GÜNEŞE SİLAH SIKMA MEVSİMİ…
Sıcak havanın insanın
vücut kimyasını değiştirdiği bilimsel olarak saptandı…
Bu da kişilerde farklı tepkilerin ortaya çıkmasına neden
oluyor…
…
Sıcaklıklardan kaynaklanan bu değişiklikler en belirgin
biçimde Adana lılar da görülüyor…
Bazen de insanlar inanılmaz ölçüde çok da komik oluyor...
Güneşe silah sıkanların yaşandığı tek kent burası…
Caddenin ortasından yürüyor, arkasından ambulans, itfaiye,
tır, uçak, otobüs ya da devlet yetkililerin siren çalarak makam otomobilleri
gelse de hiç önemsemiyor…
…
Kimi ağzı açık olarak yürüyor,
Kimi nefesini tutarak sıcaklardan kurtulmaya çalışıyor…
Kimisi yolun ortasında sabahtan itibaren bira içmeyi
başlıyor…
Kimisi gün boyu aklına gelen tüm şarkıları söylüyor,
Kimi çevresindekilere laf atıyor,
Kimi elle sarkıntılık pozisyonlarına giriyor…
Hemen her an işyerinin önünü hortumla suluyor…
Kimi kap – kaç a yöneliyor…
Kimi Devlet Su İşleri Kanalların intihar etmek için atlıyor,
Kimi kendisini taş köprüden intihar etmek için yüzme bilse
bile Seyhan Nehrine atlıyor, belki de ölmek istiyor ama ölemiyor…
…
Yapılan bilimsel gözlem ve araştırmalara göre;
Sıcakların vücut kimyasını değiştirdiği insanlarda; ayrıca
Aniden Tepki verme,
Durduğu yerde karşısındakine küfür etme,
Yok, yere kavga çıkarma,
Ağız dalaşı ve olaylara neden olma,
Adam dövme, yaralama, hatta cinayet işlemeye kadar
vardırıyor…
Araç kullanırken çeşitli kazalara neden olma,
Dikkatsizlik ve tedbirsizlik nedeniyle diğer insanlara zarar
verme
Yoktan yere sinirlenmeler saldırganlıklar oluşturuyormuş…
…
Sıcakların vücut kimyasını değiştirdiği Adana lıların yine
yok yere olay çıkartma nedenlerine bakalım;
Oto park yeri yüzünden cinayet işleme…
-Yüzüme neden ters baktın diye kavga etme…
-Neden
bana omuz vurdun? Diyerek yaralarlar...
-Neden
beyaz kundura giyiyorsun, utanmıyor musun? Diye yoldan geçeni dövmeye
kalkışmalar…
-Ben senden açık çay istedim, neden kuşburnu
getirdin diye garsonuna çıkışmalar…
-Ortada hiç kimse yokken, mahallemin kızına
neden laf attın ulan, diyenler…
-Sen geçen hafta bizim mahallede bisiklet
çaldın değil mi, diye sevmediği insanı dövenler…
-Pazardan neden üzüm yerine muz aldın, diye
kavga etmek için bahane yaratanlar,
-Neden dolmuşa ön kapıdan binmedin?
-Dün neden kuru fasulye yedin?
-Gölgeme geçen sene neden engel oldun, diyenler…
Ve daha pek çok sudan bahanelerle kavga nedenlerini saymak
olası…
…
Dünyanın ve Türkiye nin başka hiçbir yerinde rastlanmayan, sadece
Adanalıların uyguladığı otomobille gösterilen tepkiler var…
Hızla giden otomobilin el freni çekilerek yapılan ani sert
ve ölümcül dönüşler;
Lastik
öttürmeler,
Müzik
sesini sonuna kadar açıp mahallede herkesi rahatsız edecek şekilde sayısız tur
atmalar,
Otomobille
tozlu yollara girip, insanları toza boğmalar,
10.kattaki yakınını uyarmak
için 15-20 dakika aralıksız aşağıdan klakson çalmalar…
Düğün, nikâh, nişan, sünnet gibi törenleri uzatıp, otomobil
konvoylarıyla klakson çalarak sabahlara kadar dolaşmalar…
Sevdikleri futbol takımının galip gelince silah sıkmalar…
Otomobillerle klakson çalıp sabaha kadar kent içinde tur
atmalar
…
Sıcağın vücut kimyasını değiştirdiği Adanalılar
sayısızca neden bulup birbirlerine tekme tokat giriyorlar…
Elleri,
yüzleri kan revan içinde yaralanıp hastaneye götürülüyorlar ya da koşuyorlar…
Kırıklar, çıkıklar, ayaklar eller yapılıyor,
Çıkıklar yerine oturtuluyor, yaralara dikiş
atılıyor…
Bunları gören gazeteciler fotoğraf çekiyor,
Bunları izleyen televizyon kameraları olayları
ekranlara taşıyor,
Bu
olayları yurttaşlar ünlü komedyenler;
Cem Yılmaz, Ata Demirer gibi komedyenlerin
yaptıklarından daha çok ilgiyle üstelik gerçek ve ücretsiz olarak izliyorlar…
…
Sıcaklar gelince Adanalılara bir hal oluyor..
Çevrenize bakın; anlattıklarımdan daha çok çarpıcı ve komik örnekler
göreceksiniz…
Lütfen sıcakların kimyasını bozduğu kendinize hâkim olun…
Sıcakların sizi baştan çıkartmasına, yanlış yaptırmasına,
size sataşılıp kavga çıkmasına, bir yerlerinizin kırılıp çıkmasın izin
vermeyin…
Öfkeyle kalkan zararla otururmuş…
Keskin sirke küpüne zarar verirmiş…
Bunların da ötesinde;
Kim bilir?
Belki de yakınınızda ya da uzağınızda bir gazeteci, ya da
işyeri kamerası belki de televizyoncu da sizi gözlemliyor olabilir… Nereden
bileceksiniz ki?
ABDULKADİR KAÇAR…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder