TABELALAR
DA İNİYOR…
Geçenlerde bir yerde karşılaştığım genç
arkadaşım bana şöyle dedi ;
-Abi,dün dükkanımızdaki 3-4 tabelayı aşağıya
indirdik…
-Neden?
-Çünkü sen Çukurova Televizyonundaki
programında indirilmesini söylüyordun ya ?
…
Gerçekten de inanamadım,çok ilginç bir
konuydu ortaya çıkan…
-Tabelalarınızı ben istiyorum
indirin…demedim..
-Ya ne dedin ?
-Kent Konseyi toplantı,Büyükşehir Belediye
Başkanına yetki verdi,İlçe Belediye Başkanlarına yetki verdi…
Hangi konulardaydı bu yetkiler ?
1.Kaldırımların işgalden kurtarılması…
2-Tabela kirliliğine son verilmesi…
3-Apartmanların,arka,ön,yan bahçelerinde
kamunun kullanacağı yerlerin gasp edilmesine son verilmesi…
…
-Tamam abi,sen söyledin bunları?
-Ben sadece alınan ve uygulanmaya başlanan
kararları televizyon aracılığıyla duyurusunu yaptım,halkla konuştum,Adana
lıların tepkilerini dile getirmelerini sağladım..
-Sen tabelalarınızı indirin demedin mi?
-Ben gazeteciyim,böyle bir yetkim yok,sadece
devletle halkın arasında köprü görevi yapıyorum,devlet kurumu olan
belediyelerin uygulayacağı kararı
insanlara ilettim..
-O zaman biz tabelaları geri takalım…
-Ben indirin demedim,takın da demem,yasaları
ve uygulamaları ortaya koyuyorum hepsi bu kadar…Ne yaparsanız yapın…
…
Bir filozof der ki ;
-Ölümden korkmam,yanlış anlaşılmaktan
korktuğum kadar….
Ne kadar güzel söylemiş üstat…Ne kadar doğru
ve yalın…Kent Konseyinin aldığı(tamamen benim dışında olan,kent konseyi üyesi
değilim çünkü),Büyükşehir,Seyhan ve Yüreğir Belediyelerinin meclislerinden
geçirdikten sonra uygulayacakları kararların ben kamuoyu oluşturulması
aşamasında yer aldım…
Televizyon kanallarından bunu halkıma
duyurma yetkimi kullandım…
…
Bir özdeyiş vardır ;
-Lafı söyleyenden,anlayanın uz olması
gerekir…
Yani,lafı söyleyenden daha çok akıllı olması
doğru anlaması gerekir dinleyenlerin diyor…
…
Adana yı herkes gibi bende seviyorum,
Adana yı herkes gibi ben de uygar istiyorum,
Adana yı herkes gibi bende çağdaş istiyorum,
Bunları yaparken de sadece gazetecilik
görevimi kullanıyorum…
Zaten gazetecilerin görevleri de devletle
halk arasında köprü görevi yapmaktır…
…
Olayın başka bir boyutuna bakalım ;
-Siz büyük caddeler,bulvarlardaki
kaldırımlardan rahat rahat yürümekten mutlu musunuz?
Herkesin yanıtının ;
-Evet olduğunu duyuyorum…
Bizim insanlarımız,her şeyin en güzeline,en
seçkinine,en değerlisine,en yükseğine layıktır…
…
Verilecek ve halen verilen cezaları da
hatırlamakta yarar var…,
Kaldırımları işgal edenlere belediyeler üç
kez ceza yazıyorlar…Her biri 125 yeni Türk Lirası olan bu paralara karşın hala
devletle didişen,tartışan,kaldırım işgalinde ısrar edenlerin dükkanları
kapatılıyor…Bunun da böyle bilinmesinde de yarar var…
…
Zeka özürlü olmayan,
Halkını seven,
Adana yı seven,herkesin ;
-Evet,çok güzel bir uygulama,uyuyorum demesi
gereken bir uygulama…
…
Kaldırımlarda gerine gerine yürümek ne güzel
değil mi?
-Kaldırımdan yürümeyen yayaya,bir araç
çarparak ölmesine neden oldu…şeklindeki bir habere konu olmak yerine,bu şekilde
olumlu bir davranışta bulunarak,kentin kaldırımlarını yayalara sunanlara
teşekkür ediyorum…
Bu uygulama sürmelidir ve sürdürülmelidir…
Büyükşehir,Seyhan,Yüreğir Belediye
Başkanları hiçbir konuda olmadığı kadar bu konuda kararlılar…Adana mıza hayırlı
uğurlu olsun…
ABDULKADİR
KAÇAR…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder