3 Mart 2021 Çarşamba

BİR KİTABIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ...

 

Ünlü bir yazarımız romanına şöyle başlar ;

         -Bir kitap okudum, hayatım değişti...der...

         ...

         Ben de son günlerde güzel bir kitap okuyorum...

         Atatürk ü,

         Cumhuriyetimizi,

         Ülkemizi,

         Çağdaşlığımızı,

         Özgürlüğümüzü anlatıyor  bu  kitap..

         Sahip olduğumuz varsıllıklarımızı korumamızın  altını çiziyor...

         Yurdumuza nasıl sahip çıkmamız gerektiğini örneklerle anlatıyor...

         Genç arkadaşlara öğütler veriyor...

         ...

         Kitaptaki kahramanlardan birisi diyor ki ;

         -Mustafa Kemal Samsun a 38 yaşındayken çıktı...

         Yanında sadece inanç dolu yüreği ve heyecanı vardı...

         En uzun yolların bile ileriye atılan küçük adımlarla başlayacağını biliyordu...

         Ve başardı...

         Mustafa Kemal daha sonra şu özdeyişi söyleyecekti;

         -BAŞARI BAŞARACAĞIM DİYE BAŞLAYANIN VE BAŞARDIM DİYEBİLENİNDİR...

         ...

         Bu kitabın her satırının altını çizerek okurken ;

         Bu kitabı  her Türk Yurttaşının iyi bellemesi gerektiğine inanıyorum...

         Geçmişini iyi  bilmeyen millet  geleceğini  iyi kuramaz;  diye bir özdeyişten yola çıkarak şunları söylemek olası ;

         ...

 

 

         İyi ki büyük kurtarıcımız  Atatürk başarmıştır,

         İyi ki inanç dolu yüreği ve heyecanıyla bu yolu başarıyla yürümüştür..

         ...

         Mustafa Kemal Atatürk ün başarısının en büyük meyvesi ;

         Hiç şüphesiz ki Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurmasıdır...

         Bu meyve ; yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti  isimli meyve bahçesinden 73 milyon insanımız beslenmektedir..

         Türkiye Cumhuriyeti devleti dimdik ayakta durmaktadır ;

         İçerde iç ; dışarıdaki dış düşmanlarımızın her türlü engellemelerine,her türlü ayak oyunlarına karşın;

          Devletimiz ; gelişerek,güçlenerek, evrensel değişimlerin tamamına ayak uydurarak çağın ilerisine doğru  yoluna ışık hızıyla  devam etmektedir...

         ...

         Sahip olduğumuz gökyüzü,

         Soluduğumuz hava,

         Sahip olduğumuz özgürlüğümüz ,

         Sahip olduğumuz güneşimiz,

         Sahip olduğumuz Anadolu,

         Sahip olduğumuz Seyhan-Ceyhan, Fırat/Dicle, Kızılırmak onun bize armağanıdır...

         İstanbul onun armağanıdır,

         Dünyanın geçemediği Boğazlar  onun armağanıdır...

         Misakı milli sınırları içindeki devletimiz Mustafa Kemal in armağanıdır...

         ...

         Çağdaş Türkiye Cumhuriyetinde insanlarımız bu gün ;

         Huzur içinde yaşıyorsa,

         Çağdaşlığın tüm nimetlerinden yararlanıyorsa ;

         Evrensel uygarlıkla yarış edebiliyorlarsa,

         Hatta onları geri bırakabiliyorlarsa,

         Beşikten mezara kadar her şeyimizi ona borçluyuz..

         ...

         38 yaşında Samsun a çıkan ;

         Mustafa Kemal in inanç dolu yüreğine,

         Mustafa Kemal in Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasına kadar giden heyecanına borçluyuz...

         ....

 

         Geçmişi kısaca  anımsayalım ;

         Mustafa Kemal olmasaydı ;

         Sevr anlaşmasıyla ; Osmanlı İmparatorluğu ve Anadolu çağında DÜVEL-İ MUAZZAMA denilen  döneminin süper güçleri olarak adlandırılan  düşmanlarımızca paylaşılmıştı...

         Paylaşma sınırları da ; bu devletlerle Osmanlı arasında  değildir...

         Ya kiminle olur ?

         Osmanlı yı paylaşan yabancı devletler kendi  aralarında  işgal etmek istedikleri bölgelerin sınırlarını  çizerler....

         Osmanlı yoktur ; bitmiştir – tükenmiştir – silinmiştir artık...

         ...

         Osmanlı nın ve Türk milletinin ölüm fermanı olan SEVR de  yer alan Anadolu nun paylaşım şöyle olur  ;

         Yunanistan ; Ayvalık,Alaşehir,Selçuk içinde kalan üçgen,On iki Adalar,Trakya,Çatalca ya kadar sahiplenir..

         Ermenistan ; Erzurum,Trabzon,Van,Bitlis in kapsadığı bütün alanları alır...

         Fransa ; Suriye bir Fransız  mandası  olacak ;: Bu mandaya Hatay,Gaziantep,Kahramanmaraş,Şanlıurfa,Mersin bağlanacaktır..

         İtalyanlar ; Antalya,Marmaris,Bordum,

         Güneydoğu da da malum bir devlet kurulacaktır...

         Ve  Anadolu nun  diğer bölümleri düşmanlarca aralarında  pay edilmiştir...

         Türklere Anadolu dan çok az bir yer kalır ; İç Anadolu,Ankara ve Karadenizin bir bölümü,kurak,kıraç,bitek olmayan bozkırı bırakırlar...

        

         ...

         Ayrıca ;

         Deniz Kuvveti ; Türkiye nin bin 600 tonaliton dan daha büyük olmamak koşuluyla 13 gonbotu ve torpidosu olabilecektir..

         Hava Kuvvetleri ; Türkiye nin hava kuvvetleri,uçakları olmayacaktır..

         ...

         Bütün askeri okullar kapatılacak ve bir tek subay yetiştirme okulu kalacaktır...

         Padişahın 700 kişilik koruma kuvveti olacaktır :

         Bir subayın ancak bir tabancası ve 100 adet mermisi bulunacaktır...

         ....    

         İşte  Düşmanın  bize  layık gördüğü  şekil budur...

         ....

 

         Türkler kurtarıcısını beklemektedir ;

         Türkler Atatürk ü beklemektedir adeta ;

         Yıldırım Orduları Komutanı LİMON VAN SANDERS  kendisinden bu görevi teslim almak için Adana ya  gelen ; Mustafa Kemal e Alman olan LİMON VAN SANDERS  paşa  şöyle der ;

         -Yenildik....Her şey bitti...

         Mustafa Kemal ona şu yanıtı verir ;

         -Sizin için her şey bitmiş olabilir ama ; bizim için savaş şimdi başlıyor...

         Ve bu gün Atatürk Parkında,Atatürk Anıtındaki şu tarihi sözü söyler büyük kurtarıcı ;

         -Bende bu vekayin ilk hissi teşebbüsü bu memlekette ,bu güzel Adana da vuku bulmuştur...

         Yani Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşuna kadar giden İSTİKLAL-Yani bağımsızlık savaşının yapılması fikri Büyük Atatürk te Adana da ortaya çıkar....

         ....

         Kısaca şunu söylemek istiyorum ;

         -Dünümüzü iyi bilmemiz ; bu günümüzü doğru şekillendirecektir.......

         İç ve dış düşmanlarımıza karşı uyanık olmalıyız...

         Devletimizi sonsuza dek yaşatmak için onu iyi korumamız gerekiyor...

         ...

         Okuduğum bu kitapta da belirtildiği gibi bunun formülü de şudur;

         Türkiye deki ;

         Tüm sivil toplum örgütlerinin ;

         Yaşlı,orta yaşlı,genç,delikanlı,çocukların bile kendilerine şu soruyu sorması gerekir ?

         -Ben Atatürk e layık mıyım?

         -Ben büyük kurtarıcım i için ne yapabilirim?

         -Ben devletim için neler yapabilirim?

         -Ülkemin,birliği, bölünmez bütünlüğü,özgürlüğü, için neler yapabilirim?

         -Ben askerime nasıl yardımcı olabilirim?

         -Ben polisime nasıl yardımcı olabilirim?

         Dünyanın en güzel ülkesi olan ülkem,milletim,devletim için neler yapabilirim?

         Kendisini bilen, ülkesini seven her bireyin ;

         Bu sorulara yanıtlar araması,bulması,uygulaması,bunun için çalışması gerekir...

         ...

         Uygar değimiz ülkelerdeki yurttaşların bilinç düzeyi budur ?

         O ülkelerdeki her yurttaş ;

         Bir asker,

         Bir polis,

         Bir devlet görevlisi gibi çalışmaktadır.....

         ...

         Jeopolitik

         Jeostratejik olarak dünyanın en zor coğrafyasında bulunan güzel yurdumun ;

         Bu gün her zamankinden daha çok sevgiye,

         Bu gün her zamankinden çok birliğe bütünlüğe,

         Bu gün her zamankinden daha çok dayanışmaya gereksinimi vardır...    

         ...

         Bunun formülünü de büyük Atatürk açıklamıştır ;

         -MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR...

         ...

         Dünyanın en soylu,

         Dünyanın en masum,

         Dünyanın en dürüst,

         Dünyada yüreği  en sevgiyle dolu milleti bizim milletimizdir....

         ...

         Ve Büyük Atatürk ün ;

         -Gençler Cumhuriyeti biz kurduk onu sizler yaşatacaksınız...

ifadesinin anlamını bu gün daha iyi kavramamız,anlamamız  ve uygulamamız gerekiyor...

         ...

         İşte son günlerde okuduğum kitap bende bunları çağrıştırdı...

         -Ben Devletim için ne yapabilirim?

         Sorusunu her bireyin sorması ; yanıtlaması gerekir...

         UNUTMAYALIM Kİ ;

         Devletimizin vardığı,bütünlüğü,birliği ;

         Bizim kişisel yaşamımızın birliği,ailemizin  bütünlüğü,huzurumuz ,mutluluğumuz için kaçınılmazdır...

         Başka bir deyişle ;

         Devletimiz için yapacağımız her fedakarlık ; kendi öz yaşamımız için yapacağımız fedakarlıktır....

         Unutmayalım...

         Abdulkadir Kaçar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder