7 Mart 2021 Pazar

TATİL ANLAYIŞINIZ NASIL?

 

Yaz bütün görkemiyle geldi...

         Okullar, üniversiteler tatile girdi...

         Deniz, yayla sezonu başladı...

         Kısacası;

         Tatil sezonu bütün ihtişamıyla geldi...

         ...

         İsterseniz, tatilin sözlük anlamına öncelikle bakalım...

         Tatil; Arapça bir sözcükmüş...

         1.Anlamı; yasa gereğince çalışmaya ara verme, okul tatili, bayram tatili...

         2.Anlamı;  Çalışmayı durdurma işlerlikten alıkoyma...

         ...

         Peki siz TATİL deyince ne anlıyorsunuz?

         Ya da TATİL günümüzde nasıl anlaşılıyor?

         Galiba yanıtlardan bazıları şöyle olurdu;

         -Bana göre tatil;

         Denize girmek,

         Yaylaya gitmek,

         -Tatil beldelerinde, bütçemizin – gelirimizin üstünde lüks yerlerde  eğlenmek..

         -Sınırsız alkol almak... Bağırmak, çağırmak, sarhoş olup coşmak... Belki de rezalet çıkartmak...

         - UlusalTelevizyonlardaki Televole programında görülen   sanatçıların  konserlerini izlemek, onlarla birlikte aynı tatil köyünde konaklamak...

-Sınırsız para harcamak...

         -Kredi kartlarını limitlerine kadar tüketmek, hatta eksiye kadar harcamak...

         -Nataşalarla gönül eğlendirmek...

         Daha da sınırsızca çılgınlıkları saymak olası...

         Yani kısacası; bu günkü anlayışa göre ;       

         Sağlığımızı sınırsızca bozmak için ne gerekiyorsa onu yapmak...

         Tatilden sonrada hastanelerde sağlık tedavisi görmek...

         ...

         Bir tanıdığım aile vardı;

         Denizde bir haftalığına tatile gitmişlerdi...

         Döndüklerinde, ailenin bütün bireyleri, saatlerce güneşin altında kaldıkları için birinci derecede güneş yanığı nedeniyle hastanelerde ailece tedavi altına alındılar... 

         Başka bir arkadaşım Amerika ya gitmişti...

         Kendisini tatil psikolojisine öyle kaptırmış öyle kaptırmış olmalı ki;

         Tüm dolarlarını, kredi kartlarındaki limitleri bitirmiş, hatta eksiye düşmüştü...

         Amerika’dan dönebilmek için Türkiye deki yakınları kendisine uçak bileti göndermişti de öyle dönmüştü...

         Amerika gezisinde harcadığı dolar ve kredi kartı borçları öyle  çoktu ki; 2-3 yıldan önce borçlarından kurtulamayacak gibi görünüyor...

        

         Bir komşum birkaç günlüğüne Marmaris e gitmişti...

         Parasal durumları da iyi olduğu için;

         Çocuklarını kıramamışlar;

         Orada bilmem kaç milyara Jet SKİ almış üç dört gün kullanmış, geri satamadığı için de Adana ya getirip evinin deposuna koydu...

         Milyarlarca lirası depoda paslanacak...

         Başka deyişle; milyarlarını paslanmaya yok olmaya bıraktı...

         Olaya bir de başka boyuttan bakalım;

         Kalp hastalığı, tansiyonu, böbrek hastalığı, şekeri olanlar, tatile gittiklerinde bu hastalıklarını hemen unutup;

         Sınırsız biçimde eğlenmeye,

         Sınırsız biçimde alkol almaya başlıyorlar;  kısa süre sonra belki de ertesi gün komaya giriyorlar; bazıları da yaşamlarını yitiriyor...

         Ya da;

          Nataşa larla fuhuş yaptıkları için suçüstü basılıp, televizyonlarda  görüntüleri, gazetelerde fotografları çıkanlar, yargılananlar da oluyor...

 

         Çılgınca, ölçüsüzce davranan insanlar;

         Hem tatil yapamıyorlar,

         Hem hasta oluyorlar,

         Kısa süreli tatillerinde insanlar evlerinde oturduklarından daha çok yoruluyorlar;  hem parasal, hem de sağlık açısından bitmiş tükenmiş olarak evlerine geri dönüp dinleniyorlar...

         Bir iki haftalık çılgınlıklarının bedeli hem manevi, hem de parasal olarak kendilerine çok pahalıya mal oluyor...

         Bana göre böyle yanlış bir tatil yapmaktansa; böyle bir tatilin  yapılmaması daha yararlı olacaktır diye düşünüyorum...

         Tatil olayına bir de başka boyuttan bakalım;

          Ünlü filozof Sokrates;

         -Kendisinden hoşnut olmayan o kişi vardı ya; dinlenmek için tatile gitti, bu konuda ne düşünüyorsun?  diye sorduklarında;

         Sokrates şöyle diyor;

         -O kişinin dinleneceğini sanmam... Çünkü kendisini de birlikte götürmüştür...

         Ne demektir kendisini götürmek?

         Sorunlarını götürmektir...

         Bunalımlarını götürmektir...

         Tutsağı olduğu hazlarını götürmektir...

         Cimriliğini ya da savurganlığını götürmektir...

         Sevgisizliğini götürmektir...

         Bencilliğini götürmektir...

         Karamsarlığını götürmektir...

         Kısacası kendisini götürmektir...

         Tüm bunlardan yola çıkara denilebilir ki;

         Yüzde yüz dinlenmiş;

         Kendisini değiştirebileceği tatile insan aylar öncesinden kendisini hazırlamalıdır...

         Kendisine şöyle telkinde bulunmalıdır;

         -Tatile sorunlarımı götürmeyeceğim...

         -Tatile hoşgörümü, güleç yüzümü, dostluğumu, anlayışımı, erdemli davranışlarımı götüreceğim...

         -Elbette para harcayacağım ama bu delilik, çılgınlık derecesinde olmayacak; ölçüyü asla kaçırmayacağım...

         -Günlük yaşamımda olduğu gibi, tatilde de ayağımı yorganıma göre uzatacağım...

         -Tatil dönüşü aylarca, yıllarca, kredi kartı taksitlerimi ödeyebilmek için boğulmayacağım...

         -Televizyonlardaki, gazetelerdeki inanılmaz tatil reklamlarına kanıp, lüks tüketime asla yönelmeyeceğim...

         ...

         Aslında şunu da eklemek istiyorum ki;

         Taksitle,

         Kredi kartıyla tatil yapılmamalıdır...

         Parasal gücü yoksa insan tatile çıkmamalıdır...

         ....

         Şimdi aklınıza şöyle bir soru gelebilir;

         -Peki, en iyi, en ekonomik, en ucuz tatil nerede, nasıl yapılır?

         Yanıt veriyorum;

         -Bana göre en iyi tatil; günlerimizin büyük bölümünü evimizde geçirdiğimiz tatildir...

         Çünkü böylece;

         Normal zamanında görüşemediğimiz;  en çok sevdiklerimizle en uzun süreler baş başa kalmış oluruz...

         Hem günlük yaşamımızda harcadığımızdan daha fazla para harcamamış oluruz...

         Hem de çılgınca eğlenip, gereksiz yere para harcamamış oluruz...

         Hem bilinçsizce denize girip, birinci derecede yanmayacağımız için, hastanede yataklı tedavi görmemiş oluruz...

         Yani, nereden bakılırsa bakılsın; evde yapılan tatil, her yönüyle eşsizdir bana göre...       

         Bunun için yapmamız gereken basit bir işlem var;

         Nedir o?

         Beynimizin bir iki nöronu ikna edebilirsek;

         Yani düşüncemizde, en iyi tatilin, evimizde olabileceğini kendimize kabul ettirebilirsek;

         En iyi tatili evimizde yapabiliriz inanın bana...

         Tatildeki amaç;

         Hem bedensel, hem de ruhsal olarak dinlemek değil mi?

         Dinlenirken de bir yandan;

         Yaşamı sorgulama,

         Kendi içimizdeki dünyayı keşfe çıkma,

         Stresten kurtulma,

         Kendimize yeni yeni hobiler bulma, hobilerimizi gerçekleştirme

         Alabildiğince rahat etme

         Bedenen ve ruhen zindeleşme değil mi?

         İnanın bana;

         Tatil beldeleri diye yutturulan içkili, anlamadığımız dilde müziklerin kulak zarlarımızı patlatacak yükseklikte çalındığı, söylendiği ortamlarda;

         İnsanın çevresiyle anlaşması,

         İnsanın kendi iç dünyasına dönmesi,

         Bir yıl boyunca oluşan stresinden kurtulması olanaksızdır...

 

         Bana göre en iyi tatil yeri;

         Çok uzağımızda değil; içinde ömrümüzü geçirdiğimiz evimizdir... Günü birlik denize, yaylaya gidilebilir... Ama ağırlıklı olarak en güzel dinlenmeyi evimizde gerçekleştirebiliriz...

          Deneyin bana hak vereceksiniz...

         Seçeneklerinize de saygı duyuyorum...

         İyi tatiller... Abdulkadir KAÇAR...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder