Milletleri millet yapan milletleri
büyük yapan değerler vardır...
Bu değerler yaşatıldığı sürece;
Milletler gönençli,
Milletler sevinçli yaşarlar...
Milletleri kimse bölemez,
Milletleri kimseler parçalayamaz...
Milletler kendi öz değerlerinden uzaklaştıkça, başka
kültürlerin egemenliği altına girdikçe,
Başka kültürleri kopya etmeye başladıklarında tehlikelerde
başlar...
Ülkeleri ve özgürlükleri tehlike altına girer...
....
Bunları neden anlattım?
Şimdi size bir soru soruyorum;
-Maraya KERR ’i tanıyor musunuz?
…
Maraya Kerr ismini hiç duydunuz mu?
…
Bu şarkıcının söylediği;
-Give My All… parçasını
hiç dinlediniz mi?
…
Eğer bu ismi bilmiyorsanız, duymadıysanız; en kısa zamanda
gideceğiniz bir düğün salonunda MARAYA KERR VE ŞARKISI GİVE MY ALL isimli
şarkıyı duyacaksınız…
…
Efendim bu hanımefendinin söylediği şarkı;
Düğün Salonlarında
gelinle damadın içeriye girerken karşılama şarkısı karşılama marşı olmuş.
Bir tek sözünü bile anlamıyor insanlar...
Bir tek sözcüğünü anlamadıkları bu yabancı şarkıcının
İngilizce söylediği şarkıyla;
Gelinle damat, yaşamlarının en güzel ilk günlerinde
başlıyorlar...
…
Son bir haftada iki farklı düğün salonunda, iki farklı
düğüne gittiğimde bu şarkıyı dinledim…
Bir arkadaşımın söylediğine göre; bu günlerde sanırım tüm
düğün salonlarında aynı yabancı parçayla karşılanıyormuş gelinle damat…
Bu artık Adana da moda haline gelmiş…
…
Genç bir müzisyene sordum;
-Hani bizim SAMANYOLU muz?
Gelinle damadı karşılarken kulaklarımızın alıştığı milli
marşımız haline gelen bu şarkıyı neden çalmıyor orkestralar artık?
…
-Abi, bu parça salonlarda gelinle damadı karşılama parçası
olarak moda oldu artık…
SAMANYOLU PARÇASI UNUTULDU…
Samanyolu artık Aut...
Marya Kerr in oldu...
Yani Samanyolu artık kabul görmüyor, dedi…
…
İşin garibine bakın ki;
Gelinle damat salona gelirken; orkestra elemanları heykel
gibi sessizce, kımıldamadan duruyorlar…
Şarkıyı banttan, ya da CD den çalıyorlar…
Bir tek sözcüğünü anlamadıkları şarkıyı;
Sanki ayet dinler gibi dinleyip, mutlu olmaya
çalışıyorlar...
….
Gelin hanımefendi kendisini karşılamak için yayınlanan bu
müzik parçasından bir tek sözcüğü anlamıyor,
Damat bey de bu müzik parçasından bir tek söz anlamıyor,
Ama anlamını bilmedikleri bu parçayla; gelinle damat gelip dakikalarca ilk
danslarını yapıyorlar…
Sonra yerlerine oturunca da orkestra diğer bildiğimiz
şarkıları çalıyor...
İnsanın kulaklarının pası açılıyor;
En azından söylenen şarkıların sözlerini anlıyor, müziğin
ritmini anlıyor…
Kendi yaşamından renkler,
Kendi yaşamından güzellikler buluyor…
…
Buradan soruyorum; gelinle damadın salona girerken MARAYA
KERR’
-GİVE MY ALL şarkısıyla karşılanması;
Sizce de garip değil mi?
Benim;
-Milli Marşım olmuş SAMANYOLU parçam dururken,
Benim;
Son yıllarda devrim yapan pop müziğimizin devasa parçaları
dururken;
Elin yabancısının, cd den ya da kasetten …”GİVE MY ALL”
şarkısıyla gelinle damadı karşılamak pek akıl karı gibi gelmiyor…
…
Burada düzeltme yapma gereği duyuyorum;
Elbette ben de çağdaşım,
Elbette ben de yenilikçiyim,
Elbette ben de modernistim,
Elbette evrenselliği benimsiyorum, seviyorum, savunuyorum…
…
Ama yabancı hayranlığı konusunda galiba ölçüyü bazen
kaçırıyoruz…
Saman yolu Şarkısı yerine gelinle damadı GİVE MY ALL
şarkısıyla gelinle damadı karşıladığımız gibi…
…
Eğer, bizde,Türkiye de daha iyi müzik parçaları yoksa,
Daha iyi müzisyenler yoksa,
Bu hanımefendinin müzisyenliği bizim müzisyenlerimiz den
daha iyiyse; daha üstünse,
Bizim müzisyenlerimizden daha yanık söylüyorsa,
Daha duygusal söylüyorsa
Daha etkin söylüyorsa tamam…
O zaman onun söylediği GİVE MY ALL şarkısı çalınabilir…
…
Ancak, düğün salonundakilerin yüzde 99.9’u TÜRK,
Türkçe konuşuyorlar,
Türkçe düşünüyorlar,
Türkçe gülüyorlar,
Türkçe ağlıyorlar,
Türkçe küfür ediyorlar,
Türkçe anlıyorlar…
Ama yaşamlarının en güzel yıllarına başlangıç yapan,
Gelinle damadın en mutlu en kutsal günlerinde bir tek
sözcüğünü anlamadığı şarkı çalınıyorsa,
Gelinle damadın bir tek sözcünü yaşamları boyunca
duymadıkları anlamadıkları yabancı şarkılar çalınıyorsa;
bu pek doğru bir davranış değil gibime geliyor...
Kendi kültürel değerlerimizden bu kadar çabuk
vazgeçmeyelim...
Kendi kültürel değerlerimizi yaşayalım, yaşatalım...
Milleti millet yapan bu güzel değerlerdir...
…
İşin daha da vahim boyutuna bakalım;
Gelin ya da damat,
Damadın annesi ya da babası,
Gelinin annesi ya da babası,
Salonda bulunan tüm insanların hiç birisi de;
-Bu yabancı müziği neden çalıyorsunuz? Benim bildiğim
gelinle damat salona girdiklerinde çalınan
SAMANYOLU şarkısı çalmalı, o
şarkıyı İSTERİM diye bir tepki göstermiyor.
….
Çağından sorumlu bir gazeteci olarak,
Çağını gözlemleyen bir gazeteci olarak,
Çağına tanıklık eden bir gazeteci olarak ,
Bizde her şeyin en iyisinin bulunduğunu bilen,gören,deneyen
bir gazeteci olarak kendi değerlerimizi ön plana çıkartmalıyız diye
düşünüyorum.…
…
Tıpkı iş yerlerimizin tabelalarına İngilizce yazdığımızda
daha çok iş yapacağımızı sanıp, düştüğümüz yanlış gibi…
Bir tek sözünü
Bir tek deyimini anlamadığımız
Yabancı müzikle Gelinle damadı salona gelirken karşılayınca DAHA
DA MUTLU OLACAKLARINI düşünme yanlışlığı yapıyoruz…
….
Bu yozlaşmanın da ötesinde; kimlik kaybı, kimlik
erozyonudur…
Bizim öz değerlerimiz dururken, elin yapay, uydurma
değerlerine sarılarak; mutluluğu aramamız, onu bulacağımıza inanmamız pek
akıllıca değil gibime geliyor…
Kendi öz değerlerimizden uzaklaştıkça, büyük sıkıntılar
yaşayacağımızın altını bir kez daha çiziyorum....
Sonuç olarak;
Mutluluk, bizde, kendimizde, kendi değerlerimizdedir…
Unutmayalım… ABDULKADİR KAÇAR...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder