Trafik kazaları neden oluyor?
Elbette insan faktörü ilk sırada yer alıyor;
Aceleci davranmak,
Trafik kurallarına uymamak,
Uykusuz ve sarhoş araba kullanmak,
Emniyet kemeri bağlamamak,
Aşırı hız yapmak,
Yol faktörleri,
Yanlış sollama ve daha sonsuz nedenler sayılabilir...
....
Bir özdeyiş vardır;
90 kilometre ile 110 kilometre arasında yaşam ve ölüm kadar
bir mesafe vardır...
Yani 90 kilometre hızla kaza yaptığınızda insan yaralansa da
kurtuluyor, yaşamda kalıyor...
Ama, 110 kilometre hız yaptığınızda kaza meydana gelirse insanın
yaşama şansı hiç kalmıyor...
...
Bir özdeyiş şöyle der;
-Gideceğiniz yere mutlaka varmak istiyorsanız, yavaş
gidin...
...
Türkiye de bir dönem trafik yasaları yetersiz, cezalar yetersiz
caydırıcı olamıyor denildi;
Daha ağır para cezaları, yaptırımlar getiren yasalar
çıkartıldı; ama ölümlerin önüne bir
türlü geçilemedi...
...
Türkiye de trafik kazaları;
Yağmurun yağması,
Baharın gelmesi, gibi sıradan ve doğal olay haline geldi...
Dünyanın en ağır cezalarının uygulandığı Amerika da bile
trafik kazaları oluyor önüne geçilemiyor ama bizdeki kadar yoğun biçimde
olmuyor...
Bu aşamada bize düşen görev önce doğal yasa haline gelen
trafik kazalarını azaltmak; beklenmeyen
ölümlerin önüne geçmek olmalıdır...
Burada yasa yapıcı elbette önemlidir ama daha da önemlisi
bizim kafalarımızı eğitmekle olacak bir iştir...
....
Şimdi size yaşadığım ilginç bir olayı anlatacağım...
Bir soru sorsam;
-Kaç türlü ehliyet vardır, desem
Yanıtlarınız üç aşağı beş yukarı belli gibi...
...
Motosiklet ehliyeti,
Hafif araç ehliyeti,
Ağır araç ehliyeti,
...
Yani ehliyetler sınıflara ayrılmıştır...
Buraya kadar olanı herkes biliyor, ben de biliyorum...
...
Şimdi sıkı durun;
Benim bir arkadaşım var; arkadaşımın ehliyeti yok
sanıyordum...
Meğer ehliyeti varmış...
...
Ama, sınıfı çok farklı...Öyle bildiğimiz ehliyet
sınıflarından değil ;
Ne motosiklet ehliyeti,
Ne hafif araç ehliyeti,
Ne ağır vasıta ehliyeti,
...
Arkadaşımın ehliyetinin sınıfını söylüyorum; çok sıkı durun
lütfen;
-KAFANI YORMA SINIFI EHLİYET...
....
Bu ehliyeti insan sadece kendi kendine verebiliyor;
KAFANI YORMA EHLİYETİ ni verebilecek herhangi bir sistem, her
hangi bir kurum trafik yetkilisi
bulunmuyor...
Bu ehliyet kolay kolay kimsede bulunmaz..
Tır şoförlerinde,
Taksi şoförlerinde,
Motosiklet sürücülerinde,
Hatta, uçak,gemi,metro
kaptanlarında bile yok...
....
Öyle ender,
Öyle zor,
Öyle ulaşılmazdır ki;
-Benim, diyen adam alamaz bu KAFANI YORMA EHLİYETİ ni...
Sadece cesur, insanlar kendi kendilerine KAFANI YORMA SINIFI
EHLİYETİ verebilirler...
...
Bu arkadaşım insan iyisi bir insandır,
Can dosttur,
Kıymetlidir,
Değerlidir,
Tertemizdir,
Pırıl pırıldır,
KAFANI YORMA EHLİYETİ nin dışında her konuda
anlaşabiliyoruz...
....
Her yola çıktığımızda arkadaşım otomobilimi kullanmak
ister..
-Senin ehliyetin yok araba kullanamazsın olmaz, dediğimde,
-KAFANI YORMA ...KAFANI YORMA EHLİYETİM VAR benim der..
Israrla otomobilimi almak ister,
Ben de ısrarla vermem...
Aramızda uzun uzun saatler boyu süren tartışmalar olur...
-Senin ehliyetin yok, otomobilimi kullanamazsın? Derim…
-KAFANI YORMA EHLİYETİM VAR...der..
...
Yine böyle bir gün arkadaşımınbabasının otomobiliyle Ceyhan yönüne gidiyoruz;
Arkadaşım Israrla babasının arka koltuğa geçmesini, ehliyeti
olmamasına karşın otomobili kullanmak istiyordu...
Şöyle dedim;
-Bak şimdi sen direksiyona geçersin ; karşımıza trafik polisi çıkar babana 188 milyon ceza yazar...Sana da 600 milyon ceza yazarlar ,yapma...dedim..
-KAFANI YORMA EHLİYETİM VAR ABİ, dedi....
...
Otomobilde bulunan tüm yakınlarımızın ısrarına karşı bu
arkadaşıma babasından arabayı alıp, direksiyona geçti...
Daha doğrusu babası otomobil kullanmasına izin vermek
zorunda kaldı...
Bu arkadaşım KAFANI YORMA ehliyetiyle direksiyonun başına
oturdu...
Aradan ya 5 ya da 10 dakika geçmişti ki; sağdaki dikiz
aynasından arkamızdan gelen TRAFİK ekibini gördüm...
-Bak polisleri gördün mü arkadan geliyorlar...dedim..
-KAFANI YORMA, Hiç bir şey olmaz abi, .dedi...
...
Trafik polisleri iyice yanımıza yaklaştı;
Babası uyardı bu kez;
-Bak bizim hizamıza geldiler; seni gözlemliyorlar...
Dikkatli kullan...
KAFANI YORMA EHLİYETİ’ nin olduğunu belli
etme....Çaktırma...dedi..
Babası da ehliyetsiz oğluna aracını kullandırdığı, için zor
durumda kalıyordu...
Ama öyle ısrar etti, öyle ısrarcıydı ki; aynı otomobilde
bulunan diğer arkadaşlarım, hatta yakınları bile ikna edemedi...
....
-KAFANI YORMA... HİÇ BİR ŞEY OLMAZ, dedi...
Polisler bizimle aynı hizada birkaç dakika gittiler,gittiler,gittiler..
KAFANI YORMA ehliyeti olan arkadaşım iyice panikledi...
Kendisini uyardım;
- Otomobili sağa çek
direksiyona baban geçsin ya da
ben geçeyim, benim ehliyetim
var...
Arkadaşım hem heyecanlanıyor; hem de otomobili kullanmaktan
vazgeçmiyordu...
-KAFANI YORMA,
KAFANI YORMA,
KAFANI YORMA, dedi…
...
Arka koltukta oturan babası da;
-Abdulkadir doğru söylüyor, sağa çek, senin ehliyetin yok dedi…
Ehliyeti olmayan, cesur arkadaşım;
-KAFANI YORMA BABA, dedi…
...
Bir yandan konuşuyor, bir yandan da trafik polisiyle yan
yana gidiyorduk...
...
Arkadaşım yeterince deneyimi olmadığı ve trafik polisleriyle de birkaç dakika yan
yana gitmek zorunda kaldığı için; bir
iki yanlış yaptı, aracımız bir sağa, bir sola
şarampole indi inci çıktı...
Kazadan kıl payı kurtulmuştuk...
Bizi henüz geçen TRAFİK POLİS OTOSU, sağa çekip durmamızı
anons etti...
...
Arkadaşıma dedim ki;
-ŞİMDİ FAKA BASTIN... ÖDE BAKALIM CEZAYI...
Babası da şöyle dedi ;
- OĞLUM BANA VERECEKLERİ CEZAYI DA SEN ÖDEYECEKSİN... ONA
GÖRE arkadaşım;
-KAFANI YORMA, dedi..
Polisler ehliyet,ruhsat istediler...Ruhsat vardı, ama
ehliyet yoktu..
....
Polislerle bu arkadaşımın konuşmasını otomobildeki herkesle yani
uzaktan sesimizi çıkartmadan izliyorduk;
Bana el işaretiyle; polis otosunun yanından;
-KAFANI YORMA ABİ, mesajları gönderiyordu...
Biraz sonra elinde trafik cezasıyla geldiğinde çok
üzgündü...
Ehliyetsiz araba kullandığı için 600 milyon lira bir ceza
yazılmıştı; üstelik yasal soruşturma da açılıyordu hakkında...
Otomobilin sahibi olan babasına da için 188 milyon lira ceza
kesmişlerdi...
...
Üzgün üzgün gelen arkadaşımın yüzü sapsarıydı, korkmuştu...
-Ne oldu? Dedim..
-SORMA...dedi...Cezayı bastılar..
Babası da;
-İki cezayı da Sen ödeyeceksin...
-Tamam, ne yapalım? Başka çıkış yolu yoktu..dedi...
Direksiyona babası geçti; yolumuza devam ederken, şöyle dedim;
-KAFANI YORMA, KAFANI YORMA EHLİYETİN VAR NASIL OLSA?
Ama iş işten geçmişti ; dört beş dakika içinde hem trafik
kazası geçirmiştik,hem de 800 YTL para cezası almıştı arkadaşım....
...
Sonuç olarak;
KAFANI YORMA sınıfı ehliyetiniz var mı yok mu bilemem...
Ama lütfen ehliyetiniz yoksa araç kullanmayın...
Önce kendi can güvenliğinizi,
Sonra aracınızda bulunan yakınlarınızın can güvenliğini,
Sonra araç trafiğinin güvenliğini DÜŞÜNÜN,
Ehliyetiniz yokken sakın araç kullanmayın...
KAFANI YORMA sınıfı ehliyet insanı ceza almaktan
kurtaramıyor...
KAFANI YORMA sınıfı ehliyeti bir gün yaşamınızın sonu da
olabilir...
O ZAMAN DA NE, YORULACAK KAFA,
NE EL,
NE AYAK,
NE BEDEN,
NE KALP,
NE YÜREK KALIR ORTADA....
ÇÜNKÜ HEPSİ MEZARA GİDER...
....
Siz siz olun; Türkiye
de her yıl 4-5 bin kişinin yaşamını yitirdiği trafik kazalarına kurban
gitmeyin...
Siz siz olun ehliyetiniz yoksa araç kullanmak için
çıktığınız yollarda TRAFİK CANAVARI OLMAYIN...
EHLİYETLİ DE OLSA HER İNSAN HER AN TRAFİK CANAVARINA
DÖNÜŞEBİLMEKTEDİR...
...
Lütfen bir kez daha düşünün...
KAFANI YORMA EHLİYETİYLE YOLA ÇIKMAYIN...
ABDULKADİR KAÇAR...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder