7 Mart 2021 Pazar

ASKERLİK FELSEFEMİZ...

 

Dünyanın en zor coğrafyasında 1000 yıl devlet olmak,

         Dünyanın en zor coğrafyasını 1000 yıl yurt edinmek,

         Dünyanın en zor coğrafyasında 1000 yıl yaşamak...

        

         Anadolu’ yu,

         Türkiye’yi anlatıyorum...

         Bunu nasıl başarmışız?

         Türk insanının inanılmaz hoşgörüsüyle,

         Türk insanının üstün erdemleriyle,

         Türk insanının adaletli davranmasıyla,

         Türk insanının çalışkanlığıyla

         Sarsılmaz aile yapımızla,

         Büyüklere saygımızla,

         Küçüklere sevgimizle

 

         Tabi bunların hepsinden de ötede;

         Dünyanın en en eski, en iyi savaşan ordumuzla,askerimizle, kahraman Mehmetçiklerimizle bunu gerçekleştirdik...

          

 

         Son günlerde okuduğum, etkisinde kaldığım kitaptan edindiği bilgileri sizlerle paylaşmaya devam ediyorum...

 

         Bu kitapta Türklerin Mehmetçiğe bakışını,

         Bu kitapta askerlik felsefesini,

         Bu kitapta yurt sevgisini anlatıyor...

        

         Bir yolcu otobüsü yolcularıyla dolu olarak;  Ankara ya doğru yoluna devam etmektedir...      

         Mamak ta Askerlik görevine başlamak için gitmekte olan Mustafa isimli genç Mehmetçikle çevredeki yolcular sohbet etmektedirler...

         ...

         Yolculardan birisi Nermin öğretmen genç Mehmetçiğe şöyle der;

         -Bak Mustafa biz kusursuz değiliz...

         Doğru olmayan şeyleri de yaptık...

         Kiminden ders aldık, kimi hatalarımızı tekrarladık...

         Sen hayatının baharındasın, hatalarının seni esir almasına izin verme...

         Asker ocağında sağlıklı ve mutlu bir yaşam için alışkanlıklar edineceksin..

         Bu alışkanlıkları teskere aldıktan sonra sivil hayatın boyunca da uygula...

         ...

         Mustafa biraz tereddütlü;

         -Söylemesi kolay öğretmenim... Peki ben nasıl aklımda tutacağım bunları?    

         Nermin öğretmen şöyle der ;

         -O daha da kolay deli kanlı...

         Aklında tutmayacaksın ki, uygulayacaksın...

         İstersen sana bir özet yapayım...

 

         Mustafa ve diğer yolcular nefes almadan Nermin öğretmenin anlattıklarını dinlemektedirler...

        

         Nermin Öğretmen şöyle sürdürür;

         -Sade ve gösterişten uzak bir hayat yaşa...

         Toplumun hoş görmediği davranışlardan kaçın...

         Ailene bağlılığı unutma...

         Sır tutmayı bil...

         Kimseyi kırma,..

         Sana güvenenleri utandırma,

         Her işinde düzenli, daima nazik, güler yüzlü ve hoşgörülü ol…

         Zamanını boş yere harcama...

         Maddi ve manevi değerlerine sahip çık..

         Çocuklarını kız ya da erkek olsun, okut...

         İhtiyacı olanlara gücün yettiğince yardım et...

         Cumhuriyete, Atatürk ilke ve devrimlerime,

         Vatanın bölünmez bütünlüğüne,

         Bayrağa hayatın boyunca sadık ol...

         Ailene ve çevrene bu konularda her zaman önderlik yap...

 

         Nermin Öğretmen; bu gün insanlarımızın  Beşikten mezara kadar uyması gereken  binlerce yıldan beri uyguladığımız ortak değerlerimizi,genç Mehmetçik Mustafa ya anlatmaya devam eder....

         Şöyle sürdürür konuşmasını;

 

         -Bileceğiz ki aramıza ayrılık tohumları ekmeye çalışanlar var onlara asla fırsat vermeyelim...

         Bileceğiz ki yıllar yılı birbirleriyle gül gibi geçinip giden insanlarımız eşitlik ve özgürlük olmadığı masallarıyla kandırılmasın...

         Türkiye Cumhuriyeti yasaları önünde zaten herkes eşit ve özgürdür...

         Türkiye deki bazı bölücü hareketlere dikkat çeker Nermin öğretmen;

         Ve Mustafa ya hepimizin öğrenmesi ve yapması gerekenleri öğütleri vermeyi sürdürür...

         -Bez parçalarına yazdıkları küfürleri sallayıp, üzerindeki sözüm ona tek tip kıyafetlerle cadde ve sokaklarda haykırarak yürüyüş yapan birkaç kendini bilmezi hatırlarım...

         İçlerindeki öfkeyi;  ellerindeki taş ve sopalarla arabalardan,binalardan ve dükkan vitrinlerinden çıkarır, güvenlik kuvvetlerimize saldırırlardı...

         Bu saldırıların karşısında uyanık olmamız gerekir...

         Devlet vatandaşlarına ayrım yapmadan eşit hizmet vermekle yükümlüdür...

         Bizler de devlete destek olacağız...

         Birbirimizle yardımlaşacağız...

         Dayanışmanın temelinde sevgi olduğunu unutmayacağız...

         Bir elin parmakları bile farklı...

         Aynı ailenin çocukları bile başka düşünüyor, bu son derece normal....

         Bize ortak noktaları arayıp bulmak kalıyor; bu da ancak sevgi ve saygıyla olur...

         ...

         Bu kez sözü emekli ziraat mühendisi Gürbüz Bey alıyor;

         Otobüsün arka koltuğunda seyahat etmekte olan iki kulağında iki küpeli delikanlıyı uzun uzun süzdükten sonra şöyle der:

         -Nermin Hocam deminden beri sizi nefes almadan dinliyorum... Aferin kızım ağzına sağlık...

         Çok haklısın, bu yaşıma geldim, ama öğrenmenin sonu yok... Bu güzel öğütleri kalan ömrümde ben de uygulayacağım...

         Gençler kendilerini kurtarmak için frene her zaman vaktinde basma şansı olduğunu düşünür...

         Biz yaşlılar ise bunun böyle olmadığını deneyimlerimizden biliyoruz...

         ...

         Genç Mehmetçik Mustafa;

         -Gürbüz amca, ben ayağımı frenden hiç çekmem;

         -Öyle değil Mustafa oğlum...

         Bazı insanları görüp şaşırıyorum, kendini bilen var, bilmeyen var...

         Kimi akıllı, tertemiz giyiniyor...

         Dişlerini fırçalıyor, elini yüzünü yıkıyor, banyosunu yapıyor, saçına başına dikkat ediyor...

         Ütüsüz pantolon gömlekle dolaşmıyor...

         Misler gibi kokuyor...

         Kimileri bunları yapmamak için bahaneler arayıp buluyor...

         Kiminin ise dünya umurunda değil...

         Ne kendine ne çevresine hayrı var...

         İş işten geçtikten sonra mı tedbir alacağız...

         Akıllı insan başkalarının hatalarından ders alandır...

         ...

         Bu erdemli öğütlerden,

         Bu güzel derslerden,

         Bu anlatılanlardan yola çıkarak şunları söyleyebiliriz;

 

         Aslında bu öğütler; beşikten mezara kadar hepimiz için geçerli öğütlerdir...

         Nermin öğretmenin söyledikleri hepimiz için geçerli değil mi?

         Gösterişten uzak sade yaşamak…

         Aileye bağlılık…

         Kimseyi kırmamak,

         Her zaman güler yüzlü olmak,

         Maddi manevi değerlere sahip çıkmak...

         Kız erkek çocukları okutmak,

         Cumhuriyete, Atatürk devrimlerine,   vatanın bölünmez bütünlüğüne, Bayrağa yaşam boyunca sadık kalmak...      

         Bunlar Türk Milletini, Türk milleti yapan değerlerdir...

        

         Sonra bölücü örgütlerin;

         Bin yıldan beri birbirleriyle gül gibi geçinen insanlarımızı özgürlük olmadığı masallarıyla kandırmaya çalışması,

         Tek tip kıyafet giyip kaldırım taşlarını söküp güvenlik güçlerine saldıranlara karşı uyanık olmak...

 

         Bu düşüncelerin altına herkes imzasını atar...

         ...

         Emekli Ziraat Mühendisinin  verdiği öğütlere gelince  ; bunlar da beşikten mezara kadar bize gerekli öğütler..

         Kılık kıyafetlerimize dikkat etmek,

         Düzenli olmak,

         Yaşamı umursamak,.

         Başkalarının hatalarından ders alıp,aynı hataları tekrarlamamak...

        

         Bu düşüncelerin altına da her Türk yurttaşı imzasını atar...

 

         Asker ocağında öğretilenler kitapta da belirtildiği gibi insana ömür boyu gerekli oluyor...

         Büyük Atatürk Mehmetçiklerimiz için şöyle demiştir ;

         -Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz,daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir    

 

                  

         Askerlik felsefemiz;

         Devletimizi devlet; milletimizi millet yapmıştır...

         Sonsuza kadar bu kural değişmeyecektir...

        

         Tüm dünyanın gıpta ettiği, imrendiği,kıskandığı askerlerimizle ne kadar gurur duysak azdır...

         ...

         Sonuç olarak konuşmamın başına dönüyorum;

         Dünyanın en zor coğrafyasında 1000 yıl devlet olmak,

         Dünyanın en zor coğrafyasını 1000 yıl yurt edinmek,

         Dünyanın en zor coğrafyasında 1000 yıl boyunca yaşamak...

        

         Anadolu’yu,

         Türkiye’yi anlatıyorum...

         Sonsuza kadar yurdumuz olan bu günkü ülkemizden söz ediyorum...

        

         Bunu nasıl başarmışız?

         Türk insanının inanılmaz hoşgörüsüyle,

         Türk insanının üstün erdemleriyle,

         Türk insanının adaletli davranmasıyla,

         Türk insanının çalışkanlığıyla

         Sarsılmaz aile yapımızla,

         Büyüklere saygımızla,

         Küçüklere sevgimizle

 

         Tabi bunların hepsinden de ötede;

         Dünyanın en en eski, en iyi savaşan ordumuzla,askerimizle  kahraman Mehmetçiklerimizle bunu gerçekleştirdik...

         Abdulkadir Kaçar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder