“YAZAR-ÇİZER
DÜNYASI” KİTABIMDAKİ ŞİİRLERİM…
GÖZLERİMDE
NERGİS AÇAR…
Alnında çiğ tanesi
Yüzünde bir avuç ışık,
Sabah
Çıkar gelir habersiz…
Bilinçsizce açan kan zambaklarının
Dünyaya pamuk ipliğiyle bağlı ömürlerini elinde tutup
SENİ ARADIM NEREDESİN?
Kelebekler bulut bulut savrulur,
Koynunda rengârenk flamingolar,
Laleler,
Maviye bulanır ıslak,
Mor karlı düşünceye yatar dağlar,
YOKLUĞUN DAYANILMAZ…
Günün sırtına sererim düşlerimi,
Eflatun-pembe-mor,
Kırmızı yeşil ebemkuşakları içinde soğuk
Bir rüzgâr eser yüzüme,
Bilemediğim sevgi ülkesinin yağmuruna kapılır,
Mavi dumanlara takılır gider gözlerim,
AKLIM SENDEDİR NEREDESİN?
Zerdalinin altında açan adını bilmediğim,
Kır çiçekleri tutar götürür hayallerimi elimden
İki çiğdem bekleşir sevda dağlarının uçurumlarında
Titrek, ürkek, kararsız,
ÖLÜM ÇAĞIRIR…
Uçuk vişne çürüğü zaman çırpınır içki kadehinde
Son nefesini veren rengârenk kelebek gibi
Kopar dalından yaprakları
Bir bir dökülür gül,
Kırmızı beyaz üstüne akar sevdam kana bulanır
NEREDESİN?
Dağların buğulu kokularında düşlerim
Ortalıkta dolaşır utanırım,
Yokluğunun adını saklarım aynalardan,
Acı sarı bir ışık akar saçlarıma,
Çiçekler boğulur
Öfkesinden birden bire kabarır bulutlar,
DOĞA AYRILIMIZIN YASINI TUTAR…
Camgöbeği nehirler mavinin mavisine ulaşmak için
Denizlere koşar,
Güneşsiz ülkelerde elsiz ayaksız sevdasızım,
Yağmur yağar hayallerimin yoksul kentine,
Ruhumun harabeleri yıkılır,
YOKLUĞUN ÖLÜM NEDENİM…
Susar deniz,
Ölür dağlar,
Kuş yuvasına engerek çöreklenir
…/… kin kırk düğüm,
Umut dağların ardandı unutulur,
Anılar suda dağılan bir tomar kağıt,
Nihavent bir şarkı dilimden düşmeyen,
Terk edişini haykırır,
N’OLUR GEL…
Derin bir çizgi düşer alnımdan gözyaşlarıma karışır,
Boğulurum,
Ateşlere atarım hasretini,
YANMAZ…
Kırmızı bir ölüm tutar elimden,
Şiire yaslarım yüreğimi,
Kollarım iki yana kırık,
Kana bulanan sevda çiçeklerimin ülkesinde koparılır
Bedenim,
Kefenimin ipleri çözülmüş, donmuş yüzü çürümeyi
bekleyen
Cesetlerin içine atılır,
ELVEDA…
Bir ucundan akrep yer yüreğimi,
Kanımı toprak emer,
Mor solucan etlerimle beklenir,
Vücudumun yarısı iskelet,
Yok olmayı bekler acılara belenip,
Alır götürür yağmurlar yaşamadığım duygularımla dolu
Beynimi,
KOKUNUN GELDİĞİ YÖNE…
Bu topraktan çanak olan avuçlarımdan iki serçe su
içer,
Dudaklarımda sümbül,
GÖZBEBEKLERİMDE NERGİS AÇAR…
Abdulkadir Kaçar, 1999 Adana…
…
SENDE
SEN EYLE
Gizli sevişmelerimizin sıcaklığını götürme
Nisan yağmuru kokulu saçlarını toplayıp gitme
N’ OLUR?
Kirpiklerinde gizlediğin utanç duygularını at,
Bir kez daha gireyim dilimle,
Çocuksu dudaklarının savunmasız nemli kırmızısına
Gözlerinin derinliklerinde yelken açayım,
Bin yıllık özlemlerimi yüklediğim gemimle,
Yaslayayım yüreğimi yüreğine,
Ek beni tenine,
Göm bedenimi bedenine
Nefesinle erit,
Buhar eyle teninde,
Kanında kan olup akayım yüreğinin
Derinliklerine,
Sevdalarında sevda yap,
Bekâr yatağımdaki düşlerimin göbeği
Dağ mavisi nefesim
AL BENİ SENDE SEN EYLE…
Abdulkadir KAÇAR, 1999 Adana…
…
YOKLUĞUN
Eski bir akşamın koyu yelin koynunda
Eritip düşlerime sığınıyorum…
Kristalleşiyor zaman kırılıyor ortasından
Dış bahçesindeyim ömrümün,
Tükeniyorum,
Umutsuzluklardan önce dipsiz uçurumlara düşüyorum,
Bir mahur
Günün getirdiği hüzünler denizine dalıp gidiyorum
Erken bir karanlık iniyor perde perde,
Köhne,
Sağır,
Eski yüzlü bir duvara çarpıyor sesim yalnızlığını
Gece güce eksilerek, iki-üç yıldız
Dört donuk yere bakıyor,
Küsüp geri dönüyorlar,
Acı yeşillerin siyah gölgelerine bakıyorum çocukluğumu
Adsız bir ülkede,
Kendimde yitmişliğin öksüzlüğünde saçlarım,
Alevden bir ok yokluğun
Gözbebeklerime saplanan
Kanlı sevda saklı gözlerimde,
Karaçalı mezar
Yalnızlık tomurcuklanıyor çiçek çiçek,
Öfkelerimi mağaralara yuvarlıyorum
Çiçekler yükleniyor ölüm bekleyişlerine,
Yokluğun ağzına mermi sürülüp şakağıma dayalı silah…
Zaman
Karanlıklarını emerek sömüren,
Parçalanıyor düşlerim birden, kurşun bir sevdanın
saman sarısı gölünde ölgün
Suya yansıyor görüntüm durgun
Ben nefesi kıt bir sesi kırık,
Ben dili paslı,
Ben sırtı hançer saplı,
Zehirli çiçek,
Kendimden çıkıp gidiyorum dünya gezegenine,
Hiç gelmemişçesine…
Abdulkadir Kaçar 1999 Adana…
…
ÖLÜM
DÜŞÜ
Uzar gece
Sonsuz karanlığa yaslanır,
Puşt bir zaman,
Göz bebeklerinden çivilenir,
Odamın duvarlarına rezil,
Balık gibi avuçlarımdan kayar gider mutluluk,
Oyuncağı kırılmış çocukçasına masumlaşır yüzüm,
Mavi uçurumların karanlık diplerinde bir ağıt çağırır,
Uykuları soyulmuş bir intihar bekler kapıda,
Korku tünellerim uzadıkça uzar,
Akrep durur,
Kırılır yelkovan,
Uçuşur saatler,
Duvar diplerine,
Kapı içlerine siner
Kudurur ustası bilinmeyen yalnızlığım,
Salyalı it,
Gizli özsüzlüğüm çırılçıplak yaralı
Bin mengene sıkar yüreğimi
Sisler
Parça parça
Gölgeler dolaşır etrafımda
Can çekişir iki kişi kimliksiz,
Ben karanlıklarda umut avcısı
Her martı,
Yalnızlık taşır çığlıklarında,
Her adımda yokluğunu sürürüm,
Kanlı,
Taşıyamam gözyaşlarımı her biri Seyhan,
Kırık bir umut ışığını tutmaya çalışırım,
Bin hücremde bahar,
Bin hücremde karakış,
Trilyonlarcası karmakarışık,
Gecikmiş bir kar başlar saçlarımda,
İçim üşür
Yaşadığım kent bu olamaz,
Bin yıllık bu yırtık yüz,
Beden benim değil,
Burası dünya mı?
Menekşe ağlar penceremde,
Suskun gecenin kucağında kuşlar,
Bir
Bir
Ölür…
Aynalar üstüme üstüme yürür,
Kaçamam gölgemden,
Nefesim kesilir,
Kanım donar,
Dünyamın sınırı burada biter,
Köşe başlarında beyaz ölüm beni bekler,
Adam boyu
Kalabalık…
Korkak sarı
Islak, beyaz yanar sokak lambaları,
Cılız bir türkü bulaşığı dudaklarımda,
Kaldırımlar boş,
Bir baykuş ağlar,
Bir kadın sesinde yalnızlığa bulanır tüm sokaklar,
Yırtılır gece boydan boya
Karanlık damlar avuçlarıma,
Ay vurulur,
Gecenin göbeğine düşer,
Kar yanar,
Yırtılmış eski yüzlerini gecenin derinliklerine,
Bırakan her vücut kendi başını taşır koltuğunda,
Kalpleri
Çıkartılmış bedenleriyle
Bir kartalın silueti yüzüme düşer,
Penceremden sızan
İplik iplik iki ışık boynuma dolanır,
Kaçamam kendimden…
Her adımda biraz daha ben olurum,
Ölümün ateş rengi yerleşir gözbebeklerime,
Kefenler biçtirir,
Düşerim
Beynimin içindeki dipsiz kuyulara,
Kollarım bacaklarım kopar,
Bedeni parça parça,
Kan gölünün ortasında bir papatya açar
Yalnız…
Titrek dolaşır ruhum cesedimin üstünde,
Köpek kanımı yalar,
Bir mezarın içinde dirilirim,
Bin yıllık cesetler uzatır başarı,
Hüzünlü ermişlikleriyle,
Burunsuz
Derisiz,
Yüzsüz gülümseyişleri işlenir
Zamanın en ince gergefine
Toprak olur etim kemiğim,
Yediveren güllerinin damarlarına kan olup yürürüm,
Bin bir renkle açarım
Sabahın içinden mavinin sonsuzluğuna uzanan yollarda,
Alır başımı giderim,
Bir elimde gökyüzü,
Ötekinde güneş,
Gölgemin içinde yittiğimde,
Kokusunu, ılıklığını duyduğum ölüm düşü tutar elimden,
Beni dünyasına götürür
Kedimi seyrederim kendi içimde…
Abdulkadir Kaçar 1999 Adana…
…
MEZARIM
GÖKYÜZÜ
Kiralık smokinli
Yırtıcı soluklu bir gecenin dibindeyim,
Yorulmuş,
Kırık,
Eski düşler doldurur ayak izlerimi
İçinde
Ben
Reçeteli yalnızlıklar keser yolumu,
Dünyam burada bitiyor,
Kartal uçurumlarının mavi karanlıkları
Tutup belimden çekiyor
Yokluğunun derin çığlıklarıyla
Üstüme çöküyor
Acının duvarları,
Hasretin içimde ustura gibi duruyor,
Parçalanıyor bedenim
Çırpınıyor
Ezilmiş,
Bir yürekte
Boyutsuz darmadağın,
Cesetleşiyor zaman,
Yaşanmış kırık bir çağ,
En bilinen yerinden kanıyor plastik yüzlerde,
Esmer yokluk içinde,
Sevdalar bekleyen vücudum dünyadan kazınıp
Uzayın bilinmezliklerine atlıyor,
Uyanamıyorum
Yabancı yanıyor sokak lambaları,
Yağmurla ıslanıyor
Mor,
Bir damla gözyaşımda yüzüyor görülmemiş düşlerim,
Yağmalanıyor
İçimde duvarlarım yıkılıyor,
Yapıyorum,
Yıkılıyor,
Yapıyorum
Yıkılıyor…
Abdulkadir KAÇAR, 1999 Adana…
…
NEREDESİN?
Yalnızlık destesi bağlar
Gün gölgesi
Üstüme
Üstüme
İplik gibi ışıkla bir hikaye sonlanır
Yürekte sevgi kırıntıları bırakıp
Mavilere haykırırım kendimi
Köyü gölgelerinde saklar
Gözyaşlarını dünya,
Ağlayamaz
Acılarını
Karanlıklarını gömer okyanuslarının
Sevişme renginde
Sabah
Koynunda
Ilık
Bir güneş,
Çıkarır,
Sarı bir aydınlık demeti serer
Kırık bir sevgi dökülür,
Rüzgârın pembe dudağından
Bulut
Düşsel renginde,
Yarısını gösterir yüzünün
Kırık
Yıkık anılar altında kalan bedenim inler,
Menekşe kanatlı meltem
Okşar
Yüzümü
Sevda dağlarca
Sevişmenin yağmura kaçan rengi,
Masum
Çaresiz,
Her hücrem
Kendi sevdasına
Programlı,
NEREDESİN?
Abdulkadir Kaçar, 1999 Adana…
…
YAR
Uçurumlarında can telef eden depremimsin,
Utangaç gülüşüm,
İnce sancım
Kanım-tenim yar,
Ortanca kokulum,
Can tomurcuğum,
İzlerini öpeceğim,
Yüz süreceğim bastığın toprakları koklayacağım
Gel
Gel
Teneşirime kadar aşkımsın
Ölümüm…
Abdulkadir Kaçar 1999 Adana…
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder