-Şüheda
fışkıracak toprağı sıksan da şüheda...
Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşımızın
bir satırında böyle der...
Bu topraklar uğruna o kadar çok şehit
verdik ki;
-TOPRAĞI SIKSAN ŞEHİT FIŞKIRIR, anlamında
dır sözleri...
...
Hiç şüphesiz savaştığı tüm cephelerde:
kahraman ordumuz tarihe altın harflerle yazılan zaferler kazanmıştır...
Kural bundan sonra da
değişmeyecektir...
Ancak bu gün her şeyimizi borçlu
olduğumuz;
Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin
kuruluşuna kadar giden süreçte yapılan savaşların, halkımızın ve ordumuzun
kahramanlığının tarihte bir eşi benzeri daha bulunmamaktadır...
Bu günlerde okuduğum bir kitapta
anlatılanlardan yola çıkarak;
Yurdumuzun nasıl kurtarıldığını,
Atalarımızın ne büyük fedâkarlıklar
yaptıklarını,
Kahraman ordularımızın düşmanın gözüyle
nasıl görüldüğünü ortaya koya; birkaç fotoğraf sunacağım;
1.fotoğraf;
Tüm ömrü savaş meydanlarında geçen;
büyük Atatürk bir seyahatinde karşılaştığı yaşlı yurttaşa sorar;
-Mal- mülkle hiç uğraşmadık
diyorsunuz... Bu nasıl iş?
Bunca yıl ne yaptınız?
Yaşlı yurttaş yorgun, hüzünlü boğuk bir
sesle şöyle demiş;
-Biz Yemen, Tuna Boyları,
Balkanlar, Arnavutluk Dağları,
Kafkaslar, Çanakkale ve Sakarya da
savaşıyorduk paşam...
...
2. fotoğraf ;
Düveli muazzama denilen, döneminin
süper 7 gücü Çanakkale boğazını geçmek için binlerce gemi, on binlerce askerle
Osmanlıları zorlamaktadır ...
Çanakkale de Albay rütbesiyle savaşan;
Büyük kurtarıcı Atatürk askerlerine şu
emri verir;
-Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi
emrediyorum...
Biz ölünceye kadar geçecek zaman
zarfında başka kuvvetler kumandanlar yerimize geçebilir...
...
3. fotoğraf;
Alnından vurulacağını bildiği halde;
bir an olsun düşünmeden düşmanların karşısında yerini alan kahramanları
gözünüzün önüne getirin...
Mustafa Kemal Çanakkale de Türk
askerine duyduğu hayranlığı dile getiren satırlarında şöyle demişti;
-Karşılıklı siperler arası mesafe sekiz
metre...
Yani ölüm muhakkak...
Birinci siperdekiler hiç biri kurtulamadan
yere düşüveriyor..
Hemen arkasındaki onların yerine gidiyor...
Fakat nasıl gediyor biliyor musunuz?
Öleni görüyor, üç dakikaya kadar
kendisinin öleceğini de biliyor ama hiçbir tereddüt göstermiyorlardı...
...
4. fotoğraf ;
Mustafa Kemal satırlarında aynen şöyle
anlatılıyor;
-Gencecik bir subayın köy kahvehanesinin
önünden geçerken, seksenlik ihtiyarın ayağa kalkıp ona esas duruş göstermesi ve
selama durması da hakikat....
Bu askere saygı...
Bu genç subayın üzerindeki orduya ve
milleti temsil eden üniformaya saygı ve sevgidir...
Çünkü biz asker milletiz...
...
5. fotoğraf ;
Çanakkale de Havranlı Koca Seyit onbaşı
olayıdır...
Düşman topları Mecidiye Tabyasını
olanca gücüyle dövmüş...
Bir tek Seyit Onbaşının topu sağlam
kalmış...
Ama onun da vinci kırılmış...
Bulamış ellerini toprağa bu kara yağız
delikanlı ve kucaklamış 276 kiloluk mermiyi...
Yalpalaya,yalpalaya altı basamaklı
merdivene tırmanıp koymuş namluya..
Sonra iki defa daha tekrarlamış bunu..
Nihayet vurmuş düşman zırhlısını
devirmiş...
Akşam komutanı gelip öpmüş alnından...
-Bir daha kaldır oğul göreyim, demiş...
Çamlık Köyünden Mehmet Oğlu SEYİT
ONBAŞI bakmış mermiye;
-Daha kaldıramam kumandanım, demiş…
...
6. fotoğraf;
-Kurtuluş savaşımız da 24 saat savaşan;
Askerlerimize bir günlük iaşe olarak
sabah üzüm hoşafı,öğle yemeği yok, akşama da yağlı buğday çorbası verilmiş..
Hatta bazı günler tek öğün yemek ancak
tahsis edilebilmiş…
...
7. fotoğraf ;
İngiliz parlamentosunda yenilgilerine
kılıf arayanlardan işgal orduları kumandanı Hamilton şöyle demişti ;
-Lordlarım, biz görevimizi yaptık… Hesabımıza
göre Gelibolu Yarımadasını 2,5 cm kalınlığında bir levhayla kaplayacak kadar
mermi attık... Ne yazık ki karşımızda ölmeyi emreden bir komutan; koşa koşa ölüme giden bir ordu vardı... Biz
başka ne yapabilirdik? Elimizden bu kadar geldi...
...
8. fotoğraf ;
İngiltere Başbakanı Winston Churchill
de aynı İngiliz Parlamentosunda benzer bir itirafta bulunmuştu;
Başbakan Churchill konuşmasında şöyle
demişti;
-Çok üzgünüm... Mağlubiyeti
damarlarımda hissetmekteyim...
Her şeyi planlamış; Çanakkale bizimdir
demiştim…
Yanılmışım... Bağrımda İngiliz gururu
olmasa;
TÜRKLERİ ALINLARINDAN ÖPMEK, AYAKTA
ALKIŞLAMAK İSTERİM...
...
Bütün bu fotoğraflara herkes iyi baksın…
Bu fotoğrafları bir kez daha düşünsün,
Sahip olduğumuz devletimiz neyin
pahasına kuruldu?
Bu gün özgürlüğümüzü nelere borçluyuz?
İyi bilmeli, iyi bellemeliyiz...
...
Her insanımızın üzerine titremesi
gereken;
Cumhuriyetimizin,
Demokrasimizin
Özgürlüğümüzün,
Bağımsızlığımızın temelini oluşturan
inanılmaz fedâkarlıklar ve kahramanlıklarla oluşturulan altın sayfalardır... ABDULKADİR
KAÇAR...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder