7 Mart 2021 Pazar

DENİZ KÜLTÜRÜMÜZ

 

Herkes söyler ; hatta gazetelere bile konu olmuştur..

         Türkler 1940 lı yıllara kadar ;

         Deniz kültürünü bilmezmiş…

         Karataş,Yumurtalık,Mersin sahillerimiz yaz boyunca güneşin altında yanar dururmuş…

        

         Denizin bir ilaç,

         Bir şifa kaynağı olduğunu insanlarımız 1940 lı yıllardan sonra keşfetmişler…

        

         Şu anda da dünyanın en büyük turizm merkezi oluvermişiz…

         Ne büyük bir başarı,

         Ne büyük bir gelişme değil mi?

        

         Denizin kurallarını bilmek ; denizden ve onun ürünlerinden yararlanmak uzun yıllarca süren çabalar sonunda elde edilen bir kültür…Halkımızın bu konuda fazla bilgisinin olduğunu , deniz kültürümüzün olduğunu sanmıyor ve inanmıyorum…

        

         Deniz varsıllıktır,deniz sınırsız varsıllıktır , açları doyurur,hastaları iyileştirir, sunduğu sınırsız ürünlerle kendisini anlayana hazinelerini açan sınırsız varsıllıktır…

        

         Denizin dilini anlamak ; onu gözlemlemek ; onu kollamak ; uygun olduğu zamanda sunacağı sonsuz ürünleri elde etmek gerekir…Tıpkı sevişme saati geldiğinde  reddetmeyen,hatta koynuna alıp  doyumlardan doyumlara sürükleyen sevgili gibi denizin de eşref saatini bilip ondan yararlanmak gerekir…

        

         Zaten yabancı kanallarda izlediğimiz belgeseller  bize bu konuda inanılmaz ipuçları verip,kaynaklık yapabilir…Ama,iyi gözlemlemek,iyi yararlanmak koşulu vardır…   

        

         Denizi anlamak bir sanat, sanatın da ötesinde ulusların kuşaklar boyunca elde ettikleri bilgiler ve uygulamalarla ortaya çıkan sonsuz bir kültürdür…

        

         Balık türlerinden süngerine, incisinden karidesine, kumda yaşayan ürünlerinden balinalarına kadar sınırsız sayıdaki mahsullerin den yararlanmak gerçekten  uzun yıllarda oluşan bir ulusal,evrensel  kültürdür….

        

         Bu konuda en gelişmiş,deniz kültürü Yunan lılara aitmiş…

         Bir gazete haberinde okumuştum ;

         -Yunan ı denize döktükten sonra kordon boyundaki Rum ların işlettikleri lokantalar kapanmıştı…O yıllarda denizden 50 den fazla ürünü çıkartıp halka sunan Yunan lılar ,İzmir den ayrılınca,uzun yıllar deniz ürünü yiyememekten yakındık…

        

         Deniz kültürümüzü geliştirmemiz gerekir…

         Yoksa sonsuz zenginlik sunan denizin kenarında acından ölür gideriz…ABDULKADİR KAÇAR…

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder