9 Mart 2021 Salı

AB OYUNU...

 

Bazı konular vardır günlüktür; konuşulur, yazılır, tartışılır, yorumlanır biter yiter gider...      

         Bazı konular haftalıktır

         Bazı konular aylıktır; 

         Yıllık konular da vardır;

         Yıl boyunca kamuoyunu meşgul eder...

         Konuşulur, yazılır, tartışılır, yorumlanır, biter – yiter gider...

         Bazı konular vardır; yıllarca sürer;  Birkaç insan ömrüne sığmaz... Konuşulur, yazılır, tartışılır, yorumlanır, ama bitmez... 

         İşte Türkiye’nin en çok gündemde kalan birkaç nesilden beri konuşup tartıştığımız; konusu olan AVRUPA BİRLİĞİ dir;       

         1959 da Ankara antlaşmasıyla başlayan bu serüven hala sürmektedir, sonuçlanmadan da yıllarca devam edecek gibidir...

         -TÜRKİYE UYANDI...( Tercüman 14 Aralık 2006 )

         Bu kadar uzun yıllar, Avrupa Birliği adı altında örgütlenen Hıristiyanlar,

         -TÜRKİYE Yİ DE ARAMIZA ALACAĞIZ,  diye bizi bunca yıl oyalamışlar...

         Neden?

         Çünkü, 1959’larda Türk kamuoyu; bu günkü kadar  aydınlanmamıştı...

         O yıllarda ülkemizde bir tek Ankara Uzun dalga radyosu vardı...

         Başka deyişle,1990’larda başlayan medya devrimi henüz gerçekleşmemişti; Yani özel radyolar, televizyonlar yoktu…

         TRT bile yoktu o yıllarda, halkın bilinçlenmesi falan olanaksızdı...

         Başbakan Menderes in asılması;

         Darbelerin yapılması hep o karanlık döneme rast gelmiştir...

         vrupa Birliği’nin yetkilileri kapalı kapılar arkasında konuşuyorlar,

         Türkiye nin ağzına yılda  bir parmak bal sürüyorlar,

         Ülkelerine döndüklerinde de bu şekilde davranışlarının tersini yapıyorlardı, Türkiye’yi çok yüzlü politikalarla oyaladıkça oyalıyorlar zaman kazanıyorlardı...

                   Günümüze geliyoruz;

         300 e yakın özel televizyonumuz,

         500 civarında özel radyomuz,

         Gazetelerimiz, bütün olayları öyle ince detaylarına kadar halkımıza yansıtıyorlar ki, ayrıca dış kaynaklardan da bu olayı izleyebiliyoruz...

         Sokaktaki insan, Dünya, Türkiye ve Avrupa Birliği konularında bazı  liderden - politikacılardan daha fazla bilgiye sahip...     

         Bu bilgiler ve yorumlar ışığı altında Avrupa Birliğinin çok yüzlü politikaları artık açık seçik ortaya çıktı...

         Bu nedenle; 

         Son yıllarda AB ye halkın desteği yüzde 70’lerden 30’lara kadar düştü...

         Müzakere tarihinin alınmasından bu güne kadar süreçte neler oldu?

         -24 ayda müzakereler askıya alındı...

         -Uyum yasaları kılıfıyla Lozan delindi...

         -Azınlıklar kışkırtıldı...

         -Soykırım yalan demek bile suç sayıldı...

         -Kıbrıs’ı rum adası yapmak için referandum tanınmadı...

         -KKTC ne verilen Sözler tutulmadı...

         -TV VE BÜROLARDA Türkiye düşmanı teröristlere prim verildi...

         -Her fırsatta kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri hedef alındı...

         -Bir rüyaydı kâbus oldu...

         -Milenyum projesiydi sakat doğdu...

         Halkımızın yüzde 70 i bu gün itibariyle Batının böl parçala al  - yut taktiği yerine vatansever olmayı seçtik, diyorlar...

 

         Bu ülkeler neler yapmışlar da Avrupa Birliği isimli parasal örgütü kurmuşlar?

         Şu nedenle;       

         1. Öncelikle dünyayı sömürerek sermaye birikimi sağlamışlar...

         2. Sonra sanayilerini geliştirmişler...

         3. Yeni bilgi üretiyorlar...

         Hepsinden de önemlisi;

         Ülke kaynaklarını haksız kazanç avcılarına, hortumcularına talan ettirmemişler ettirmiyorlar...

         Hala dünyadaki mazlum milletleri sömürüyorlar ,

         Hala mazlum milletlerin gelişmelerinin önünü tıkıyorlar...

         Doğal varlıklara sahip ama onları işletemeyen mazlum ulusları;

         Demokrasi,

         İnsan hakları, yutturmasıyla sömürmeye, bölüp parçalayıp yutmaya devam ediyorlar...

         Türkiye gibi nüfusunun yüzde 75 i 35 yaşın altında olan genç bir nüfusa sahip Müslüman ülkeyi sofralarına sokmak istememektedirler...

         Hatta, bu konuda kararlıdırlar....

         Bu nedenle,AB dışındaki ülkelere çifte standart çok yüzlü politikalar  uygulamaktadırlar....

 

         Ortaya çıkan bu fotoğrafa baktığımızda;

         Birkaç insan ömrüne sığmayan Türkiye’nin AB politikası, daha uzun yıllar süreceğe benzer...

         Belki de Türkiye yi aralarına kabul etmeye karar verdiklerinde AB diye bir birlik kalmayacaktır...         

         Bu aşamada bize, yani sıradan yurttaşlara düşen görev nedir?

         Devleti yönetmek için seçtiğimiz hükümetlere güvenmeliyiz...

         Çünkü yurttaşların, devlet yönetimindeki görevleri seçimden seçime kadar oy kullandıkları süre olan 1-2 dakikadır...

         Türkiye, her yıl 750 bin kişiye iş bulmak durumundadır...

         Elbette Avrupa Birliği;

         Aş demektir,

         İş demektir,

         Yeni olanaklar demektir...

         Ancak oyalama politikalarıyla birkaç neslin daha gelip geçeceğini söylemek yanlış olmaz...

         Ancak; Türkiye’nin, kendisini AB ye girecekmiş gibi hazırlamasının, AB standartlarını yakalaması, oraya girmesinden belki de daha da önemli olacaktır...   

         Sonuç ne olursa olsun; Türkiye Avrupa Birliği yoluna devam etmelidir...

         Belki biz göremesek de, çocuklarımız , torunlarımız bu konuda bazı  sonuçlara  ulaşabilecektir...Bu da kötü olmayacaktır....

ABDULKADİR KAÇAR...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder