5 Mart 2021 Cuma

FİL TAVUK AYAKLARI ÜSTÜNDE

 

Bir uçağa şöyle uzaktan bakınca düşünürüm ;

         50 metre uzunluğunda,

         45 metre genişliğinde

         10 metre yüksekliğinde bir devasa çelik yığını…

         İçine yüzlerce yolcu binen alt bölümünde yüzlerce ton kargo taşıyan bu çağın en güzel en modern,insanın yaratısı en son alet..

        

         Sonra tekerleklerine takılır gözüm ;

         O devasa çelik-demir yığının altında  ince ince bacaklar ve onların yere dokunan bölümlerinde de dört tane tekerlek lastik…

         Uçakların iniş-kalkış hızında oluşan yüz binlerce tonluk ağırlığı düşündükçe şaşırır kalırım...

        

         Yahu ben mi yanlış görüyorum?

         Gözlerim beni yanıtlıyor mu?

         Hayır yanıltmıyor ;

        

         Sonra kendi kendime sorarım bir türlü de yanıtını bulamadım,veremedim,veremem de ;

         -Yahu bu demir-çelik gövdeyi tasarlayıp,üreten firmanın

         Teknik yöneticileri,

         Mühendisleri,

         Bu sistemi çizen tasarımcıların hiç mi dikkatini çekmiyor ;

         Bu bacaklar,bu tekerlekler bu devasa demir-çelik yığınını uçuramaz…

        

         Bunu kimse sormuyor da Abdulkadir neden soruyor?

         Yanıtım yok; ama göz var nizam var ;

         Çıplak gözle baktığım zaman ;

         Hangi uçak olursa olsun,

         Hani kargo,

         Hangi yolcu,

         Hangi savaş,

         Hangi barış uçağı olursa olsun ;

         Uçakların tekerlekleri ile bedenleri arasında inanılmaz bir mantık ve görüntü hatası var…

         Bu tıpkı bir filin, tavuk ayakları üzerinde durup,yürümesini andırıyor…Mantıksız geliyor..

         Ya da devasa bir masanın  her ayağının  dikine bir kalem üstünde durması gibi mantıksız gelir…

         Bir de o masanın her ayağının altında dikine duran kalemlerin üstünde yürüdüğünü,sürüdüğünüzü,düşünün bu bence matematik kurallarına uygun değil…

        

         Başka bir deyişle ; ben uçakların devasa gövdeleriyle ayakları diyebileceğimiz ucunda dört tane lastik tekerlek bulunan ayakları arasında inanılmaz bir mantık hatası görüyorum…

        

         Fillerin tavuk ayakları üstünde durması nasıl olanaksızsa?

         Günümüz  uçaklarının gövdelerinin de mevcut ayak ve tekerlek sistemleri üstünde durmasını öyle olanaksız olarak görüyorum…

        

         Bırakın kalkışlardaki hızı,

         İnişler sırasında,yüz binlerce tonluk uçağın içindeki yolcuların,kargoların,uçağın bedeni o tekerleklerin üstüne yükleniyor…

        

         İşin daha da garibi ;  bedeni ve ayakları arasında bu kadar oransızlık olmasına karşın  ;

         Uçakların iniş-kalkışlarında ayaklarından ve lastiklerinden kaynaklanan bir kazanın olmaması…

         Bunun adı da mucize olmalı…

         Ama,bu olmayacağı anlamına da gelmemeli…

         Belki bu günkü teknoloji bu sistemi iyi organize etmiş,bıçak sırtında bir dengede tutuyor olabilir ama ;

         Benim yine de bu yazımı okuyanlardan dileğim ;

         Uçakların bedenleri ve ayaklarıyla tekerlekleri arasındaki oransızlığın çözülmesi şeklindedir…

         Yaşadığım sürece de bu tezimden vazgeçmeyeceğim…

        

         Bana mantıksız geliyor?

         Ya size gelmiyor mu?

         Bu günkü uçak gövdelerini,bu günkü uçağın ayakları diyebileceğimiz sistem ve tekerleklerinin taşıyamayacağı yönünde…

        

         Bu arada  ünlü ve efsane  Concourt uçağının düşme nedenini de anımsamakta yarar var…

         O da havalanma sırasında pisteki 20 santim uzunluğunda bir demir parçasının uçağın lastiğine zarar vermesi değil miydi..

        

         Otomobillerin ilk icatları sırasında koskocaman gövdelerinin araba tekerleklerinin üstüne konulması ; sonra bu günkü teknolojiye ulaşmalarının öyküsünü herkes biliyor…

         Otomobillerdeki tekerlek devriminin, uçaklara uygulanması ne zaman gelecek acaba?ABDULKADİR KAÇAR…

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder