5 Mart 2021 Cuma

YAŞARKEN DEĞER BİLMEK…

 

Biz Türk Milleti olarak ; hep tekdir duygularımızı çalıştırırız…Arada bir de takdirimizi kullansak kötü olmayacak gibi geliyor…

        

         Bir insan güzel bir iş yapmışsa,

         Bir yönetici başarı sağlamışsa,

         Hiç tanımadığımız birileri bir şeyleri gerçekleştirmişse,

         Bir meslektaşımız bir güzel ödül almışsa ;

         -Harika iş yaptın…Bravo..

         -Başarından dolayı kutluyorum…

         -Bu ödülü zaten sen hak etmiştin…

         Deme,diyebilme , erdemini,uygarlığını gösterelim…

        

         Başka bir deyişle ;

         Hep öküzün altından buzağı arayıp, hep olumsuz tarafları öne çıkartma hastalığından kurtulmamız gerekir…

        

         Nice insanlar vardır ki ; azıcık takdirle,azıcık övgüyle inanılmaz işler yapma kapasitesine sahiptir…

        

         Nice insanlar vardır ki ; kapasiteleri,başarılarını ileriye götürmek için küçük bir övgü beklerler…

        

         Nice insanlar vardır ki ; bu övgüleri alamadıkları için piyasadan silinip gitmiştir,yok olmuştur,o kent için,o yüzyıl için,o ülke için büyük bir değer ortadan yitip gitmiştir…Gülün dikenler arasında yaşayamadığı gibi,bu kötü huylu insanlar onların gelişip,güçlenip,ilerlemesine olanak sağlamamışlardır…

        

         Bir insanın başarılarını ön plana çıkartmayı başarsak,bu konuda kendimizi aşsak ne yitiririz?

         Hiçbir şey yitirmeyiz…

        

         Küçücük bir övgüyle yönlendirilen insanların inanılmaz büyük işler yaptığını bilmeyen mi var ?

        

         İnanıyorum ki ; bir insanı tekdir ederek asla yola getiremezsiniz,ama en küçük bir övgüyle,bin yerginizden elde edebileceklerinizin kat be katını elde edebilirsiniz…

        

         Övgüye önem veren,onu kullanmayı başaran insan bana göre ; kendini aşan,akıllı,ileriyi gören,kendini aşan insandır…

         Erdemli insandır…

        

         Ama,sadece bardağın boş tarafını öne çıkartan,gülü dikenden ibaret sayan,öküzün altında buzağı arayan insanlara gelince ;

         Çağ ve zaman onları zavallılıkla değerlendireceklerdir…

         Bu insanlar kendi kendilerinin düşüncelerinde yarattıkları kin,nefret,kıskançlık,intikam, denizleri içinde bir varmış- bir yokmuş olacaklardır…

        

         Tarih ve zaman bu türlü küçük insanları hep yok saymıştır..

         Tarih ve zaman bu küçük insanları daha ilerideki yüzyıllara taşımamış,sıradan bir ölümlü olarak unutulup gitmeleri için elinden gelen her şeyi yapmıştır…

        

         Maalesef  göl yerinden su eksik olmaz özdeyişinde olduğu gibi,bu insanlar da toplumda her çağda,her dönemde,her ülkede,her kentte,her ailede eksik olmamıştır…

         Doğa belki de bu kötü huyluları,kindarları,kendi nefretinde boğulanları ortaya çıkartarak ; doğru,olumlu,erdemli insanların değerini anlamamızı sağlamaya çalışmaktadır…

        

         Sonuç olarak ;

         Yaşarken önem vermediğiniz insanların cenazelerine gitmeyin,onlarla hiçbir ilişki kurmayın…Cenaze törenlerinde yapacağınız duygusal konuşmalar sadece kendi kendinizi kandırmanız anlamını taşıyacaktır…İki yüzlü davranma sahtekarlığından herkesin kurtulması gerekir….

         Bir filozof der ki ; insanları tanıdıkça köpekleri daha çok sevmeye başladım… ABDULKADİR KAÇAR…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder