Ülkemin her mevsimi birbirinden güzeldir…
İnsanın duyguları sonbaharda daha coşkulu, renkli ve
de güzeldir…
İşleri yolundaysa; insan şöyle de diyebiliyorsa,
Hele de bir de borcum yok…
Verilecek hesabım yok…
Pişmanlıklarım yok…
Eyvallahım da yok…
Bu onun için en büyük mutluluktur…
Elbette kişi bazen sağlıklı, bazen hasta olur…
Ne olursa olsun;
İnsan da hayatta A’ dan Z’ ye mucizenin adıdır…
Bu sonbaharda güneş geç doğup erken batar;
Evde izole yaşayan insanlar için;
Doğadaki hareketleri pencereden izlemek başka
güzeldir…
Bazen evinin önündeki sokakta yürüyen sağlıklı
insanlara uzaktan bakarak öykünür…
-Keşke onlar gibi olsam, yaşamın içinde coşkuyla
aksam der…
Bazen özgür yaşayan hayvanlar gelir-geçer aklından,
Kafeste tavşan,
Yavrularını ağzında taşıyan anne bir kedi,
Çöplüğü karıştıran karga,
Sokaktaki köpek,
Denizde yunus,
Ormanda maymun,
Göçe hazırlanan leylek, kırlangıç,
Gölde flamingo,
Ya da dağlarda kınalı keklik olmayı düşler…
Dünya hayvanlarla paylaştığımız ortak evimizdir…
Bu canlılarda yaşadığımız sistemin saygın
bireyleridir…
Sonbahar bir de ayrılıklar mevsimidir…
Leylekler kırlangıçlar gitmiştir…
Mevsimin ilk yağmurlarıyla tanışır canlılar…
Damlalar belki de doğanın gözyaşıdır…
Çiçekler yapraklarını taç yapraklarını döker,
Soyunarak kışlıklarına bürünür,
Deniz ve yaylalardaki yazlık evlere kilit vurulur…
Yaz boyunca birlikte yaşayan, koşup oynayan canlılar
insanlarca terk edilir…
Köpekler kendilerini terk eden sahiplerini
arkasından gözyaşıyla bakar…
Gelecek yazda ya onlar ya da sahipleri artık
olmayacaktır…
Boş kalan salıncakları rüzgârlar sallar…
Ağacın zirvesindeki rüzgârla düşürülen kuru cevizler
sincaplara ikramdır…
Çocukların terk ettiği oyuncaklar, yağmurlar ve
poyrazların sürüklediği sararan yapraklara gömülür…
Yaşlıların kullandıkları ayakkabılar, bastonlar
gelecek yılda sahibini bekler…
Kayaların kuytusunda menekşeler çiğdemler dünya
sahnesine çıkıp evreni yeniden selamlar…
Bazı hayvanlar kış uykularına yatmak için yuvalarını
derinleştirir…
4-5 aylık sessizliğini bozan şehirler eski
canlılığına yeniden kavuşur…
Gece ve gündüz döngüsü hayatın her rengini tekrar
sunar insanlara…
Sokaklar coşkulu kalabalıklarıyla hafızasını
yeniler…
Hayat her yönüyle kendini düzeltmeye çalışır…
Didinir, çırpınır, devinir, dönüşür, değişir,
sevinerek olumlu ve güzelliklerle başkalaşır…
Yıllar günler her sonbaharda olduğu gibi sular
seller gibi akıp geçer…
Yeni canlılar sahnedeki yerini hızla alır;
Ömür isimli zamanlarını tüketenler gözyaşlarıyla
mezarlara yollanır…
Evrensel kural, sonsuzdan sonsuza durmadan kendini
yenileyerek uygulamalarını aralıksız sürdürür…
ABDULKADİR KAÇAR 2020 ADANA…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder