Birinci guruba şöyle soracağım;
-Dünya da mutluluk var mı?
-Evet, var diyecekler...
...
İkinci guruba da şöyle soracağım;
-Dünyada mutluluk yok mu?
-Kesinlikle yok diyecekler...
...
Bu soruların ilkine yanıt
verenler;
Mutluluğu bulup yaşamayı
başaran,
Her zaman olumlu
düşünenlerdir...
Dünyanın her yerinde, her
şeyde;
Onlara göre sınırsızca
mutluluk vardır...
...
-Mutluluk yok yanıtını
verenler ise;
Olumsuzluk abidesi konumunda
olup
Onuna hiç tanışmamışlar;
Sonsuza kadar da mutlu
olamayacaklarına inanırlar;
Onlara göre bu dünya sadece;
Acılar ve sorunlarla doludur...
...
Bu iki soruya 8 milyar insan,
Daima farklı yanıtlar verecektir...
...
Bir atasözü der ki;
-MUTLULUK ARAMAKLA BULUNMAZ;
BULANLAR İSE SADECE ARAYANLARDIR...
...
Ben de bir denememde şöyle
yazmıştım;
-ARAMAYI BİLENLER İÇİN,
MUTLULUK DAMARLARINDA,
DOLAŞAN KANLARI KADAR O
KİŞİNİN İÇİNDEDİR;
ARAMAYI BİLMEYENLER İÇİN İSE,
YILDIZLAR KADAR ULAŞILMAZ VE
DE UZAKTADIR...
...
Mutluluğa bir de başka
boyuttan bakalım;
Bazı insanlar;
Hayallerini kurduğu mutluluğu
daima;
Kendilerinden uzak başka
yerlerde ararlar;
Örneğin aylar öncesinden tatil
programları yapıp;
Henüz kazanmadıkları parayı
harcayanları;
Yani mutluluğu uzaklarda
arayanların
Her biri aslında sanal MUTLULUK
AVCISI’ dır...
...
Çünkü bu düşüncede olanlar;
-Ya şundadır ya bunda/
Helvacının kızında diyen;
Çocukların sokak oyunlarındaki;
Tekerlemede olduğu gibi;
Acaba mutluluk;
-Hangi ülkede,
-O ülkedeki şehrin neresinde?
-O ülkedeki hangi turistik
beldesinde?
Tekerlemesiyle aralıksız
arama planları yaparlar...
...
Mutluluğu arama macerasına
çıkmaya:
Karar verirler;
Hem iç hem de dış ülkelerde
En sihirli reklamlara
yoğunlaşırlar;
Turizm firmalarını sürekli
araştırıp,
Kendilerini en etkin şekilde
kandıranların;
Vaat ettikleri mutlulukları
arama peşinden koşarlar...
...
Bir iki yıllık gelirlerini
daha kazanmadan;
Gönül rahatlığıyla kolayca borçlanırlar...
Gittikleri yerlerde aylardır
hayalini kurdukları
Mutluluk isimli mucizenin
gelip;
Sihirli biçimde avuçlarına
konmasını;
Kendilerini mutlu etmesini boşuna
beklerler...
...
Kredi kartlarıyla taksitle
ödedikleri,
Paranın karşılığını, almak
istemeleri;
Onların elbette en doğal
haklarıdır...
Artık kaç gün, ya da hafta ya
da,
Hayallerini kurup aradıkları,
Sihirli güzeller güzeli olan;
Mutluluk isimli mucizeyle
Asla karşılaşamazlar...
...
Tatil sona erip paraları
bitince,
Hayal kırıklığı ve moral
bozukluğuyla,
Boyunları bükük, yüzleri
solgun, aşırı yorgun,
Elleri boş olarak evlerine geri
dönerler...
...
Böylece de yaptıkları yanlış
hesaplamalarla
Her saniyesi mucize olan hem
zamanlarını,
Hem de henüz daha
kazanmadıkları, gelirlerini,
Kaybetmiş olarak kredi kartı
taksitlerini Ödemeye, kendilerini mahkûm etmiş şekilde;
Geri dönerler...
...
Oysa bu konuda yapmaları
gereken tek şey;
Mutluluk isimli mucizeyi
uzaklarda değil,
Bulmaları çok kolay ve en
yakınlarında olan,
Sadece kendi bilinçaltlarında
aramalarıdır...
...
Çünkü ömür boyu, peşinden koşup
Hayallerini kurdukları mutluluk;
Diğer tüm duyguları gibi,
İnsanın sadece kendi içinde;
Trilyonlarca hücresinde
keşfedilmek üzere sürekli devinmektedir...
...
İçinde bulunduğu insana
kendini sunmak amacıyla;
ZAVALLI MUTLULUK duygusu;
Ömrü boyunca kendini fark
ettirmek amacıyla çırpınır durur...
-Ey insan benim adım
mutluluk;
Bak ben senin damarlarında
dolaşıyorum;
Senin içindeyim; beni lütfen
fark et;
Beni uzak yerlerde boşuna
arama;
Çünkü beni kendi içinden başka
yerlerde bulamayacaksın der...
Ama sesini o insana maalesef
duyuramaz...
...
Size bir sır vereyim mi?
Kendini seven insanın,
Mutluluğu arama adresinin tam
yeri;
Sadece ama sadece iç dünyası
yani tam da bilinçaltıdır;
İnsanın bunun için mutluluğun
kendi yüreğinde olduğunun bilincine varması yeterli olacaktır;
...
Bunun çok basit kuralı da
şudur;
Kişi öncelikle ruh ve
bedeniyle barışmalıdır;
Her şeyiyle kendini
benimseyip sevmelidir;
Yaptığı işinin türü ne olursa
olsun;
Ona kendini adamalıdır;
Her saniye işiyle doyuma
ulaşıp;
Böylece mutlu olmayı
başarmalıdır...
...
İçinde bulunduğu koşulların
boyutları,
Ne olursa olsun daima olumlu
düşünmeli,
Kendini kandıracak yalanlar
söylememeli;
Her zaman önce kendine karşı
dürüst olmalı;
Daima objektif düşünüp;
Aynı şekilde hareket etmeli,
Hayat isimli öğretmenine,
Ömrü boyunca en iyi,
En çalışkan, her koşulda,
Kendini aşmaya,
Değişim dönüşüm,
Ve başkalaşım konusuna,
En hazır, en çalışkan öğrenci
olmalıdır...
...
Böylece düşüncesindeki her
türlü; Olumsuzlukları olumluya,
Hataları hatasızlığa,
Yanlışları doğruya,
Kötüleri daima iyiye,
Acıları her zaman mutluluğa,
Dönüştürmeyi bu bakış ve
anlayışıyla gerçekleştirmeli ve başarmalıdır...
...
Ömrünün her aşamasındaki;
Her yarışını sadece kendiyle
yapmalı,
Rakip olarak sadece kendini
görmeli,
Çalışmalarıyla kendini
geçtiğinde;
Dünyadaki tüm insanları
geride bıraktığının farkına varıp;
Mutlu olmalı yoluna bilgece
devam etmelidir...
...
Sonuç olarak; merhum
cumhurbaşkanımız,
Süleyman Demirel’in;
-MESLELERİ MESELE YAPMASANIZ,
ORTADA MESELE KALMAZ,
Sözlerini arada sırada
gülümseyerek,
Hatırlamasında yarar vardır...
...
Bunları başaramasa; ömrü
boyunca,
MUTLULUĞUN SANAL
AVCILIĞINA aralıksız devam
eder;
Onunla asla karşılaşıp
yaşayamaz;
Hani bir özdeyiş vardır;
AVCI KIRK GÜN TABAN ETİ,
BİR GÜNDE AV ETİ YER DERLER;
...
Mutluluğu kendi dışında
arayan,
Bu sanal mutluluk avcıları
için de;
Bu sözü şöyle söylenebilir;
Mutluluğu kendinin dışında;
Hatta çok uzaktaki başka
ülkelerde,
Onların şehirlerinde arayan
insan bile;
Kırk defa macera yolculuğu
yaşadığında;
Belki de sadece bir defa
mutlulukla karşılaşmayı tesadüfün başaracaktır...
...
Sığınacağı tek ve en güvenli
limanı olan;
Kendine mutsuzluk, acılar
hayal kırıklıkları içinde; evlerine yani kendilerine dönecektir nokta...
...
Denememi tekrar
hatırlatıyorum;
-ARAMAYI BİLENLER İÇİN,
MUTLULUK DAMARLARINDA,
DOLAŞAN KANLARI KADAR O
KİŞİNİN İÇİNDEDİR;
ARAMAYI BİLMEYENLER İÇİN İSE,
YILDIZLAR KADAR ULAŞILMAZ VE
DE UZAKTADIR...
İçinizde arayın mutluluğu
mutlaka bulacağınızı garanti ediyorum...
Saygılarımla...
ABDULKADİR KAÇAR ADANA 2022
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder