Bu gün ormanlarımızı yakanlar; dün ülkemizi işgale
gelmişti…
YÜREĞİNDEN ÖPÜLECEK ADAM
MEHMET ULUĞTÜRKAN…
-Her zaman bir Fransız gibi davran, onurunla hareket
et;
-Kağnıyla tankın, çakmaklı tüfekle, mitralyözün savaşı
bu Jules… Merak etme fazla uzun sürmez madam Edrige…
…
Fransızlar bu düşünce ve burunları havada Çukurovayı
işgale gelmişler Türkleri burada sömürgeleştirip Fransız toprakları
yapacaklardı güya… Ama Türk yurdunu işgal edemeyeceklerini pahalı biçimde
anlamışlardı…
Çünkü burunları beş karış havada geldikleri
Çukurovadan yenilmiş, başları önde, yaptıkları cinayetler ve kıydıkları
canların utancıyla defolup gitmişlerdi…
1918 de başlayan işgal 1922 ye kadar sürmüştü…
Bin yıldır aynı topraklarda yaşayan yerli ve Suriye
den getirdikleri diğer Ermenilere de kendi askerlerinin kıyafetlerini giydirip
yanlarına alarak, onları yalanlarla kandırarak halka yapmadıkları zulüm,
işlemedikleri, cinayet, katliam, katliam, kuyuya atmadıkları imam
bırakmamışlardı… Sözde uygar görünümlü en barbar millet olan Fransızların
işkenceleri dün unutulmamıştı, bu gün de yarın da unutulmayacaktır…
…
Barbar sözünü yüzsüz Avrupalılar kendilerinden olmayan
dünya ülkesindeki tüm insanlara karşı cömertçe çok sık kullanırlar…
Oysa en vahşi, en ilkel, en barbar, en hain barbar
sözcüğü sömürge haline getirdikleri her ülkede insanlara yaptıkları zulüm,
işkence, katliam, cinayet ve soykırım uygulamalarıyla tamamen kendilerine
aittir…
…
Özellikle Adana ve Pozantı, Fransız gururunun ayakaltında
çiğnendiği, yok edildiği, çöpe atıldığı bir yerdir; Fransızların yeni
kuşaklarına iyi anlatılması ve unutmaması gereken yerdir…
…
Çünkü işgalci Fransızları ve 44 kuvayimilliyecinin tek
kayıt vermeden, karboğazında 23 ü subay olmak üzere, yüzlerce Fransız askerini
esir alışı daha dün yaşanan, dumanı üstünde tüten bir tarihi gerçektir… Üstelik
bu olay Ankara Antlaşmasının ve Fransızların geldikleri gibi gitmelerinin
temelini oluşturmuştu…
…
İşte tarihi bu olayları satır satır, harf harf, belgelere,
fotoğraf ve haritalara dayanarak belgesel şekilde romanlaştıran gazeteci
arkadaşım Mehmet Uluğtürkan muhteşem bir iş çıkartmış…
…
Hiçbir takdir ve onurlandırma sözüyle dahi tanımlanamayacak
kadar şahane, muhteşem, derslerle dolu bir çalışma…
Her satırında Türk Askerinin onurlu davranışı, esir
asla bile düşmanına karşı duyduğu saygı ve nezaket, soyluluğu her satırda
mücevherler gibi işlenerek anlatılıyor…
…
İki günde heyecanla, zevkle, şaşırarak, insanımızın
imkânsızlıklar içinde muhteşem yaratıcı zekâsıyla ulaştığı muhteşem mücadele
sonunda ulaşılan zaferi içimden alkışlayarak, onur duyarak okuduğum romanında,
o yılları gün be gün yeniden yaşadım…
…
Kurtuluş savaşımızda köylülerimizin, kazma, kürek,
yaba, dirgen, bıçak, taşla kazandıkları zaferi, Mehmet kardeşim aradan
yüzyıldan fazla geçmesine rağmen;
Kalemiyle, harfleri, satırları, sayfalarıyla yeniden
yaparak bize bu tarihi olayı tekrar yaşatıyor…
230 sayfadan oluşan İNKILÂP yayınevince yayınlanan;
Tamamen tarihi belgelere dayalı roman geçmişi günümüze
taşıyor…
Dün olduğu gibi bu günde, yangınlar, terör
örgütleriyle aynı senaryoyu ısrarla uygulayan bu barbar emperyalistler, bu
topraklarda olan ideallerinden asla vazgeçmediklerini somut biçimde gösteriyor…
…
Her Adanalı, Pozantılı, Türkiye cumhuriyeti
vatandaşının mutlaka iyi okuması ve okutması gereken bir çalışma…
Mehmet Uluğtürkan, bu çalışmasıyla, “YÜREĞİNDEN
ÖPÜLECEK ADAM” unvanını fazlasıyla hak ediyor…
Eline, emeğine, yüreğine sağlık Mehmet Kardeşim…
ABDULKADİR KAÇAR Adana 2021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder