üyde; (Anlamı: Babam evde...)
            ....
            Otga közge tüşmek(Anlamı; paniklemek...Ne yapacağını bilememek...)
            ....
            Akamalar toyga kelmiy; (Anlamı: Babamlar düğüne gelmiyor...)
            ....
            Ulum üylenmek istiy; (Anlamı: Oğlum evlenmek istiyor )
            ....
            Kiev mışıknı bir kötekledi , bir kötekledi , mışıknı öttürdü; (Anlamı: Damat kediyi bir dövdü bir dövdü kediyi öldürdü...)
            ....
            Dadańg  kaşıkbörek yasay; (Anlamı; Ablan kaşık börek yapıyor...Tatarlara ait özel bir yemek...)
            ...
            Kievni o yakka ciber; (Anlamı: Damadı a tarafa gönder...)
            ...
            Küyüm küyüm aşıy; ( Anlamı; geveleye geveleye yiyor...)
            ...
            Betimi cuvamıyman;  (Anlamı: Yüzümü yıkayamıyorum...)
            ...
            Mına ballar töbeleşe töbeleşe cılay; (Anlamı; Bu çocuklar kavga edip sonra da ağlıyor )
            ....
            Sıyrağın sasıy; (Anlamı: Ayağın kokuyor...)
            ....
            Karvulem kayda; (Anlamı: Ayakkabım nerede ?)
            ....
            Togaylarıń  eşmekleri Tamşılar; (Anlamı: İneklerin memelerinden süt damlıyor...)
            ....
            Togaylarıń  eşmekleri şalkaygan; (Anlamı: İneklerin memeleri çalkalanıyor...)
            ....
            Katesińg  aruvmusuńg;  (Anlamı; Nasılsın, iyimisin ?)
            ....
            Buşeni öttür;  (Anlamı: pireyi öldür ... )
            ....
            Tepreşke şıkmak; (Anlamı: Piknik yapıp eğlenmek...Zamanı boşa harcamak.. )
            ...
            Mına katıkka şıbınnar şongan; (Anlamı: Yoğurda sinekler konmuş...)
            ....
            Cartı saküv kiygen bala; (Anlamı: Çocuk eski bir ceket giymiş...)
            ..l
            Tiyeran cımırtga getir; (Anlamı: Biraz yumurta getir...)
            ...
            Pışaklarnı cańıdıńız mı;  (Anlamı; Bıçakları bilediniz mi ?)
            ....
            Carımadı; (Anlamı; yemek yiyen kişi tam olarak  doymadı )    ...
            Egeşe eğeşe kete;  (Anlamı; iddialaşa iddalaşa gidiyor...)
            ...
            Mına balanı coyt kel; (Anlamı: Bu çocuktan kurtul, kaybet - ek - gel...)
            ....
            Kün aylandı;  (Anlamı: Akşam yaklaştı...)
            ...
            Mışık avuz; (Anlamı: Yavaş ve az yemek yiyen, küçük ağızlı.....)
            ...
            Köp aşama avdarırsıńg; (Anlamı; çok yeme kusarsın)
            ...
            Şapta şebelekge beńgziy; (Anlamı; hiçbir şeye benzemiyor...)
            ....
            Mostrası bar mı;(Anlamı; örneği, denenmişi var mı?)
            ....
            Yüzge şıktık tüzge şıktık; ( Anlam : Rumi takvime göre Kasım 100 deyince, doğanın uyandığına, artık kıştan kurtulduğuna inanır Tatarlar...Kasım‘ ın 100 ü de 15 Şubat a denk gelmektedir...)
            ......
            Abirlining kışın; kuduruk itning  tişleğeni day bolur;
(Anlamı; Nisan ayının kışı çok ciddi ve sert geçer...Gerekli önlem alınmasa, insanı köpeğin ısırması gibi ağrıtır...)
            ....

            -Sakıngız  abirlining kışından, camıznı ayırır eşinden;(Anlamı; Nisan ın kışı öyle güçlü geçer ki; bazen soğuğa en dayanıklı hayvan olan camızı bile eşinden ayırır...)
            .....
            -Bir şiyni sınamadan almak, abirlining kışında; sakuv kiymeden tışarı şıkkan day bolur;(Anlamı;alış/ veriş yaparken, deneyerek almanız gerekir...Denemeden alırsanız, kışın ceket giymeden sokağa çıkan kişiler gibi donup kalırsınız...)
            ....


            TATAR TÜRKLERİNİN  ŞING LARI...
            (maniler – şiirler – tekerlemeler )

            Biz bizni tanısak bizge uşasak/Avuynan kıtayga bolmadedik uşak
            Şimdi cavun cavdu küneş görünmüy/Bizni kurtaracak kelecek kuşak...
            ...
            İlle canım kıygaşa/ Beş on börek
            Kudaşama( dünürüme )  tiymeńiz/ Mağa  kerek...
            ....
            Üyülüp catkan tobandan / Saman aruv...
            Celbirek gezgen soktadan / Şoban aruv...
            .....
            Mal   degende  bar edi bir tanası/ Men bargaşık ölgeydi kart anası.......
            ...
            Şıng  bilmesen sana şıng  üyreteyim/ Boklu Şarık boynunda süyreteyim...
            ....
            Irafta mamelek işinde kaşık/ Men senen şınglaşmam/ Avzun sasık..
            ....
            (bir kız tuvganda, müsemma nenem mınaday şıng  ayta )
Dumbul bumbul  dumbulduk / Ulmu eken dep umsunduk,
Kız bolsa da kuvandık/ Molla akamdan dua aldık
60 arşın al kumaş/ Satuv(çeyiz) keldi kızıma ...
            ....
            ( Cenboyluğun (delikanlı ) birevi  üylenmek istiy; ayyesine (annesine ) aytgan...
            Ayyesi de; uluna ;
            -Zemin abay Borçka kız bere ket iste...degen, ketip istegen )
            -Mal degende bar bır alatanam/ Borçka kız bolsa al dedi anam...
            Kızıń Ayyesi;  cevap ayta;
            - Mal degende bar eken bir ala tanańg/ Borçka kız bolmaz bok aşasıng  anań...
            ....
            Cem boyluğun(delikanlının birisi )birevi Tatar totaylarını(kızlarına )sınav yasay...
            Aksarayıń şeşmemesi  beder buzlar/ On eki ayın ezanı kaç eder kızlar?/
            Toyaylar cevap bere;
            -Avzıń  şeker şerbet limon tatıy/ On eki ayın  ezanı bin sekiz yüz okuy...
            ....
            (Annesi ulunu süyerken mınaday ayta ....)
            -Şomamiy torgay(serçe) bolgaydım  / Şontayıńa kongaydım,
Şontayıńdan bermeseng/ Üç kere şokup algaydım...
            ....
            Elimde cün tarağı/ Cün tarayman ,
            Dayımın ulu bolsa da/ Men baraman...
            ....
            Takanıń  tibinde tokal tirek / Sen şağırdın men keldim
            Cimşak börek...
            ...
            -Menim karnım aşıktı ne aşayım ana yav?
            -Eşkit(davar ) tavga ketti ne bereyim balam yav?
            -Tavuk soyda cilik ber  onu aşarman ana yav ?
            -Tavuk kurkka cattı  ne bereyim balayav/ Koraz keste  cilik ber onu aşarman ana yav...
            ...
            Akşam boldu kün endi ekindiğe/ akan seni berecek ependige,
            Akam berse men barmam ependige/ Özüm saylap barırman kekelliğe.
            Akşam boldu kün endi taktalarga / Akan seni berecek softalarga/ Akam berse men barmam softalarga,
            Özüm saylap varırman yosmalarga...
            ....
            Aylan aylan centilmen/ Centolganda vay
            A kız kayda barasıń/ Ben turganda vay...
            ....
            Kök köz Bayar otura / Tüfekke şaşma totura,
            Eki kazak bir papaz/ Dinińi de ber dep otura...
            ...
            Toyga buyuruńuz toyga/ Caşlar  kave tüymeğe,
            Kartlar kave işmege..
            ....
            Cuvura cuvura Zaydebay /Balak bavu üzülgen,
            Ay betli eğen Medine/ Konakka barıp süzülgen....
           
            Medinem kaşgan kecesi/ Cavun cavgan  sebelep,
            Siyit Osmanga ne bolgan/ Caş Bikesin töbelep
            ...
            Totur Kerim ambarga/ Borçlu tapkanını alır,
            Tapmasa da şışkımı  alır...
            ...
            Kurban bolayım Kerim sağa/ Eşeknen odun ketir mağa,
            Pakla şorbası/Yasayım sağa...
            ...
            Tarhana tartar/ Boğazımı  cırtar,
            MAMELİKA(tatar yemeği ) kardaş/ kel meni kurtar...       
            ...
            Vay malayım malayım/ Seni kaydan tabayım,
            Sen BEH dep şıkkanda/ Korkgan kişiler men  bolayım..
            ....
            Bereket bersin Bekirge/ Erte keldi üyge ,
            Tar  teşiğim kenitti / Mende boldum cengem day
            İşte keldim toyga / Şalıńg  kızlar oynayım...
            ....
            Türlü türlü tamga/ türttüm ciberdim amga...
            .....
            Bargan edim barınga/ Aş tapmadım karınga,
            Şingene şıvın olmasedi/ Sışar edim cerninge...
            ....
            Akam akam  al akam/ Alma satıp kel akam,
            Kesem unutkanman dep/  Şılkav(bahane)  ette kel akam...
            Akam da Aksarayı yasatkan/ Cavun cavsa tamşılar,
            Akamın meni de köresi kelse/ Atına da minip kamşılar..
            ....
            Sepet sepet  cımırtga/ Anay meni unutma ,
            Bala ketken askerge/  Üy aylanıp cılaylar...
            .....
            Şalkayganda şal saküv/ Cerge tiye avuzu
            Açıp cürgende/ Topur tüye...
            ....
            Eki tüttüt bir metiy/ Dımbırdar da dımbırdar,
            Onu körgen insanlar/ Ircańlar da corgańlar...
            ...
            Baş kazığın baş taktan/ Can alatın/ İşte kudam ketirdik amanatıń.... (ölü mezara konulurken söylenen dua şıng)
            ...
            Siyt Osman Saray saldırgan ay boyganda boyga
            Sen nişanda yok edin ay hoş kelding toyga...
            Kazan kazan aş pişirirsin/ Soğanın yokmu,
            Öz başınga toy yasaysıń/ Tuvganıńg yok mu?
            ...
            Şelebim şimşir kaşıktan/ Şebelim neni,
            Ben şelebime aşıkman/ Şelebim neni...
            ...
            Akamın bağına bir bercimek ektim
            Bercimek te bercimek/May tatıy miybarek...
            ...
            Sokurdana  berme öz başına/ Tavuk boku çakarman,
            Taz başıńga...
            ....
            Cürüńüz ballar toyga ketiyik/ Toy elińg eken nemizge kerek ,
            Cürüńüz üyke ketiyik....
            ...
            Kişkene kelin akası/ Ot başına oturtsak
            Maylı kalakay yasatıp/Cıllı cıllı aşasak...
            ....
            Köp aşadık şay – kalakay/ Sağa zor boldu – bolmadı kolay...
            Her günkel bizge/ aşatayım şiberek sizge...

            Cılankale kalakay/ Cİyan nehri Nogay çay bolsa,
            Tüm  ormanlar şomakay bolsa/ İşsem işsem  toymasam...
            ....
            Bir elinde kalakay/ Bir elinde şomakay
            Şomakayda sarı may/ Şalpap şalpap  şomurdata şomurtada        Nogay şayı işe Veli akay..
            ....
            Şagarak dolu mayımız bolsa/ Cartı cartı kaşıklarımız bolsa,
            Aşasam aşasam koymasam/ Kene toymasam...
            ....
            Üyken börek yasadım/ kaygımı tencerege saldım...
            ...
            Sarı may sarı may,
            Seni körmegenime tamam boldu carım ay...
            Seni körmeğenimden beri/ Kanmım ekmekke carımay...
            ....
            Kaşıkbörek men işmem/ Bal katmasań
            Karartıńı coyarım/ Söz katmasan...
            ...
            Katip cılayım/ Katip cılayım/ Karpız taşşaklı molla akam/ Katip çılayım/
             Siktir ol ket başımdam/ Tonka apakay...
            ....
            Oturşuń  oskaysız odurayıp/ A gız seni kim alır/ Para sayıp...
            .....
            Şiy şiy etermen/ Şibörek berseng ketermen...
            ...
            Köp köp etermen/ Köbete berseng ketermen...
            ...
            Kıy kıy etermen/ Kıygaşa berseń  ketermen...
            .....
            Cenboylugun totayıma çatmak istiy      
             şıng ayta;
            1-Şıngdan  şekme yasarman kalpagna
            Tiz çökerek bararman alpagına
            ....
            2-Şın degenin ne şikar geliştirsem,
            Pamiyine şumüyimi iliştirsem...
            ...
            Bereket ber kıdımanga/ Kaykalattı pıtıma,
            Tar  teşiğim bol etti/ Men de boldum cengem day,
            İşte keldim toyga/ Şalıng kızlar oynayım...
            ...
            Bizim Ünalgı(Radyo ) türkü aytmay ,
            Yaşar türkü aytkan ünalgı(Radyo ) ketirecek...
            ...
            Atmağa tuz yok/ Cılt etmeğe may yok,
            Sürtmeğe sabın yok/ Ne kave var ne de şay?
            Ne yasasıń melvadabay?
            ...
            Tatar akası , kızını süye ;
            -Cılavuk bolsańg  akan bolmam  Miyrem kız...
            Astına şışsańg babańg bolmam Miyrem kız...
            ...
            Orak değenińg kayday bolur?/ cańı  tuvgan aydan boolur..
            Sepet denińg kayday bolur?/ Tavugun kötü day bolur...
            ...
            Tüşünemen  tüşünemen/ kuman elde kelemen/
            Betimi cuvayım dedim/  cuvamayman...
            ....
            ÇİĞBÖREK...
            Ustası keldi Kırım dan/ Sarı buğday unundan/ Cıllı, cımşak mayalı şibörek...
           
            Ataydan kalma aşlar/ Etli mayalı kamuraş/Şiböreknen, mamelek/ Katlama cantık,tögerek, Mantı tatar...
           
            Ah şiböreknen/ Kim össe/ Hastalık neken bilmez..
           
            Balaban bir doktor/ Aytkan tansiyonunu/ Bir kartka  ..Babayga başka şare yok,/ Şibörek kerek...
            Sağ  başıńa kelse/ Avur bir sancı  Dakikasında keser/ Şibörek ilactır...
            ...


            TATAR TÜRKÇESİYLE  TAPMACALAR          (BİLMECELER)
            Kaliy catar; mırza basar; katı kirir, çımşak şığar...
            (Değirmen...)
            ....
            Tabandırık giydim/ Şarıldatıp siydim...( çiğ börek )
            ...
            Caypı catar/ Sivri sürter,
            Ekisiń arasında  bir iş biter...(Yufka ekmek)
            ...
            Belini buğup bağlağan, suga tüşüp oynağan (salma isimli özel yemek )
            ...
            Aşılganı aşılgan  Eki tarafından tüy pitip / Cumulganı ne eken / (Göz...)
            ....
            Tögerek aran/Astı boran/ (Un eleği)
            ...
            Biz biz edik bizedik/ Otuz eki kız edik
            Takta şıka tizildik/ Tan  atkanda coyulduk / (32 diş)
            ...
            Pildiysemiz bir süyeksiz/ (dışkı)
            ...
           
            TATAR TÜRKÇESİYLE YAKIŞTIRMALAR..              

            Tatar tekneye batar/Tekneden çıkar  Horoza biner/ Elma satar...
            ....
            ŞİBÖREK
            Tatar balası totayga aytgan;
            -Mağa şiberek ber aygız...
            Totay balağa aytgan..
            -Şibörek bersem mayı ağar /anam tuysa canımı cağar...
            ....
            Cavunda dam tıpırdısı/ apakay sokurtusu bolgan yerde turasım kelmez...
            Para şıkırtısı/ sofra tıkırtısı bolgan yerden gidesim kelmez...

            ÖRÜMÜM
            Kartanam başına torunnarını cıygan: mınaday ayta:
            -Mınav körgenneriňiz  benim örümüm...
            Kongşusu( eteni üstlerine sallay ) mınaday ayta;
            -Örümü maaa, körümü maaa...
            Alla maada bersing bunday...
            ...
            MAGA KÜLÜňÜZ...
            Urkiye hala  mınaday ayta;
            -Balam balam; sakatga, sokurga külmengiz...Menday karta külüngüz...Siz de kart boluňguz..
            ....
            KAYNANA BOLMAYASICA...
            Kaynanası kelinine aşuvlangan;
            -Kaynana bolmağa ermeyesing...
            ....
            TOSBAA
            Tosbaanı atkannar;
            -O bağ bolmasa, bu bağ bolsung...degen..
            ...
            KÖP SAĞINGANEDİM
            Kaydasıňg balam kaydasıň / Körgenime bek kuvandım...
            Köp sağınganedim  Sağınganımdan ürayama kirer bolganediňg
            ...
            İMANIMI KIZDIRMANGIZ
            İmanımı kızdırmaňız/ Pire uçun corkannımı cağarım ,
            Sışan uçun samannıknı caağarım..
            ...
            BALA CUVMA
            (Çocuğu banyo yaptırırken söylenen tekerleme)
            Şingene şit/ arkası bit/ Bir kuman su/ arkasını cuv....
            ...
            KIZLARNI KÖRGENDE
            Karnım avura/ Cüreğim burka, Kızlarnı körgennimmen/ Üşeğim kaka...
            ...
            HARKUT..
            Harkut/ torbangı sarkıt/ Bediyanı al ket...
            ....
            Patırga pıs/ Kötüňü kıs...

            ....


            TATAR TÜRKÇESİYLE  FIKRALAR...

            TAVŞANIN
            KART BALASI...
            Tatar akaylar avga ketgen;  karşılarına ölgen bir eşek şıkkan,
            Akaylar eşekni evirgen-çevirgen; ne bolganını anlamagan...
            Kaytıp Akıldanege ketgenler...
            -Bu ayvanın ne bolganını anglamaymız değerler...
            Akıldane gelgen  evirgen-çevirgen...
            -Bu bolsa bolsa temiz tavşanın kart babası bolur...degen...
            ....
            EŞEK ARISININ KARTAKASI...
            Tatar akayları  gezmege ketken...
            Cuvurur eken karşılarına  bir düşken ucak şıkkan...
            Akaylar evirgen çevirgen ne bolgadını  şıgaramaganlar...
            Ketip Akıldanemizge tanışıyık  degenler...
            Akıldane de kelgen evirgen-çevirgen;
            -Bu bolsa bolsa eşek arısının kartakası bolur...değen...
            ...
            BİÇER DÖVER...
            Yellibel Köyünde , Raziyedaday yeni kelin kegen, cangı  üylüyeken; biçer-döverni o yaşına kadar körmegen, bilmiyeken...
            Akşam bolgan  Akayı üyge kegen...
            Cuvura cuvura  akayına;
            -İlyas İlyas...Ne kördüm bile misin?
            -Ne kördüng degen?
            -Ben bir şey kördüm  öngden  calap calap cuta  geri yanından şışa...
.....
BÖRÜ KAYDA....
Akay köp korkak eken..
            Bir gece  apakayını siymege ketmek için kaldırgan...
            Akay siyerken; apakay onu cüreklendirmek işün;
            -Akayım korkacak ne bar ki? Ay carık börü arık..degen...
            Apakayı taa lafını bitirmeden  akay siymesini yarım bırakıp donunu şekip onun yanına koşgan; apakayının arkasına saklangan;
            -BÖRÜ KAYDAAAA?
            ....
            ŞAY KETİRİńİZ
            Ölüm töşeğinde son nefesini vermek üzere olan tatar birden canlanır...
            Etrafındakiler;
            -Tam öldü...Son nefesini verdi...diye düşünürler...
            -SALAVAT KETİR SALAVAT KETİR...diyler...
            Tatar;
            -Mağa SALAVAT malavat kerekmiy, şay ketirińiz...değen...
            ....
            NOGAY ŞAYI...
            Aklını coytkan Tatar  Ruh Sağlığı Hastanesinde  iyileşken dayın turur...
            Hekimler;
            -Aklıgını  coytkan edin; biraz aruvsun...Seni mından cibereyik...dep aytarlar...
            Tatar bek süyünür...
            Hekimler, aklını coytkan ama aruv bolganına inandıkları Tatarga sorganlar ;
            -Mından ketgende, dışarıda ilk iş ne yasıycaksın? Dep aytkanlar..
            Tatar;
            -Bek özledim...Nogay Şayı içecekmen...der...
            Hekim sorgan;
            -Kayday yasanır  NOGAY ŞAYI?
            Aklını coytkan tatar başlar anlatmaga;
            -Bır tencerege su kuyorman...İşine şay atarman...İçine süt katarman...İşine karabiber, tahaan, taze yağı da kuyup içermen...
            Hekimler ;
            -Bu akay coytkan aklını taaa tabamagan ...der...
            Tatarı hastaneden cibermegenler...
            Oysa NOGAY ŞAYI  formülü doğru; bizim her gün  içtiğimiz sabah kahvaltımızdır...
            .....
            APIRSANGDA AŞARMAN
            ŞAPIRSANGDA AŞARMAN...     
            Tatar ilk defa kentge engen...
            Cebindeki parasınan kalıp kalıp tizilgen sabınlarlı  ilk defa körgen...Aşanacak bir şiy anlağan;
            Bır kalıp sabın alıp aşamağa başlağan...
            Sabın köpürgen, köpürgen, köpürken...
            Tatar kendi kendine diyeken ki;
            -Abırsang da aşarman, şapırsang da aşarman...
            Ben sağa para saydım...
            ....
            TUVARLAR MINADAY     YASAYAMADIGIZ...
            Bir Tatar köyünde, öküzün kafası küpün işine kirgen..Köylüler uğraşkan uğraşkan şıgaramağan...
            Akıldanelerini şağırganlar...
            Akıldane ;
            -Ketirińiz maaa bir pışak...değen...
            Öküznün boynunu kesken, küpke de bir tekme atgan...
            Çevresinde bulunanlarga;
            -Tuvarlar mınaday yasayamadıńız mı?...değen...
            ...
            BAYŞIĞIM ...
            Cańı  kelin, bayınıng sırtlarını, tıypazlap tıypazlap;
            -Bayşığım...Canşığım...diye cuva eken...
            Kiri heş keşmiyeken...
            Kaynanasının sırtlarını da ;
            -Koca kortlak...dep, söğe söğe  cuva eken...
            Bayınıń kirli kalaaken....
            Kaynanasıń sırtları binbiyaz olaeken... 
            ....
            RUSÇA AYTMAGINIZ..
            Moskova da bır TATAR Mahallesi bareken...
            Camide Rusça aytkanlarnı azarlagan Tatar  hoca efendi;
            -Camige kirgen son Rusça kavara(konuşmayın)ayrtmańız...
            Jina jast bulursuńuz (cehennemde yanarsınız )
            TATAR hocanın kendisi Rusça konuşulmaması için Rusça aytkanıń farkında bile değil eken..
            ....
            TURCAUNGA KELDİK...
            Tatar hoca, dua eterken Yasini okuy...
            Bir apakay;
            -Hocam Turcaun  ayrtmadıń.. degen..
            -Hocam turcaun aytmadıń..degen...
            Tatar hoca;
            -Ne sabırsız apakaysıń, işte keldi turcaun...değen...
            ...
            TAKIRGALAR OMUZGAAA!!!!
            Tatar balası askerde Çavuş bolgan;
            Komutan bek süye eken...
            -Tatar Balası, men 1 saat son kelecem...Bölüknü sen durmadan aylandır...degen...
            Tatar Balası da, komutan kentgende askerlerge;
            -Catıńız...Komutan bir saat son kelecek...
            10 dakika son komutan kelegoykan; Tatar balası, tatarca askerlerge şöyle degen ;
            -Bölüüük...Tur...Bababan akay  keliyatır...Targırgalar omuzga...
            ....
            KAYSI KOMUTANIM...
            Askerler çok yorulgan, komutan;
            -Karşı tepede eki tene ağaçtan sağdakinin ne bolganını bilirseńiz  10  künnük tatilge  cibrecekmen...değen...
            Askerler saymaga başlagan;
            -Şam, çınar, dut , ...
            Komutan bilemediklerine bek aşuvlangan;
            Bu sırada olayını cangı tuygan tatar balası karagan;
            -Kaysı komutanım...değen...
            Komutan;
            -Aferim balam....Bildiń degen..
            Tatar balası;
            -Kaysı (hangisi ?) diyeken...
            Komutan,
            -Balam bilding ...dese de  , tatar balası
            -Kaysı dep aytmasını sürdürgen...
            ....
            CER KOTAĞI
            Tatar akası balasınan şeherge ketgen...Köylerinde minare yok eken ; bala minareni körgende babasına sorgan ;
            -Aka, bu nedir?
            Akası da;
            -Ne bileyim balam; bolsa bolsa cerin kotağıdır...degen...
            ....
            SIYIR
            Birevin tarlasına sıyır (inek) kirgen...
            Tatarlar;
            -Biz bunu kayday şıgarayık? diye birbirlerine sorganlar...
            Akıldaneleri;
            -Cürüp şıgartırsak  baksan yerini batırır...
            En iyisi sürütüp şıgarayık ...degen...
            ....
            KOTAĞIMA KURBAN BOLAYIM...
            Akayın birevi harman sürereken köyden müjdeli haber ketirgenler;
            -Akam müjde, ulun (oğlun ) boldu...değenler...
            Tatar köyge dönerken kotağını süyeeken;
            -Kurban bolayım kotağım sağa, sen bolmasediń, ulum da bolmazedi...degen...
            Ulunu da mınaday süyeeken;
            --Kurban bolayım taşakka
              Anasını cibermez başşakka
            -Kurban bolayım billükge
            Anasını cibermez günlükke...
            ....
            KELİN DEGEN KAPİR
            -/Ulum değen Batur...
            Töşek altında catır...
            Kelin değen kapir
            Bir tilim ekmekke oynatır...
            Kelin (gelin ) kaynanasını oynatmadan, bir lokma ekmek bermiyeken....
            Ulunun adı da batur eken; anayı uluna kelinini şikayet etken...Ulu da töşeğin altına  saklangan kaynana öğle dep oynağan; Ulu apakaynı töbeleğen...
            ....
            KARA KASIM...
            Tatar  totayları  Kara Kasım nı heç süymüyekenler...
            Kına keşesi,  totaylar şıng aytıp;
            -Kara Kasım nı tanrı coysun...degenler..
            Kara Kasım tınlıgan işün  hemen ketip kumanga bir avuç kırmızı biber aktan...
            Totaylar   kenepke ketkende kötlerini cuvarkan, kırmızı biberden canmağa başlagan...
            -Caktın bizni Kara Kasım...
            -Pamiyim candı...degen koşup şıkkan kenepten...
            ....
            SAKÜVÜNÜ COYTKAN
            Bir kızıng nişanlısı şeerge ketken...
            Şeerde saküvünu coytkan...
            Totaylar, nişanlı totayga takılaekenler...
            -Nişanlın bir saküvüne sahip bolamadı...
            Samık nişanlıń...
            Kız da değen ki;
            -All alla , şu halkın col bilmemesine karańız...Barıń malı coytulur – coyulur ....
            Yokung nesi? diyeken...
            Nişanlısına toz kondurmayeken...
            .....


            KUYUMCU...
            Tatar  apakayları  kuyumcuğa ketken; altınlarını eritip cangnı  takı yasatacaklar...
            Kuyumcu altınlarını kırslamasıng dep, közlerinin önünde erittirecek ekenler...
            Kuyumcu başlağan altınlarını eritmeğe,   kuyumcu  bir osura eken apakaylar külüşürken, kuyumcu bir parça altını külün içine töke eken...
            Bundan birkaç kere böyle bolgan...
            Apakaylar ;
            -Akam bir ta osur...
            -Akam bir ta osur...
            Değenler; akay da değen ki;
            -Bir ta osursam kazanda bokta kalmaycak...
            ....
            COYTULUńuz
            Tatarlar kavede  kendileri için kıyıp özel olarak yapıp sattıkları tütünlerini içip aytışaegenner...
            Devlet yasakladığı için, kaçak  tütünü kıyıp, satgannarnı  tutuklayeken...
            Tatarların en koyu sohbetinde Kolcularnıng kelgenini  uzaktan körgen bir tatar; öteki insanlar  anlap rahatsız olmasıng  degen ve mınıday aytkan;
            -Kolcular keliyatır coytuluńuz...
            Tatar ayakları, kolcular kemeden kaveden kaşgannar...
            Kolcular ketgende , geri dönüp kalganları yerden tütünlerini tüttürgenner...
            ....
            KURTİYİNG  YUKUSU...
            Yellibel Köyü  tutma (kiralık çiftçi işçisiyle ünlüdür. )...
            Bunarıńg   içinde KURTİY adlı   bir gariban bareken...
            Ramazan da, davul çalıp, insannarnı sahurga kaldıraeken...Bir gün bek yorulgan Kurtiy, iftarını etip erken catgan...
            Köyün  muziplerinden İsmail Akay, teravih kılıngan camige keter eken, üyününg önünden keşken, karagan ki, kurtiy yuklay...
            -Kurtiy kurtiy tur...Taa yuklaysıńg mı? Saba namazı boldu , camide namaz kılına sen taa davulnu şalmadıng?
            Saat falan da olmadığı için, köylüler teravih namazını kılarkan;  Kurtiy,            -Güm güm güm güm...davulnu şalmaga köynü dolaşmaga  başlagan...
            Camiden teravih namazından şıkkannar;
            -Kurtiy, ne boldu sağa? Taa, biz teravih namazını kılamız...Ket yeringe  cat...Ta sahurka bir talay bar değenner...
            Kurtiy pek kuvangan...Ketip catıp, saba karşı birtta davulu şalmaga durgan...
            İsmail Akayıńg sözlerine bir taaa inanmağan...

            ...
            SÜT KATIK BOLUR...
            Apakayı Tatar bayını togay (İnek ) alması içün pazarga cibergen...Akay bir tene tuvar(Öküz)nen dönüp üyge kegen...
            Apay ;
            -Kattińg sen..Men saga togay alman içün pazarga cibergenedim, sen tuvar(öküz) alıp kegensin ?
            Akay kendinden emin;
            -Bolsun bolgun ballarga süt bolur  katık bolur ...dep duraken...

            TİRKEMESENG  KALA...
            Tatar akayı, apakayı, kaynanasını arabağa mindirgen...Öz anasını da  arabasının arkasına belinden baylagan, cayav cürüteken...
            Colda körgenler sorganlar;
            -Bu apakay kim?
            -Benim apakayım..
            -Ya bu apakay kim?
            -Kaynanam...
            -Belinden arabağa bayladığın apakay kim?
            -O da menim öz anam...Tirkemeseng kala...
            ...
            BAKALAR...
            Bir mışık  bakalarga (kurbağalarga )
            -Haydińgiz arkadaşlar  yaylaga ketiyik degen...
            Bakalar  onu dinglemep comp comp suga atlağanlar...
Mışıkta orada kalgan...
            Yaz kelgen, su kurugan, bakalar ölgen..Mışık şöyle değen ;
            -Vatana vatana / şu serilip yatana / ardıç  dibi yayla bolur / selde kalgan böyle bolur...
            ....
            BALA
            Tatar apaykayına sorganlar;
            -Ulungung  kaş balası bar?
            -Kıran kirsing  5 tene...
            -Kızınıng kaş balası bar?
            -9 tenecik cetişkeni bar...degen...
            ....
            ÖKÜZ  KÖZ KIRPA...
            Tatar akayının birevi bir öküzmen tananı arabağa koşgan...Tana heş şekmiyeken, akay öküznü kötekliyeken...
            Bunu körgenler;
            -Öküznü kötekleme, tana şekmiy...değenler...
            Tatar akayı;
            -Öküz tanaga şekme dep köz kırpa  değen...
            Bir şeyde büyüğün örnek olmasına örnektir...
            ....
            KÖTEKLEYEMEDİM
            Akay Apakayını köteklemek isteğen; bir  zumzuk vurgan Apakayı ölgen... Akay;
            -Gene kötekleyemedim apakay seni...değen...
            ....
            KARANNIK DERE KÖYÜ..
            Karaannık dere değen bir Tatar Köyü bareken...Heş gelgen – ketgen bolmayeken...Kuş uşmayeken, kervan keşmiyeken ...Bir  gün akayın birevi  köyden şıkkang başka bir köyge Bargan...Karagan ki bayram bolganını körgen...
            -Bu nening  bayramı? dep sorganda...
            -Ramazan bayramı degenner...
            Akay Karannık dere köyüne kegende, degen ki;
            -Arkadaşlar Köyümüzün kadrini biliyik...Ramazan kegen keşken kaberimiz bolmağan...
            ....
            KART KIYAR AŞANMAZ...
            Ulu üyde kaan apakay; onu körmüyeken...
            Totaylarını turmadan azarlayeken; bir gün de degen ki:
            -Ne bayga barmaysıňgız, kart kız bolacaksıgıňız..Kart kıyar aşanmaz...
            ....

            BALALAR KÖBÜYÜR
            Akşemsettin in apakayı bek saf eken; apakayına  diyeken ki;
            -Koradan taşlarını cıy, cıymasang balalar köpüyür...
            Apakay da inana eken, taşlarını  etene cıyıp cıyıp aketip töge eken...
            Balalarınıng köpüymesini istemeyeken...
            -Azgana balalarga taa kolay kararman...diyeken..
            ...

            TATAR TÜRKÇESİYLE  DİYALOGLAR
            Alıcı;
            -Mına taranı kaşga beresing?
            Satıcı;
            -Sening çün bir urupla buğdayga bolur...
            Alıcı;
            -Savkuvnu kaşga beresing?
            Satıcı;
            -Eki mecidiyege bolur...
            Alıcı;
            -Almanı kaşga beresing;
            Satıcı;
            -eki mecidiyege bolur..
            Alıcı;
            -Tuvarnı kaşga beresing?
            Satıcı;
            -Keşen sefer berdik alamaya yazdık; Piyatını köp bulganediler...Keşende 60  mecidiye degenedik, Kırka bolur..
            fiyat sorup almagan kişige, satıcı mınaday aytgan;
            -Mavtüv müsüng? Tonkga cenabet...


            TATAR TÜRKÇESİYLE  HİKAYELER...
            (KOŞANAY – KUZU...)
            Bir Tatar TÜRKÜ   akayıng koşanayı bar eken...Akay odun cıymağa ketgen , koşanayına da bembih etken;
            -Kapını sakın kimsege açma...
            Bunu takip etken ayuv  kapıga kelgen, işerdeki konaşanayga seslengen;
            -Tavdan cıydım tav şeşek/ kırdan cıydım kır şeşek/ aş koşanayım kapını
            Koşanay ;
            -Sen benim anam tuulsung, benim anamın sesi ince, ayakları biyaz edi değen...
            Ayuv hemen demircige ketip tilini dövdürgen, sesini inceltgen, ayaklarını kireçke boyagan geri kelgen...
            İnce bir sesnen;
            -Tavdan cıydım tav şeşek / kırdan cıydım kır şeşek / aş  koşanmayım kapını ...
            Koşanay kapını aşganıman, ayuv kuzunu calap cutması bir olgan...
            Akay üyge döngende, koşanaynı ayuvnun aşağanını körüp köp üzülgen,  intikam almağa karar bergen...
            Derin bir kuyu kazgan, işine ateş cakıp köznen toldurgan, üstünü dallarnan şeşeklernen  kapatıp süslegen...
            -Ayuv kardaş, bu akşam yemekke davet etemen, kuzu kızartması bar ..degen...
            Ayuvung avzunu şapırdata şapırdata kelgen...Kuyunun kenarına oturgan;
            -Hoş keldin degen...
            Ayuv tam sofraga uzanacakken;
            -Ayuv kardaş kak hele astıngda kırgışım kalgan degen...
            Ayuv kakarken , arkasından köz tolu kuyuga itekleğen...
            Ayuv ateşte canıp inlerken bakıraeken
-Vay ayaklarım, vay kollarım, vay başım diye feryat edekeen...
            Akay da;
            -Ohhhh boldu...Sen  nasıl   menim  koşanayımın ayaklarını, kollarını, közlerini aşadıng diye süyünüp kalgan...
            Böylece  intikamını algan...
            ...
            AYUVNUG BALASI...
            Ayuv balasını  algan armıt toplama ketgen...
            Ağaçka şıkkan; armıtlarnı kobarıp kobarıp  ataeken, balası yerge tüşkenini aşay, aşay,  eken...
            Ayı aşuvlanıp aşağa engen, balasını catırgan, kımıldamasıng diye üstüne kocaman bir  taş kuygan...
            Armıtnı toplap pitirgende, karaan ki  balası taşıng astında ölgen...
            -Mıjgaaayyy..Mıjgaayyy ...dep cılagan...
...
            BİR ŞIBIN
            Akayıng apakayı arılarga bilmeden zeyir aktan...Bir kovan arısını öttürgen.... Akay apakayını töbeleyeken, apakayı da;
            -Alla alla be bir şıbınman şıbınnı mı bolacağeding? diyeken...
            Yasağanının köp balaban olganını bilmeyeken...
            ...

            TÜTEEN KARABORAN...
            Catalak bir kartanay bar eken; cıllardır catıp tışarısını körmüy eken...Üyününg işinde keşeken ömrü...
            Yaz keen, hava köp sıcak bolgan...Catalık bolgan uşun  apakay  kış mı yaz mı keenini bilmeykeken...
            -Ballar dışarıda ava kayday? dep soragan..
            Ballar da;
            -Katecek acep havanın sıcak bolup bolmağınını bile mi değenner ki;
            -Tüteen karaboran...Köp suuk.. bar değenler...
            Bunu tuygan kartanay, titreeen corganını başına şekken...
            -Oooooh....değen...
            ....

            KÜPTE AŞAMADIM...
            Nazmiye kelin bir gün bek öğüne eken...
            -İşli küpteni menden aruv yasayamazsıňız menim küptelerim bek avruv  bolur...değen
            Urkiye Daday  tınglağan tınglağan deenki;
            -Kelin  ne biliyim, küptelerni avruv yasağanını? Heş aşamadım ki...Aşağan bolsadim senen barbar bolup özüňü maktaredim...
            Urkiye Daday biraz songra da;
            -Mına kelinden sıktım sıyrıldı...Özünü maktay, mağa küpte yasamay...Kateyim mınaday kelinni...değen...
            ....

            KANIMLIĞIM TUTTU...
            Akayıng bir evi bir kızman üylenmek istiy...Kız değenki,
            -Men sennen üylenirim ama benim bir kusurum bar...
            Akay da;
            -Her türlü kusuruňgu kabul etemen....Yeter ki menimnen üylen değen...
            Kız ,
            -Senede bir sefer kanımlığım tutar...
            Akay;
            -Bolsa bolsung... değen...
            Üylengenler...
            Aradan bir vakıt keşkende, apakayın kanımlığı tutkan...Tışarıdan bir tilençi kelgen, bir şiyler isteyeken...
            Apakay da  ateşteki kazanga tavuk kuygan, pişre eken..
            Tilinciğe değen ki;
            -Menim bu gün kanımlığım tuttu...Keş işeriden bir şiyler al ketir...
            Tilenci içeri kirgen, karan ki kazanda tavuk bar...Hemmen tavuklu alıp torbasına kuygan...Şarğıını da  kazanga kuygan...
            Apakayka değen ki;
            -Sening bu gün kanımlığın tutkan bosa, ben saa bir oynayım da öyle ketiyim...deeğen...
            Şingene başlağan şıng aytıp oynamağa...
            -Senin tavuk menim torba işinde; menim Şarık senin şorba işinde...
            Apakay da;
            -Bek kuvandım....Aruv türkü aytasıng, aruv oynaysıng...Aruv göbek atasıng...değen...
            Akşam bolganda akayı keen, karan ki kazanda bir Şarık şıkkan;
            Apakayını bir kötekleğen, bir kötekleğen...
            Apakayı da;
            -Kanımlık kim men kim? Bir taa bunday  bir şiy yasamayacakman dep tövbeler  bolsun bundan bu yak...değen...
            ....

            MAMITÇA AYAKKABI...
            Ceyhan ın Yellibel Köyünden bir TATAR kızla  evlenen, öğretmen, imam, devlet memuru olan: halkın ifadesiyle;
            -Mamıt Akay; bek sayılıp süyeleken...
            Caň şıkkgan lastik ayakkabını alıp giyip  köyge ketirgen...
            İlk onun kiygenini körgen köylüler;
            -Mamıtça Ayakkabı.. demeğe başlağan...
            O günden beri bu ayakkabının ismi halen Yellibel Köyünde Mamıtça Ayakkabıdır...
            ...
            MONŞAK...
            Ciyanıng Yellibel köyüne katırman bir çerçi kelgen...Öteberisini ortaa tökken...
            Aklı ermeğen bir kız, bir de ul bala ketirgenner...Kız  balası  çerçinin mallarının arasında bulunan MONŞAK(Boncuk) algan..
            Ul bala pışakka yapışkan...
            Yaratılıştan, ul ve kıznıng katecekleri bellirgendir...Uluňg
silahka, kıznıng süsge tüşkünnüğü değişmemiştir....
            ....
            MIŞIK KATIK AŞIY...
            Tatar akayı apayınan gece birleşeken...Sesler bek yüksek şıkagen....Seslerge uyangan bala, közlerini ovuşturup sorgan;
            -Ne bola mında?
            Tatar akay;
            -Cat ceringe mışık katık aşık...degen..
            Bala cankansong ;
            -Anang kotak aşıy...dep söylengen...
            .....
            MIŞIK (TAKMA DİŞ/TOTAL PROTEZ)AŞAMAY...
            Bek fakir eken tatar Apakayı....Tişileri dögülsen song tamak tatkırgan...Köp süyüneken...Yakınnarı da;
            -Mışık damak tişingi aşar...Mışkka kaptırma...dep korkutaekenner...
            Tatar apakay beti sabınna cuvareken damak tişini şıkartıp canına kuygan....közlerini de sabunnagan: ..Muzip bir  yakını kegen;
            -Miyaaaav... degen, takma tişlerini akeken...
            Betini curgareken tatar apakay bek heyecanlangan...Közlerini sabunu sabunu aşgan, közleri cangan...
            -Kördüngüz mü ballar, mışık benim tişlerimi alıp ketti..
            -Mışık dişlerimi calap cuttu...degen...
            Bir cılaan, bir cılaaan...Bir süre songra acıganar apaykayga ketirip takma  tişlerini;
            -DADA MIŞIK DİŞLERİNGİ AŞAMADI...dep dalga keşgenner..

            TAVUKKA ADIMI KUYGAN...
             Urkiyedaday  Melvadabaydan, bir tavuk algan...Atını da Melvade tavuk kuygan...
            Melvadabay Urkiye Dadayıng üyüne gezmeee ketken..Tavuk oradan şıkkanda, Urdiyedaday;
            -Mına Melvade tavuk yerinde turamay...Korazlarnıng ardından koşup geze değen...
            Addınıng tavukka kuyulganına bek alıngan Melvadabay, kakkan üyüne ketken, Urkiyedadaynan yıllarca konuşmağan ...
            ....

            BETERİNG BETERİ
            Urkiyedaday köp kastalangan...İbramakayın Tükkannına aspirin almağa ketken...İşeri kirerken, onu körmegenler...
            İşerdekilerden Hacemetakay; birden aşuvlangan ;
            -Arkadaşlar, betering de beteri var...Urkiye ni közügüňüzün önüne ketiringiz...
            Urkiyedaday bunu duygan, bir aşvulangan, bir aşuvlangan...
            -Seni  pezemek, maga ne bolgan da bundan aytasıng?
            Bakırıp şakırgan...Şıkkan ketken...Acemetnen yıllarca konuşmağannar...
            ...

            PİS APAKAY...
            Apakayıng bir evi oşşakta aş pişireeken...Tencireni şömşenen karıştıraken...Katına bir it kegen...Apakay , şömşenen , itning başına bir vurgan:
            -Pislikten heş hoşlanmam değen...
            Şömşeni kazanga kuyup karıştırmaa devam etken...
            ....
            KÜRSÜ TEDAVİSİ...
            Yellibel Köyündeki Tatarlar eskiden üşüten hastayı tedavi etmek için çok ilginç yöntem kullanırlardı....
            Soba henüz icat edilmediği yıllarda , ocakta sürekli ateş/ köz eksik olmazdı...Yatağı sererken ayak ucuna da temiz bir tenekeyi ağzı yatağın içine gelecek şekilde yan yatırırlar; küçük bir bakır tabağın içine  biraz kül koyduktan sonra ortasına biraz köz koyarlardı...Tabağı da tenekenin içine koyarlar, hasta yatağa yatırılır, ayaklarını fazla uzatmazdı....Üstüne de bir yorgan örtülür, teneke içeride kalacak şekilde örtülürdü....Böylece hasta terletilir ve tedavi edilirdi...
            Bu tedavinin adına da KÜRSÜ derlerdi...
            ....

            DÜĞÜN VE ŞEKER ARMAĞANI...
            Yellibel Köyünde düğün davetiyesi olarak her eve okuntu adı altında peşkir(Avlu) dağıtılırdı...Düğün evine her gelende “Hayırlı olsun “birer kilo çay şekeri” getirirdi...
            Daha sonra da kırkım adı altında düğün sahibine para yardımı yapılırdı...
           
            ...

            ÖKÜZ  KÖZ KIRPA...
            Tatar akayının birevi bir öküzmen tananı arabağa koşgan...Tana heş şekmiyeken, akay öküznü kötekliyeken...
            Bunu körgenler;
            -Öküznü kötekleme, tana şekmiy...değenler...
            Tatar akayı;
            -Öküz  tana şekme dep köz kırpa  değen...
            Bir şeyde büyüğün örnek olmasına örnektir...
            ....
           
            BOLSA BOLSA
            Tatar  keday ını (delikanlı)  üylendirgenner; sabanan sorgannar;
            -Kelinni kayda  taptıng?
            Canngı kiyev;
            -Bolsa bolda bunday bolur...dep, Apakayını övgen...
            ....

            TART
            Akayın bir evi köp işkici eken...Toy bolureken  nişannısının yanına kelgen...İşkisini köp kaşırgan  değen ki:
            -Kaliy akayıng  üyleri, köndelenge çatar koyları...
            Sizin ölüler tura tursung, bizim ölülering canı uçun  tart tart değen...osgurgan...




            MEYVE ADLARI...
            Ataylarımız ağaçlarga bile isim takkannar...
            Kartbaba  inciri...
            Kelinşek inciri...
            Kuş inciri...
            Orak inciri...
            Kuş bogu inciri...
            Kokulu zerdali,
            Pambık zerdali,
            Tokmak zerdali,
            Oğrak zerdali...
            Tokalı zerdali...
            Belben; incirin kabuklarının soyulup lapa haline getirilmesi ve çaputların üzerine serilerek 1 santim kalınlığında kurutularak genellikle kış günlerinde  tüketilen bir gıda maddesi...

TATAR TÜRKLERİNİN  YEMEKLERİ...
            NOGAY ÇAYI...
            Malzemeler; l su bardağı su,  2 yemek kaşığı Türk çayı, yarım kilo süt, 1 çay kaşığı tuz, bir tatlı kaşığı karabiler 1 yemek kaşığı
            Yapılışı; Bir tencereye su koyulur , içine çay atılır...Çayın rengi suya tahin,  bir tatlı kaşığı tere yağ...çıkana kadar kaynatılır...Tuz ilave edilir...Daha sonra içinde çay olan bir karışım başka tencereye süzülür...Tercereye süzülen bu çay tekrar ocağa konulur içine yarım kilo süt ilave edilir...Karabiber eklenerek  beş dakika iyice kaynatılır..
            Sonra bir kasede yemek kaşığı tahin iyice karıştırılarak  çırpılır...Tahinin içine  az azda çay konularak çırpılmaya devam edilir...İyice özenen tahin ocaktan indirilmiş olan çayın içine ilave edilir...Çay servisi yapılır, üzerine bir tatlı kaşığı tere yağı ilave edilir...Çanağın içine  ekmek doğranarak, yemek kaşığıyla tüketilir....
            Ayrıca zevke göre çayın yanında közlenmiş kırmızı biber, ya da salça da aynı anda tüketilebilir......
            ....
            CANTIK...
            Malzemeler; 1 kilogram un, 1 tatlı kaşığı tuz, biraz yaş maya; iç için 3 tane ince doğranmış soğan, 2-3 yeşil biber, yarım demet maydonoz, bir kalıp peynir, yarım çay bardağı sıvı yağ, 1 tatlı kaşığı  salça, yeteri kadar tuz...
            Yapışılı; Hamur malzemeleri kulak memesi kıvamına gelene kadar yoğrulur, mayalanmaya bırakılır...Daha sonra iç için hazırlanan malzemeler derin bir kapta karıştırılır...
            Mayalanan hamur  iki çeşit parçaya bölünür...Bir parçayı tepsinin altına  yayılır...İç malzemeleri  bu hamarun üzerine konulur...Üzerine diğer hamurlu kapatılır , börek kare şeklinde kesilir, üzerine yağlı yoğurt sürülüp 180 derecelik fırında pişirilir...
            ....
            KIYGAŞA...
            Malzemeler; yarım kilo un, 1 tatlı kaşığı tuz, bir tatlı kaşığı yaş maya....
            Yapılışı; Malzemeler su ile karıştırılarak kulak memesinden biraz daha cıvık bir hamur elde edilir...
            Hamur 30 dadika mayalanmaya bırakılır...Çöğün kazan denilen özel bir kazanda yarım su bardığı yağ iyice ısıtılır...Hazırlanan hamur cıvık olduğundan elde hızla açılarak yarım sanmtim kalınlığında avuç içinden biraz büyük daire haline getirilir ortası parmakla delinir...Bu hamur önceden hızarlanmış kıygın yağda kızardıncaya kadar bir şiy yardımıyla çevrile çevrile pişirilir...Domates, peynir, peytin ve çayla servis yapılır...
            ...
            MALAY
            Malzemeler; 1 çay bardağı şeker, 250 gram mısır unu, su...
            Yapılışı; Şeker, mısır unu, su karıştırılarak kek hamuru kıvamında birk hamur elde edilir...Bu karışım bir gece bekletilir...      Ertesi gün yağlanmış  tepsiye çok   kalın şekilde dökülür ...  200 derecelik fırında 40-45 dakika pişirilir...
            ....
            SÜT BULAMIK
            Malzemeler; yarım kilogram süt, 3-4 yemek kaşığı un, tereyağı, toz biber, tuz...
            Yapılışı; Süt ve un iyice çırpılarak pişirilir...İçine bir miktar tuz katılır...İyice koyulaşınca ocaktan indirilir ve servis tabaklarına koyulur...Üzerine tavada eritilmiş tere yağ ve toz biber ilave edilir...
            ...
            KARTALAŞ
            Malzemeler; yarım kilo un, yarım kalıp yağsız peynir, iki yumurta, 2 paket kabartma tozu, 1 tatlı kaşığı pakmaya...
            Yapılışı; Malzemeler karıştırılarak yoğrulur...Kulak memesi kıvamında hamur elde edilir...Hamır yarım saat dinlendirilir...
Hamur mandalina büyüklüğünde bezelere ayrılırd...Ayrılan hamur yemek tabağı büyüklüğünde açılıp saçta ya da teflon tavada çok az yağ dükülerek iyice kızartılır....
            ...

            KÖBETE...
            Malzemeler; temizlenmiş bir tavuk,  250 gram pirinç, iki baş soğan, salça, yeteri kadar tuz...
            Yapılışı; Bir tüm tavuk  temizlenir haşlanır, salçalı, soğanlı pirinçle hafif pişeçek şekilde  kavrulur...     
            Bir yandan tepsinin kenarlarından 5-6 santim  taşacak büyüklükte hamurlar yufka şeklinde açılır ...Tepsinin tabanı yağlanır her yufkanın  arası yağlanarak  5-6 yufka döşenir...
            Ortasına haşlanmış, pirinçle, salçayla, soğanla pişirilip hafif kavrulmuş tavuk tüm olarak konulur....
            Üstüne her katının arası yağlanan  5-6 kat  yufka yine döşenir...Alt kattaki yufkalarla, üstü kattaki yufkaların tepsiden dışarıya taşan kısımları  daire şeklinde katalanır   tepsinin kenarlarına sıkıştırılır...
            En üste de yanmamak üzere kalın bir yufka konularak fırında iki saate yakın pişirilir...  
            ....       
           
           
           
TATAR TÜRÇESİYLE  SÖZLÜK ;
A
Abceliy: şaşkın behlül...
Abay;abla..
Abanmak; üstüne düşecek gibi olmak...
Aka;baba, abi..
Akam; babacağım...Babam...
Akay; adam...
Aket; al git...
Aketiyik; alıp gidelim....
Akeliyik; alıp gelelim...
Alayı; hepsi...
Ald; ön...
Aldıngda tabıldım; önünde bulundum...
Algış; dua...
Alcıdı; iyice azıttı, yoldan çıkmaya, kötü olmaya başladı...
Amanat;emanet..
Ana bet; o taraf...
Anay; anacığım , anneciğim...
Anayerge; o tarafa...
Anabette; öbür ya da öteki  tarafta...
Ankıtmak; korkutmak....
Ańsıtmak; hissettirmek..
Anaday; onun gibi...
Anyer; orası...
Anav; şu kişi...o kişi...
Angıla; saldırmaya hazır pozisyon almış her an saldıracak  durumda...
Ardang ardang; zorla ayakta durarak; düşmeye yakın, düşe kalka , titreyerek yürümek....
Art; arka, geri..
Aptır/septir; düşe kalka...
Apakay; kadın – avrat...
Aruv;iyi, hoş, güzel, sevilmeye değer...
Astıma; altıma..
Aşavı ; yemesi...
Aşuvlanmak; aniden sinirlenmek, iyi sinirlenmek...
Aş; yemek...
Aşap;yiyerek...
Avurmak; ağrımak
Avura; ağrıyor..
Ava; hava...
Avuz; ağız...
Aylanmak: dönmek..
Aydaş; çok zayıf, yetersiz beslenmiş, gelişmemiş, derisi kemiğine yapışmış çocuk...
Ayuv; ayı...
Aytma; söyleme..
Aybetli; kıymetli...
Ayt; söyle...
Aytmağanedi; söylememişti...
Aylanmak; dönmek , dolanmak...
Aylanagoy; dönüver...
Azgana; azıcık...
Azgana; azıcık, çok az...
....
B
Balak; şalvar paçasının ağzı....
Bala şaga;çoluk çocuk...
Bakrıklamak; bağırmak..
Bala; çocuk..bebek...
Balaban; büyük kocaman, çok büyük...
Barmak; varmak...
Barasıńg; varıyorsun ...
Barınga; ev barınılacak yer...
Barganedim: varmıştım..
Batasıca; yerin dibine giresice...Yok olasıca..
Bav; bağ..
Bavı;bağı...
Bavluk; baharla birlikte sarı çiçekler açan süpürge biçiminde çalı...Katır tırnağı...
Barga: varlığı olana , zengin olana...
Bay; koca, erkek, herif..
Baytaram; çok ince yapraklı, süpürgeye benzeyen, güzel kokulu bir çiçek...Kabe süpürgesi de denir...
Bet; yüz..
Bekliy; bekliyor...
Beliycekmen; beleyeceğim...
Bek; çok..
Ber; ver...
Bet; yüz ...
Berdi; verdi...
Bergen;  vermiş......
Bezergen; rengi solmuş...
Bızık; bozuk...
Bilmirlilik; çok bilgili olmak, bilgiç olmak...
Bileeken; biliyormuş..
Bilmiyeken; bilmiyormuş...
Bike; avrat...kadın...
Birev; birisi...
Bilmiy; bilmiyor..
Biy; tarantula – büyük örümcek...
Bolmak; olmak...
Bolsa  bolsung; olursa olsun...
Boğu cinni; alıngan , her şeye tepki veren, olmadık şeylere karşı çok sinirlenen...
Bosağa; eşik...
Boksurtmak; saçmalamak...cılkını çıkartmak...
Boşlar; sorumsuz...
Börü; kurt...
Börk; kavuk, papak, serpuş, külah,
Börtkün; çılgınca hareketler yapmak, koşmak, zıplamak, anormal davranmak..
Buzav; buzağı...
Büklesin; karında gaz kilitlenmesi sonucu meydana gelen ağrı...
Bu yakka; bu tarafa...
Bunday; bunun gibi...
Buğup; boğup...
Buşe; pire...
Bürkemek; sarmak, bürümek...
....
C
Cabılmay; kapanmıyor..
Cala; yala...
Calpaymay; yassılmak
Cabılmay; kapanmıyor , örtülemiyor...
Calap; yalayıp...
Camavluk; yamalık...
Cap; kapa..
Calanglamak; koşturmak..
Calpaymak; yayılarak oturmak...
Calay; yalıyor...
Cara; yara...
Cavmasang; yağmasan...
Cavluk; yağlık...
Cangırık; üzerinde odun kesilen kütük..
Cańıdıńız mı ; bilediniz mi ?
Canńı; yeni...
Cavun Cavgan; yağmur  yağmış...
Canık; yanık...
Cantık; fırında, somun yapılırken,  mayalı hamurdan yapılan özel  içle yapılan irice ve büyük börek...
Cavun; yağmur...
Cavluk; yağlık...
Cap; kapat , ört...
Carık; yarık, aydınlığı bol..
Carımak; doymak...
Cartı; eski, işe yaramaz ,yıpranmış ama hala kullanılan...
Catma; yatma...
Caş; genç, delikanlı...
Cavluk; mendil..
Cazma; ayran...
Caypı;yayvan...
Cayav; yayan...
Caypi; yayvan...yana doğru yatmış...yaygın...
Celtaşşak; yerinde duramayan aceleci..
Cenabet; pislik, piş, kirli...
Cemboylu; delikanlı...
Cenge; yenge...
Cer; yer...
Cetekleşmek; el ele tutuşmak..
Cetişken; yetişmiş, olgunlaşmış...
Cerge; yere ...
Cerninge; canına ...
Celbirdek; boş bomboş gezen, kendisini rüzgara bırakıp her şeyden vazgeçen...
Cenabet; cünüp...
Cemtik; tavuk kursağı...
Ceninlegen; ineğin memeleri büyümüş, sütü memelerine kadar inmiş...Yakında  buzağılayacak..Doğum zamanı gelmiş...
Cel;  yel.
Cemtik; kanatlı hayvanlardaki kursak, mide...
Cem; yem...
Cemleğen; aynı yiyecekten çok yediği için midesi, bağırsakları bozulmuş...Gazı çok kötü kokuyor...
Cetekleşmek; el ele tutuşmak...
Cımırta; yumurta...
Cıgılganga;  yıkılana...
Cıgılamak; düşmek
Cığa; yıkıyor, deviriyor...
Cırt; yırt...
Cımbıl cımbıl; cıvık...
Cıllazmak; oyun bozanlık yapmak...
Cırcır; ağustos böceği...
Cırtıldı; yırtıldı....
Cıyındırık; etin bıçakla kesmekte zorlanılan, sünen lastik gibi sinirli yeri...
Cıyrık; utanganç...
Cıynaklı; tertipli düzenli...
Cıymak; toplamak....
Cılay; ağlıyor...
Cılınmay; ısınmıyor...
Cılavuk; kolay ağlayan...
Cıldırmak; gülmek..
Cıgıldıń mı; düştün mü ?
Cıllı; ılık, sıcak ...
Cılamak; ağlamak...
Cıl; yıl...
Cılt; ısınma...
Cıy; topla...
Cıyrık; utangaç...
Cırtık; utamaz...
Cılış; yaklaş....uzaklaş...
Cilik; tavuk butu.....
Ciber; gönder...
Citirgen; yitiren...
Ciyrengiş; iğrenç....
Cibbitmek; ıslanmak...
Ciber; gönder...
Cimbit; cımbız..
Ciyrendi; iğrendi..
Colga; yola...
Corganmak: hızlı hızlı davranmak...
Col; yol...
Colunduk; yolunduk...
Coymak; yitirmek, kaybetmek..
Coyulmak; kaybolmak, yitirilmek...
Corap; yorumlayıp...
Corgan; yorgan...
Cozutkan; yoldan çıkmış, kontrol edilemeyen...
Cumarlap; buruşturup, yuvarlayarak...
Cumurduk; yumruk...
Cuvacekedi; yıkayacaktı...
Cuvur; koş..
Cuvguş; çamurla duvarları sıvama...
Cuvunacam; banyo yapacağım...
Culkuňuz; tüylerini  yolunuz...
Cut; yut...
Curt; yurt...
Cumurduk; yumruk...
Cuta; yutuyor...
Cuntluk; sundurma...
Cutmak; yutmak ...
Cutuk; obur..
Curt;  yurt...
Cuvunduruk; bulaşık...
Cuv; yıka, temizle...
Cuvur; koş
Cür; yürü...
Corgalat; yürü git, arkana bakmadan git...yürü ancak gidersin...
Cürmek; yürümek...
Cürüngüz; yürüyün...
Cüntük; zayıf ve kısa boylu....
....

Ç
Çatraş güdük; kareli gömlek...
Çillik; vajina..
Çipiyim; küçüğüm, canım....
Çokmar; çok fazla..    
Çümüy; penis..
Çötkü; mısır sapından yapılan badana fırçası....
Çöküş: çekic...
Çot; keser...
Çümüy; çocuk penisi...
.....
           
D
Dada; abla...
Day; gibi...
Daylı; zehirli yılan, akrep gibi...
Debildenme: debelenme..
Degen: demiş..
Diyeken; diyormuş...
Dülber; Dilber...

.....
E
Egeşmek; boş yere iddialaşmak...
Ekindi; ikindi...
Eki ; iki
Emirsek; çocuğunu emzirmeye çok hevesli kadın...
Emşek; meme, kadın memesi...
Emşek torbası; sütyen..
Ergele; hergele / inek sürüsü...
Erte; erken
Ertelik: sahura kalkmak...
Eşkit; davar...
Ependi; efendi...
Evrağaş; yufka ekmek yapmakta kullanılan tahta gereç...

....


G
Gicimik; eskime belirtisi gösteren buğdayda oluşan ve insanda kaşıntıya neden olan gözle görülmeyecek kadar küçük böcek..
Göbelek; kelebek...
Güdük; gömlek.

H
Hardalatsız; çok büyük, şekilsiz...
Hapta; hafta...
Heçsinmek; önemsememek, adan yerine koymamak...
Höküre höküre; hıçkıra hıçkıra..
Höşşek; lafçılık etmek...lafı birisinden alıp ötekine götürmek, ötekinden aldığını da berikine ulaştırmak...
Hötelendi; yandı...
Hörbene; sığır / inek sürüsü...
Huradaa şıkkan; emekliye ayrılmış...

I
Ibırış ;cimri, yedikleriyle doymayan, gözü başkasının malındaolan..
Ilbırdaan; olgunlaşmış, hatta olgunluğunun son aşamasına gelmiş, daldan düşecek kadar çürümüş hale gelmiş..
Irbaymak;  kontrolsüz, rast  gele yatmak...
Irıl; uzaklaş, yanıma yaklaşma...
Irgag; yüksek dallardaki meyveleri toplamak için ucu bir tarafı oldukça uzun, diğeri 10/15 santim kısalığında V şekline kesilmiş değnek;  ya da incir ağacının üstünde  incir toplarken sepete takılan V şeklinde bir  takılan ağaçtan yapılan  gereç.....

İ
İndemeden; sesini çıkartmadan, sessizce duruyor...
İnne; iğne, dikiş iğnesi..
İştan; don, iç don...
İşker üy; köy evlerindeki misafir odası..
İşeyik; içelim..
İşmeyecek; içmiyormuş...
İtnen; it ile...
İptil; ilk önce, birinci....
İyleşmek; birbirine yapışmak...
...

K
Kaar; kahır...
Kabargan; şişmiş, büyümüş, su toplamış...
Kana;  hani ?
Kakırık; balgam...
Kaltır kaltır ete; yaşlanmış, eli ayağı titriyor...
Kakırık; balgam..
Kalkıntı; evin önünden süpürülen zibilin üstünde kalan irileri...
Kalgıma; oturduğu yerde uyuma, otururken uyuyup başının öne düşmesi; tekrar normale dönüp, tekrar öne düşmesi...
Kaltır kaltır; ayakta zor durarak, acele acele, bilinçsizce hareket ederek...
Kalpımak; zibili silkeleyerek irilerini üste çıkartmak...)
Kamam; hamam...
Kangıldak;  çok zayıflamış, iskeleti çıkmış...
Kateyim; ne yapayım?
Kargışınman; bedduanla..
Karmaklamak; karanlıkta el yordamıyla bir şeyler aramak...
Karaamet; iftira..
Kamga; onunun parmağa, tırnak arasına küçük batan kısmı...
Kateceňg; ne yapacaksın ?
Kalk; yabancı...
Kartanay; nine...
Kartakay ; dede...
Kart; yaşlı...
Kartaygan; yaşlanan...yaşlanmış...
Kat; yan...
Katırdavuk; yedikce kart kart ses çıkaran şeker..
Kalakay; mayasız hanmurdan, yağla yoğrularak yapılan bir tür ekmek...
Kalav; duvar ...
Kalaklamak; sendelemek...
Kalgımak; çok uykusu gelmek...
Kara; bak...
Karay; bakıyor...
Kaysı; hangisi ,,,
Karuvle; ayakkabı..
Katesińiz; ne yapıyorsunuz ...
Katip; nasıl edip ..
Katık ; yoğurt...
Kay; odun...
Kayda; nerede ...
Kayerde; nerede...
Kayrak taşı; biley taşı...
Kayız; ekmek yapılmak üzere karılmış hamurun üstünün pul pul olması, ya da çocukların başında büyük parçalar halinde kepeklere verilen ad...
Kave tirmeni; kahve değirmeni...
Kaytmak; gitmek...
Kade; kadeh...
Katseng kat; ne yaparsan yap ?
Kayerde; nerede ...
Kayda; nerede ?
Kayrak taşı; biley taşı...
Kavsara; ağaç kabuğundan örülen, hamalların sırtında taşıdığı sepet...
Kenep; tuvalet...
Ketken saytın; gittikçe...
Ketkeşik; gidene kadar...
Ketkenner; gitmişler...
Ketmek; gitmek...
Kenitmek; genişletmek...
Ketir; getir...
Kerek; gerek...
Kegende; geldiğinde ...
Ketkeşik; gidene kadar...
Ketip; gidip...
Kel; gel...
Kemında; gel buraya...
Keday; çocuklukla , delikanlılık arasındaki genc...
Kelmiy ; gelmiyor..
Keş; geç..
Kerç etmek; alay etmek..
Kılav; kılık kıyafet..
Kımtırmak; büzüp konuşmamak..
Kımırşka; karınca
Kırlı; iyi güzel...
Kırsız; hırsız...
Kırslamak; hırsızlamak...
Kıytık; bahane...
Kıyır; somun ekmeğinin kesilen ilk dış  dilimi...
Kıyış; eğri..
Kıstaldım; küçük çişin insanı sıkıştırması...
Kıyışmak; yamulmak...
Kıymık; odunun parmağa, tırnak arasına batan en küçük parçası...
Kırgış; saçta pişirilen böreklerin altını üstüne getirip çevirmeye yarayan avuç içi büyüklüğünde, uzunca saplı alet...
Kıdıń; penis..
Kıdıra; arıyor...
Kırslamak; hırsızlamak...
Kırgış; saçta börek pişirmekte  kullanılan alet...
Kızınmak; ısınmak...
Kızılköt; tembel...
Kirmek; girmek..
Kirevit; divan – sedir...
Kişkene; küçük...ufak...
Kiev; damat...enişte...
Kıyır; yuvarlak somun ekmeğin kesilen kenarındaki ilk dilimi...
Kiymez; giymez...
Kirekken; kirlenmiş..
Kir cuvaman; çamaşır yıkıyorum...
Kona; ev halkının üzerinde yemek yediği, yere konulan, yerden 30-40 santim yüksekliğinde yuvarlak masa...
Koray; tezek...
Koldaş; eşi  , kocası...
Koraz; horoz..
Kozlak; tavukların yumurtladığı yer..
Końuz; bok böceği...
Kona; üzerinde yemek yenilen, yerden 20 santim yüksekliğindeki  yuvarlak, ortaya konulan tahta...
Kotak;  penis...
Kora; evin bahçesi...
Kodalak; küçük at arabası...
Korugan; düşmanı gözetlemek için yapılan kamuflaj çukuru..
Koy; koyun..
Kopşora; iltifat edilmekten hoşlanan, iltifat edildikçe bedava iş yapmaya bayılan, hiçbir beklentisi olmadan herkesin yardımına koşan...
Koraz; horoz
Koralay; korun ateşi
Kozladı mı; yumurtladı mı ...
Koşanay; kuzu
Koldaş; eşi, kocası...
Kozlak; tavukların yumurtladığı yer..
Kozgalak; çam kozalağı..
Końuz; bok böceği...
Kotak;  penis....
Kopşora; iltifat edilmekten hoşlanan, iltifat edildikçe bedava iş yapmaya bayılan, hiçbir beklentisi olmadan herkesin yardımına koşan...
Koraz; horoz
Köp; çok ...
Körköstü; köstebek...
Kötünü; götünü...
Kötengşe; ishale yakalanan civcivlerin ölmeden önceki yürüyüşleri....
Körse; görse....
Köteklemek; dövmek...
Köter; kaldır..
Köz; göz...kor ateş...
Kök; mavi...
Körmek; görmek...
Kötür; götür...
Kötüre; götürüyor
Köküş; hindi..
Köküy köz: mavi göz...
Köpüy; çok....
Köstü; köstebek...
Kötkapak: aralarından su sızmıyor , sırdaşlar...
Körümlük; Nişanlı kıza damat tarafından götürülen hediye...
Kubarmak; coşmak, boş yere dolduruşa gelmek, kendinden geçercesine davranmak.....
Köbete; bol etli, özel Tatar yemeği; çok hatırlı konuklara özel larak hazırlanır...
Köbete; bol etli, özel Tatar yemeği; çok hatırlı konuklara özel olarak hazırlanır...
Köp; çok ...
Kötünü; götünü...
Körse; görse....
Köteklemek; dövmek...
Köz; göz...kor ateş...
Kök; mavi...
Körmek; görmek...
Kötür; götür...
Kötüre; götürüyor
Köküş; hindi..
Köküy köz; mavi göz...
Köpüy; çok....
Köstü; köstebek...
Kötkapak: aralarından su sızmıyor, sırdaşlar...
Körümlük; Nişanlı kıza damat tarafından götürülen hediye...
Kubarmak; coşmak, boş yere dolduruşa gelmek, kendinden geçercesine davranmak...
Kumkuyluk; kargaşa, kontrol edilemeyen hareket, kalabalığın büyük bir heyecana kapılması...
Kuvanmak; sevinmek...
Kuman; ıbrık – ibrik...
Kuda; tanrı ...
Kurtiy; akılsız
Kuymak: (akıtma adlı hamur yemeği)
Kuvanmak; sevinmek...
Kuman; ıbrık – ibrik...
Kuda; tanrı ...
Kurtiy; akılsız
Kuymak;  (akıtma adlı hamur yemeği)
Kubat; kaba...
Kuvanmak; sevinmek...
Kuvup; kovalayıp ...
Kün; gün...
Küşenmek; ıkınmak...
Külüşürken; gülüşürken...
Kudaşa; dünür...
Kuyulduk; çok bol ve uzun...
Kübü; yayık...
Küpmek; çok sinirlenerek köpürmek..
Kübüpişmek; yayık yaymak...
Küşenmek; ıkınmak...
Külüşürken; gülüşürken...
Kün; gün...
Kuyulduk; çok bol ve uzun...
Kübü; yayık...
Küpmek; çok sinirlenerek köpürmek..
Kübüpişmek; yayık yaymak...
Küsgen; küsmüş...
Külmez; gülmez...
Kün; gün..
Küntabak; günebakan, ayçiçeği...
Küncü; kinci, kıskanç...
Künnemek; kıskanmak...
Küpte; köfte...
Kürmeleşmek; boğuşmak.
Kükü; çocuk oyunu..Uçları sivriltilen 25-30 -40 santim de olan bilek kalınlığındaki kazıklar , çamurlu bir alana oynayanlar  tarafından hızla vurularak yumuşak çamura saplanır...Daha sonra diğer oyuncu , aynı alana daha önce saplanan kazıkları yıkmak amacıyla kazığını saplar...Önceki kazığı devirebilirse, o kazık  kendisinin olur...En az iki kişiyle oynanan kazık  devirmece   oyununda en çok kazığı kendi kazığıyla yıkarak alan, en güçlü; en varsıl  kişi ilan edilir, büyük saygı görür...
Köndeleng;  başı aşağıya, tersine...
Köküy köz; göz gözlü..
Küymek; yanmak...
Küyüklendi; ateş yanmadı, karardı, alev alamıyor...



M
Malaat; melahat...
Malay; iri öğütülmüş mısır unu...
Maktamak; övmek, yağ çekmek, olduğundan büyük ve önemli göstermek...
Mamelek; özel mısır unundan yapılan, Tatar yemeği...
Mağa; bana...
Maymaşık:Anlamı: uyuşuk, hareket yeteneği az, canından bezmiş...
Maycı; yağcı...
May; yağ...
Maymeltek; tembel, işe yaramaz, beceriksiz, elinden iş gelmez...
Maykırt; yağlı..
Menmen; benimle...
Menday; benim gibi...
Men;ben..
Meersek; birine aşırı derecede düşkün olmak, gözünden ayırmamak, ölürcesine sevmek...çocuklarına aşırı bağlı olan anne/ babalar için kullanılır...
Metiy; davul
Mık; çivi...
Mık böcüü; kırk ayak...
Mıllığı tüştü; yüzü asıldı...
Mılı mılı; çiklet...Sakız...
Mıymıntı; uyuşuk, iş bilme , beceriksiz...
Mınaday; böyle ...
Mınayer; burası..
Mıksıştı; cimri...
Mıllıklanmak; küsmeye yakın, kırılmak...
Mısmıl; uygun, işe yarar...
Mışık; kedi...
Mına; bu...
Mınavu; bu..
Mıradı; yıkıldı...
Mıńaygan; küser gibi olan, küsme pozisyonuna giren; ağlamak üzere lan...
Mola; hoca, bilge kişi...
Monşak; boncuk...
Mögedek; at arabasının üzerine örten tente...
Müsür; mısır...
           
....

N
Nargüz; nergiz...
Naşatsız; neşesiz..
Neken; neymiş ...
Nişşaret;  cimri, kötü, çirkin şey...uğursuz, görgüsüz, pislik, doymak bilmeyen,  tüm küfürleri kapsıyor...
Nünük; salyangoz..

O-
Od; ateş...
Oğa; ona..
Oskaysız; biçimsiz, kontrolsüz, düzensiz...
Onday; onun gibi...
Otobay; avluda, açık havada yemek pişirmek için yapılan küçük ocak ya da ocaklar topluluğu...
Oňup; onmak...
Ongan; isteklerine ulaşmış, mutluluğu yakalamış, her şeyiyle zenginliğe ulaşmış kişi...
Oşşak; ocak..
O yakka; o tarafa...
Oymak; dikiş yüzüğü...
Oysuz; gamsız, kedersiz, sorumsuz...

Ö-
Örk; hayvanı kaçmadan yayılması için uzun iple çayırlık alana bağlamak...
Örkütüp cürgen;sağlıklı biçimde yürüyüp gezen...
Örşiytmek; kışkırtmak...
Örümüm;benim ailem, benim varlığım...
Öttürmek; öldürmek...
Ötmek; ekmek.
Östürmek; büyütmek, genişletmek, çoğaltmak...
Örtme: koyun keçi gibi hayvanların kapatıldığı küçük yarısı kapalı ahır...
...

P
Pandafla; içi  pelüşlü bayan ev terliği...
Pakıl; hain...fesat,kıskanç...
Pamiy;vajina..
Partampay; kapış kapış...
Partoş; yüzü çok  geniş boğazının altı sarkan, ama işe yaramaz, zengin görünümlü zavallı...İri göbekli...
Penar; peynir....
Ptım; vajina..
Pırım; fırın...
Pırtlaz bolmak; çok fazla sıkılmak, kabına sığmamak...
Pırtaymak; küsmek...
Pışak; bıcak...
Pırtlaz; yerinde duramayan, kendisini kontrol edemeyen, abus/ subuk hareketler yapan, hareketlerini kontrol edemeyecek şekilde dengesiz davranan...
Pine; kümes...
Piteldi;  yarıklar kapandı, yapılanlar unutuldu...
Papiş; pabuç...
           
....
           
S
Saa; sana...
Sabantoy; saban düğünü...
Samık; aptal, geri zekalı, behlül...
Saylap; seçerek...
Sağa; sana...
Salpı dudak; kalın dudak...
Salyakoy; bırakıver...oraya koy...
Sallı; büyük..
Salkamaş; ayran..
Salkın; serin..
Satuv; çeyiz...
Sağınmak; özlemek ...
Saylap; seçip...
Sakuv; ceket...
Savut; bulaşık..
Sakna; fasülye, mercimek, nohut gibi tahılların  tanelerini oluşturmaya başladığında  çekirdeğini barındıran kapsülünün dışarıdan görünüşü....
Sakırga; kene...
Samık; zor anlayan, anlama özürlü, salak, çevresinde olup bitenden haberi olmayan..
Sasık; kötü koku...
Saylangan; seçilmiş...
Seğirt;  koş...
Sernik; kibrit..
Selekiylemek;  tükrükle ıslatararak...
Sebelep; serpiştirerek yağan yağmur....
Seyirt; koş...
Sernik; kibrit...
Sıkmar; cimri...
Sıpra; sofra...
Şımdım; bir tutam...bir fiske...
Sıvaşık; sırnaşık...
Sıkgan; sıkmış...
Sıyır; inek...
Sıyrak; ayak...
Sındırmak; bozmak, hırpalamak, parçalanmak...
Sıncıktın; şimardın, tadını kaçırdın...
Sışavı; büyük abdest yapmak...
Siyt; seyit...Hoca, bilge kişi...
Siymek; işemek...
Sokurdanmak; kendi kendine söylenmek, homurdanmak...
Sölpümek; kendiliğinden, küçülerek ufalmak, havasının gitmesi, yığının  küçülmesi...
Soyka; ölünün kullandığı eşyalar....
Sozalmak; ereksiyonu yitirmek, sönmek, bozulmak, işe yaramaz hale gelmek...
Sokur; kör...
Sorpa; et suyu
Sozup;  çözüp...çekip almak...
Sökkü; azar...küçük küfür...
Sümüyük; hasta yüzlü, rengi solmuş, iş yapmak istemeyen, gelecekte de başarılı olacağından  umut vermeyen bir çocuk tanımı...
Sündük; gördüğü her şeyden bir pay bekleyen, almadan gitmeyen bir türlü dilenci...
Süstü; keçi ve koyunun insana tos vurması...
Süygüm; sevesim...      
Süydü; sevdi...
Süymek; sevmek..
Süyeredi; severdi...
Süyünmek; sevinmek...
Süyerken; severken.....
Süymegeńi; sevmediğini ...
Söyleneberme; söylenme..kendi kendine homurdanma...
....

Ş
Şalak; ham karpuz...
Şagarak; baca...
Şalak; ham karpuz...
Şagarak; baca...
Şank; şeytan
Şakurtuğ; gelinin, düğününden sonra eşiyle baba evine gittiği ilk davet..
Şatala; çılgın , dengesiz...
Şay; çay ...
Şalıń; çalın...
Şarıldatmak; şarıldatarak...
Şalıbaş; çalı süpürgesi...
Sasık; kötü koku...
Şalkay ay; ayın  belirsiz – kararsız hali; ağzı yukarıya doğru geldiğinde, havaların kurak geçeceğinin anlaşıldığı ayın durumu...cılkay...kötü ay...
Şılkay ay; ayın ayaklarının dünyaya doğru döndüğü, yağmurun yağacağının anlaşıldığı durumu...
Şalkayganda;  cılk...
Salma; erişte...
Şarbe; eşarp..
Şarık; çarık...
Şakılsıňg ; çakılsın...
Şapke; şapka...
Şartmek; şıllık, orospu...
Şarmıta; orospu, yollu ...
Satuv; çeyiz...
Şartmek; yoldan  çıkan kadın...
Şapiy: el...
Şarbe; eşarp..
Şarık; çarık...
Şakılsıňg; çakılsın...
Şatala; çılgın, dengesiz...
Şay; çay ...
Şalıń; çalın...
Şarıldatmak; şarıldatarak...
Şalıbaş; çalı...
Sasık; kötü koku...
Şaşma; saçma...
Şamamiy; küçük kavun...
Şamek; maymun...
Şarmıta; orospu...
Şapıt; bez...bez parçası..
Şapke; şapka...
Şartmek; şıllık, orospu...
Şarmıta; orospu, yollu ...
Satuv; çeyiz...
Şelebi; kayınbirader..
Şeşek; çiçek..
Şikar; çok değerli, çok önemli ...
Şıbın; kara sinek...
Şıray; yüz..
Şipatak; Tögerek...
Şıraysız: kılıksız – yüzsüz..
Şıplamak; çok doldurmak...
Şıbırmak; akmak, damlamak...
Şikar; değerli, kıymetli...
Şeşme; çeşme...
Şingene; çingene...
Şıkmak; çıkmak...
Şılkav; bahane...
Şıgarayık; çıkartalım...
Şılşık; iştahsız..zor beğenen..yavaş hareket eden...
Şırpı bacak: ince bacak..
Şıplamak; sokmak..
Şıldırtmak; cıngırdak..
Şımtımak: çimdiklemek...
Şum tutmak; şartlanmak, bir konu üzerinde ısrar etmek ve sürekli aynı konuda, aynı şeyleri söylemek ve aynı şekilde hareket etmek....
Şongteng kolumu öpsüng; çocukların pipilerine dokunup, onları kızdırmak için yapılan bir hareket....
Sıylaşamadı; sindiremedi, yedikleri onu rahatsız etti...
Sümsük; meymenetsiz, işe yaramaz, kötü....
Şıray; yüz...
Şıraysız; renksiz...
Şılşık; iştahsız, çok yemek seçen, olumsuz huylu...
Şibörek; içi kıymayla doldurulan hamurun yağda kızartılmasıyla elde edilen, kıymalı börek...
Şıńg; dörtlükler halinde, söylenen; genellikle atışma amacıyla karşılıklı  olarak
Şipşe: civciv ......
Şomakay; çömçe, kepçe...
Şoşka; domuz...
Şontay; çocuk pipisi...
Şokup; gagalayıp...
Şolpa; olta
Şolpańlamak; aşırı derecede ilgilenmek...
Şölep şölep; seçip seçip...
Şöplep şöplep; seçip seçip...
Süyek; kemik..

T
Tabamayman; bulamıyorum...
Tabaldık; nalın, nalin...
Tabacak; doğuracak...
Talağan; ısırmış..
Takıl; seçkin...
Taktasız; saçma sapan...
Taka; pencere...
Takırdak; tüfek..
Tart  çek...
Tat; tatar...
Tamşılar; damlar...
Tamşanıp ;Ydalmayıp...
Tamak; damak, çocuk...
Tamziy; damlıyor...
Talay; gurup...
Talay; bir gurup, bir çok...
Talgan; mısır, buğday, küncü-susam gibi taneli ürünlerin bir araya getirilip kavrulup öğütülerek içine toz şeker karıştırılarak  yapılan özel bir  çerez...
Tar; dar...
Tara; tahra...
Tatıy; tadında...
Taşmańglay; açık alınlı, geniş/ iri alınlı...
Taz; kel...
Tavga; otlağa, otlamaya ...
Tapmak; bulmak..
Taptamak; basmak9, horozun tavuğu döllemesi...
Taşak; testis...
Tatiy; ayak ...
Tattat; minik çocukları dövmek için;tokat atacakmış gibi elini göstererek  kullanılan korkutma sözcüğü...
Tamşanmak; ağzı şapırdatmak...
Tapmaca; bulmaca...
Taş kalav; taş duvar...
Tavlangan; kilo almış...
Tarangaşık; taranana kadar...
Taraşkannık; daraltmak...
Taşşannı okkalay; yağ çekiyor...yalakalık yapıyor...
Tavlı; semiz, dolgun ...
Tavaba; soy, sülale...
Tebelleş  bolmak; sırnaşmak...Bela olmak...
Tebettü teala; Allah..
Terek; ağaç...
Teşer; deşer...
Teşik; delik...
Teşt;  leğen..
Tepşek; küçük bakır tabak...
Telefsidim; bunaldım, nefes almakta zorlandım, öleceğim sandım...
Temir; demir..
Terşiktim: terledim...
Teşik; delik..
Tepsermek; kurumaya yaklaşmış olmak...
Tetiy; et...
Tevatır; harika, görkemli, muhteşem, çok güzel...
Tevge; yaramaz, arsız çocuk...
Tıgırtmak; yuvarlamak...
Tıngırşak; halka...
Tımgırı; geberesice...
Tırtmaşlap bayla; sıkı sıkı bağla...
Tışarda; dışarıda...
Tışavlansın; dağlansın...
Tıyılmak; kesilmek, kapanmak...
Tıypazlamak; elle sırtını okşamak, gönlünü hoş edecek biçimde sırtın sıvazlamak...
Tırnavuş; eskimiş süpürge...
Tırışkak; direngen, çok çalışıp yılmayan ...
Tızbiy; tez ağlayan...
Tınlağan; dinleyen...
Tığırdı; öldü...
Tırtaygan; yoldan çıkan, yaşına uymayan  garip ve saçma sapan davranışlarda bulunan...
Tızıktırmak; azarlamak, sıkıştırmak
Tışav; dağlanmış...
Tilay;küçük,ufak, ince..
Tilengen; dilenmiş...
Tilli düdük; reklam...
Tilli ; dilli...
Tinevin; dün...
Tirgen; dirgen ..
Tiymńiz; dokunmayın...
Tiymeńiz; dokunmayın...
Tinevin; dün...
Tiyeran; birazcık...Az ...biraz daha...
Tinkoz; kendinden başka kimseyi beğenmeyen, insanlara yüksekten bakıp aşağılayan...
Tirmen; değirmen..
Tirnekli; dirençli
Tiyme; değme , dokunma...
Tiş; diş...
Tiş tırnak; çok çalışkan, tutumlu, biraz da kavgacı...
Tiydi; değdi...
Tiygen; değmiş..
Tiyeran tiyti: azıcık dokundu..
Tiz; diz...
Tokta;dur..
Tonka; akılsız , salak , aptal ...
Toyga; düğüne...
Totur; doldur...
Toymak; doymak...
Torgay; serçe...
Toy; düğün...
Tor; çalışmaya alışkın olmayan ...
Toymak ; doymak ...
Tokta; dur..
Totay; genç kız...
Tosmak; büyük çişini yapmak...
Totur; doldur...
Topuş;durmadan düşen, ayağı bir yerlere takılan...
Töge; döküyor...
Tööle; kümes..
Tör köşe; baş köşe...
Toratiy; ibriklerin, suyunun aktığı küçük boruya  verilen isim...
Töbeleşme; dövüşme...
Tögülgen; dökülen...
Töremeyesice; çoğalmayacısa..
Tutam; birazıcık...
Tuturuk; çok ekşi, dayanılmayacak kadar ekşi...
Turasıňg; duruyorsun...
Tuyak; kenar , kıyı , yan....
Tuygan; duyan...
Tuturuk;çok ekşi...
Tuvgan;  doğmuş...
Turgan; kalkmış, durmuş, ayaklanmış
Tuvar; öküz...
Tuyar; duyar...
Tursuń; dursun...
Turuńuz; kalkın...
Tuul; değil...
Turmak; uyanmak, ayağa kalkmak...
Turşah; ekşi...
Tüye; deve...
Tüş; in ...atla..
Tüttüt; zurna...
Tüygüş ; sarımsak döveceği...
Tüş; in...
Tüpse; civcivlerin su kabı...
Tüyülmek; insanın boğazına  bir cismin takılıp öksürtmesi; genze  yabancı bir cismin, takılıp sürekli öksürtmesi...
Tümsüklemek; dürtüklemek...
Türtiyip şınkan;(dürtüp çıkmış..)
Türtmek dürtmek...
Türtmüşlep; dürteleyip, dürterek...
Tüpse; küçük...küçücük...
Tüşken; düşmüş...
Tütttüt; zurna, düdük..
Tüygüş; sarımsak döveceği, havanın eli...
Tüyür; az, çok az...
Tüytürmen; gelişmiş, serpilmiş, kilo almış...
...
U
Ul; oğul...oğlan çocuğu...
Ulkum; tombul ve sarkık yanaklı...
Ulkum culkum; salkım saçak..
Umsunmak; umarak beklemek, ummak...
Umsuluk olmak; insanın çok istediği bir şeyi alamadığı için, hasta olmak..
Urşuk başım; kirman..
Uşay; benziyor...
Uşak; acaba ?
Uşadı; benzedi...
Uşun; için
Uvalań Şuvalań; çok uzun vebol, şalvar veya etek...
Üymek; yığmak, yığın yapmak...


Ü
Ünalgı; radyo...
Üllüz:çok zayıf, çelimsiz, sağlıksız
Ürpek; dağınık
Üşek; penis..
Üşün; için....    
Üyretmek ; öğretmek...
Üy; ev...
Üylü; evli ...
Üyken; büyümüş...
Üyretmek; öğretmek...
Üyür bolmak; aşırı derecede bir kişiye bağlanmak, onu örnek olarak almak...
....
Y-
Yasa; yap...
Yasatkan; yaptırmış...
Yetkeşik; yetişinceye kadar...
Yuklay; uyuyor...
Yuklayceken; uyuyacakmış...
V
Vırççıkla; iki elinle iyece karıştır, içini dışına çıkart, iyice ez...

Z
Zavurlanmak; azarlamak...
Zaydabay; zaide abla..
Zeminabay; zemine abla...
Ziynepabay; Zeynep abla...
Zıknabıt; zıkkım, zıkkımın kötü...Sevilmeyen insanların eşyaları...
Ziyt may; zeytinyağı...
Zıknabıt; zıkkım , zıkkımın kökü, sevmediği insanların eşyaları , yiyecekleri...
Zoypanda; züppe aylak..
Zumzuk; yumruk...
...

             1. Not; Bu kitapta yer alan bilgilerin bir çoğu, aşağıda adı geçen; akrabalarım, tanıdıklarım, köylülerim, köylülerimin yakınlarından  derlenmiştir;  Dr. Fatih Karayandı, Habibe(Kaçar ) Tuncer, Davut Güçlü,  Semiha Güçlü, Anıl Güçlü,   Mümin Akgül,  Nilay Yetiz, Ayten Yetiz, Tahsin Kurt, Müzeyyen Kandemir,  Hayriye Tığıl, Sülbiye Adıgüzel (Kaçar ), Meryem Erkan(Kaçar), Bedia Kaçar (Balcı ), Burhan Yetkil, Hanife Küreci, Fatma Kaygısız.. Durmuş Coşkun),Kemal Yalçın...

            2. Not; bu kitapta yer alan konuların oldukça  büyük bölümü, benim doğup – büyüdüğüm –ilkokulu bitirdiğim Ceyhan ın yellibel köyünde yaşadığım; binlerce yıldan beri nesilden nesile ulaşan  ve  bire bir uygulayarak öğrendiğim gelenek-göreneklerimizin ve ana dilim TATAR TÜRÇESİ nin  beyin disketimde  bıraktığı bilgilerden ve izlerden de  oluşmaktadır...Abdulkadir Kaçar...)

            3. Not;Özellikle; bu kitabı oluştururken en çok amcamın torunu Habibe Kaçar (Tuncer ) in bilgilerinden yararlandım...
Hafızasındaki tüm bilgilerini benimle cömertçe  paylaşan, hatta notlar şeklinde yazarak bana ulaştıran  Habibe ye  sonsuz teşekkürler...
           
            4. Not; Ortaasyadan başlayarak önce kırıma, oradan Anadolu ya, Adana nın yellibel köyüne kadar gelen, binlerce yıllık gelenek, göreneklerimizi kitaplaştırma fikrini bana veren amcamın torunu Nusret Coşkun a teşekkür ederim...

            5.Not;Bu kitabımın oluşmasının tüm aşamalarında beni cesaretlendiren, teşvik eden  bu konuda lokomotiflik görevi yapan, DR.Fatih Karayandı kardeşime/dostuma yürekler dolusu teşekkürler...
            ABDULKADİR KAÇAR
            ...
            İLETİŞİM ;
            Sonfilozof2011@hotmail.com
            abdulkadir.kacar@gmail.com
            pk.4 Adana/Türkiye...
            Yellibel Köyü muhtarlığı Ceyhan/Adana/Türkiye.

1 yorum: