9 Haziran 2021 Çarşamba

Her Çağın Efendisi...Para



 

 


 

 

         Her Çağın Efendisi...

         PARA

 

         Abdulkadir Kaçar...

 

           İLKSÖZ

 

            PARA; devletçe bastırılan üzerinde saymaca değer yazılı kağıt ya da madeni ödeme aracı…

            İnsan, ilk parayı günümüzde 9 bin yıl önce(İ.Ö.7000) kullandı… O günden bu güne kadar da her çağda para hem şeklini, hem gücünü arttırıp değiştirdi, geliştirdi; kendini her döneme uygun hale getirdi… Para isimli bu sihirli güç en büyük mutluluklar kadar, en büyük acılara, hatta ölümlere bile neden oldu… Her insanın paraya bakışı yaklaşımı, verdiği değer, elde edişi, harcaması, kullanma şekilleri; her çağda, her kültürde, ülkede hep değişik olmuştur, kural bundan sonra da değişmeyecektir… Beşikten mezara dek yaşamın her aşamasında egemen olan insanı peşinden koşturan; haksız yollardan kazanılmaya çalışıldığında bazen öldüren, çok az da güldüren paranın türlü hallerini, yorumlamaya, yazmaya, insanların yaşam akışında yararlı olacağına inandığım denemeler şeklinde yazmaya çalıştım...

ABDULKADİR KAÇAR…

 

 

         1.BÖLÜM

         Parayı evrensel değer haline getiren bazı politikacıların sınır tanımayan doyumsuzluğudur…

        

         Paranın yaptıramayacağı çılgınlık, delilik ve işletemeyeceği cinayet yoktur…

 

         Çok para bazı politikacılara ölçüyü kaçırtır; az parayla da zaten politika yapılamaz…

        

         Paraya uşak olanların gözleri kör, kulakları sağır-dilleri konuşmaz hale gelir; zaten bu türlü kişilerin diğer duyu organlarını kullandıkları da şüphelidir…

        

         Sadece filozoflar paraya efendi olmayı başarır…

        

         Paraya egemen olmayı başaran politikacıların efendisi daima halktır…

        

         Her çağda, her ülkede iktidarları yaratan da, yok eden de paradır…

 

         Tarih boyunca bazı politikacılar paranın verdiği şekli almıştır; geniş halk yığınları ise politikacının verdiği şekli alır…        

        

         Her koşulda normal çalışan devlet sistemlerini tıkayan paranın sihirli gücü…

        

         Bazı politikacılar sadece parayla ikna eder; sadece de parayla ikna olur…

                           

         Ülkedeki tüm rüşvetleri ve suçları kazıdığınızda altından paranın sihirli gücü çıkar…

                           

         Bu gezegendeki tüm devletlerin her türlü sistemleri para kontrol edip yönettiği için adaletsizlikler asla önlenmez, önlenemez, önlenemeyecektir…

                                                        

         Bazı iktidarların acımasızlığı; paranın acımasız yasalarından kaynaklanır…

        

         Bazı politikacılar parayı kullanma ve yönetme sihirbazıdır…

        

                  

         Partilerin kapıları her gün daha çok para, itibar ve erk kazanmak isteyen açılır…

        

         Para bazı politikacıların elinde her sorunu çözen-devleti zirvelere taşıyan-insanları sonsuz mutlu edebilen sihirli bir çare olabilir…

 

        

         2.BÖLÜM

         (Paranın çeşitli halleri )

        

         Yaşamımızın hemen her anında para yer alır; bazen sadece yüreğimizdeki sevgiye gücü yetmez…

 

         Sevgisiz para değersizdir; parasız sevginin de pek değerli olduğu söylenemez…   

 

Zengini fazla,  yoksulu çok olan devletlerde huzur pamuk ipliğine bağlıdır…

 

Devletler daha çok para kazanmak için piyango, spor toto, loto, toto, at yarışı, sayısal loto vs gibi kumarları düzenleyerek, insanların resmen haksız yere para kazanıp, aniden zengin olma hayallerini sürekli kışkırtır; bu arada devlet kendi kasasını güle-oynaya doldurur…

 

         Para gücünün önünde eğilmeyecek bir baş; değişmeyecek tek gerçek yoktur…

 

         Para tüm kirleri-suçun oluşturduğu kan lekelerini bile rahatlıkla temizler…

        

         Paranın gücüyle karşılaştığında bazı yasalar hemen değişir; para ise gücünü daha çok arttırmak, büyümek ve değiştirme gücüne güç katmak için önündeki tüm engelleri sihirli gücüyle temizleyerek yoluna devam eder…

                  

         Para uslanmaz bir fahişe gibidir; koynuna girdiği insana ihanet etme ve ettirme fırsatını asla kaçırmaz; o en profesyonel fahişeleri bile hayretler içinde bırakır…

 

Çok para fahişeliği örtebilir ama paranın yaptığı fahişeliği örtebilecek bir başka güç yoktur…

Paranın masumluğuna ve sadakatine inananlar çok saftır…

Para yasa yapar, ama hiçbir yasanın gücü parayı sürekli egemenliği ve kontrolüne almaya yetmez…

Parayı olumlu ve erdemli şekilde kullanması için, insanın da güçlü olması gerekir; parayı başının üstüne koyup onu efendi yapan insanın başına gelenler-pişmiş tavuğun başına bile gelmez…

Para adaletin verdiği en doğru hükümleri bile bazen rahatlıkla bozar; bazen aksi görüş savunulsa da bu kural dünya ve insanlık durdukça egemenliğini değişmeyecektir…

Para aslında yenilip-içilemeyen demir ve kağıttan oluşan bir maddedir; bu madde karın doyurmaz ama karının doyması için gerekli tüm gıdaları satın alır…

Sahip olduğu ve olabileceği para ne kadar güçlü olursa olsun; insanın kendi yaşamını yönetebilmesi için önce akıl gereklidir…

Cahiller parasının, olgunlar(bilgeler ve filozoflar) her zaman aklının gücüyle konuşur…

        

Para insanı konuşturur ve parasızlık ise susturur…

Yoksulun sessizliği, paranın gevezeleştirdiği zenginin çenesinden daha erdemlidir...

 

Çok para kişinin diline güç verir ama esas güç akıldadır; parayla gelen güç daha çok parayla geri gider… Aklın verdiği güç sınırsızdır kullandıkça zenginleşir…

        

Yoksulluk/parasızlık gibi hak edilmemiş paralar da insanın kendi sorunudur…

Vicdanlı insanların cüzdanları boştur; cüzdanı dolu olanlarda da vicdan aramamak gerekir…

Paranın getirdiği sevinçlere-mutluluklara herkes ortak olur; ama oluşturduğu acılarına kimseler yaklaşmaz…

İnsanın bu serüvende yarattığı en güçlü, büyük ve evrensel değer olan para; egemenliğine aldığı insana karşı en kötü, huysuz, utanmaz, insafsız ve hatta onu katilliğe yönelten efendisi olur-olmuştur…

 

Parayı insanın kendisine efendi seçmesi akıl karı değildir; zaten ona köle olanların aklı da yeterince gelişmemiştir…

Paraya efendi olanlar onu iyilik aracı olarak; köle olanlarda ise kötülük yapma gücü şeklinde kullanır…

Köle ruhlu insanlar olmasaydı, para bu kadar güçlenemeyecek, dünyaya, yaşama ve insana efendi olamayacaktı…

Doğru kullanılmayan paranın köleliği insanı uçuk, kaçık, radikal, saldırgan, terörist ve de katil yapar…

 

Paranın efendisi olabilmek, ona köle olmaktan daha büyük cesaret ve bilgelik ister…

 

Çok paraya aniden kavuşmakla namludan çıkan bir kurşunun önünde durmak aynı şeydir…

Paralıyken de parasızken de erdemlerini yitirmeyene bilge(filozof) denir…

        

Para yoksulun ömür boyu rüyası-hülyası; zenginin ise rahatını sağlayan aracıdır…

 

Paraya gereksinimi olmayan insan yoktur ancak ona doğru ve erdemli yollardan ulaşmak isteyenler azdır…

Paranın yaptırdığı zulmü, ihaneti, işkenceyi, hainliği, parasızlık hayal bile edemez…

 

Paranın gücü iyi insanı kötü insana köle yapar…

 

Haksız elde edilen para kişiyi hain-bozguncu ve tüm değerleri yıkan onursuz varlık haline dönüştürür…

Evrensel büyük felaketlere, kişisel suçlara-cinayetlere giden her yolun başında, ortasında ve sonunda daima kirli ve haksız elde edilmiş kara para vardır…

        

Para cinayet başta olmak üzere insanın hayatındaki tüm suçları ve kirleri yasalardan daha başarılı ve daha kısa sürede etkin biçimde temizleme gücüne sahiptir…

        

Anne babanın çocuklarına yapabileceği en büyük iyilik onları paranın efendisi konumuna yükseltmeleridir; en büyük kötülük ise onları paraya köle yapmaktır…

 

Her türlü risk ve acılarına katlanamayanlar paranın mutluluğunu elde edip yaşayamazlar…

                           

İnsan cesareti kadar zengin, korkaklığı kadar da yoksul olur…

 

Cesur ol paran olur; erdemli ol para uzaklarda da olsa gelip bulur…

 

Nice zengin insanlar parayı iyi yönetemedikleri için yaşlılıkları, sokaklarda-kaldırımlarda,  parklarda,  acı, hastalık, yoksulluk erdemsizlik içinde sona ermiştir…

        

Para hırsını yenmek, bazen devasa bir orduya karşı meydan savaşını tek başına kazanmaktan da zordur…

 

Para gençlikte kazanılır; yaşlılıkta harcanır…

 

Paranın gücüyle aydın, sanatçı, filozof olunmaz; bu insanüstü nitelikler çalışılarak, paranın egemenliğine girmeden, köle olmadan elde edilen paha biçilemeyen değerlerdir…

 

Mutsuzluğun nedenini paraya bağlayanlar kadar; mutlu olmasının nedeni de onda olduğunu söyleyenler yaşamın ve zamanın söylediklerini doğru anlamadıklarını itiraf etmektedirler…

 

Parası az olanın bir kaygısı azdır; parası çok olanın bin kaygısı olur…

        

Paran yoksa derdin de azdır; paran çoksa daha büyük derdin vardır…

 

Akıllılar için en yüksek değer insandır; salaklar ise bunun para olduğu konusunda fikir birliği yapmaktadır…

 

ÜSTÜN İNSAN öyle büyük ve sınırsız güçtür ki; dünyanın tüm paraları bir araya gelse de ona bir değer katamaz; dünyanın tüm paraları toplansa da ondan en küçük bir değer kopartamaz… Yel kayadan ne kopartabilir ki?     

                           

Onursuzca zengin olanlar onurlu bir yaşam süremezler; ayrıca onursuz parasıyla da mutluluk elde edilemez…

                  

İyiler olmasaydı paranın insani amaçlarla, iyilik, ilaç, çare olarak kullanılıp, insanları ölümden yaşama döndürdüğünü, mutluluklar verdiğini yolda kalmışları kurtardığını asla öğrenemeyecektik.

 

Dünyanın hiçbir ülkesinde ve de kültüründe bir ömürlük dürüst çalışmayla insan sınırsız para kazanamaz…

        

Bir zenginden borç alırsanız, hem zenginin, hem de paranın kölesi olursunuz…

 

Çok ve sınırsız paran yoksa üzülme; hesaplayamayacağın ölçüde de paran varsa sevinme… Her ikisi de yaşam gibi sanal geçici ve de biticidir...

 

Çocuklar henüz parayı keşfetmedikleri ve onun egemenliğine girmedikleri için inanılmaz biçimde özgür, dürüst, saf ve mutludurlar…

 

Para insanın insana hükmetme gücü verir; bazı insanlar da onun egemenliğine kolayca girerek köle olur…

 

Doğru ve yerinde kullanılan en sıradan akıl bile para kazandırır ama dünyanın tüm paraları bir araya gelse, sıradan bir insanı akıllı yapmaya güçleri yetmez…

 

Hayat isimli bu dünya sahnesindeki her türlü iyiliğin de–kötülüğün de başı-sonu daima paradır…

 

Şüphesiz ki en güzel-kaynağı asla tartışılamayacak parayı en erdemli yoldan bilgeler kazanmışlardır; kural bundan sonra da değişmeyecektir…

 

En büyük acı hak edilen olan paraya ulaşamamaktır…

        

Dünyanın tüm parası bir araya gelse de bir tek ölümsüz düşünceyi yaratamaz; çünkü ölümsüz düşünceye ulaşmak için kişinin hayatının tamamının adanması bile yeterli olmayabilir… Üstelik bu fedakarlığı yapsa da insan bilgeliğe ulaşamayabilir… Başaranlar ise çağlarında hak ettikleri değere ulaşamadan yok olurlar…Ancak daha sonraki kuşaklar bu kişinin değerini, ölümsüz düşüncelere ulaşma bilgeliğini takdir edebilir…

 

Verilen bir lira, vaat edilen 1000 liradan daha değerlidir…

 

İnsan önce akılda zengin olursa; parası olmasa da mutluluğu er-geç yakalayıp yaşar…

 

İnsan bazen bir liraya belki bin liraya da efendi ya da köle olabilir…

 

Hem haksız/adaletsiz davranıp bol para kazanan, hem de erdemli olan bir tek kişi tanımadım ve tanımıyorum…

 

Zamanın ve yaşamın söylediklerini doğru anlayıp para hırsının girdabına kapılmayanlara bilge(filozof)denir…

 

Öyle yokluk ve fakirlikle ulaşılan bilgelik makamları vardır ki; orası ancak paranın dışındaki güçlerle elde edilebilir...

        

Parayı sevmediğimden daha da çok; para da beni sevmediğini düşündüğüm için kendime bilgelik(filozofluk)yolunu seçtim…

 

İnsanlık tarih boyunca kişiyi erdemli, yüce, örnek, ulaşılamaz bilge ve sanat alanlarında yükselterek evrensel değerlerle süsleyip oraya koymayı başaran sihrin çoğun parasız gerçekleştirilmiştir…

        

Tutumlu on insan; savurgan bir tek kişinin harcamasını bile finanse edemez…

 

İsteklerine egemen olamayanları paraya köle olmaktan kimse kurtaramaz…

 

Para her ülkede, her kültürde akla gelen ve gelmeyen her türlü ayıbı gizler; çünkü onun gücü her türlü pisliği evrensel olarak temizlemeye sahip tek sihirdir…

 

Para muhteşem bir öğretmendir; hem varlığıyla hem de yokluğuyla insana inanılmaz dersler verir; bu öğretmene geç öğrenci olanların hallerine acırım…

 

Sabır parayla kazanılmaz belki ama temiz ve doğru para sadece sabır ve emekle elde edilebilir; ayrıca bu şekilde kazananlardan da asla korkma…

 

İster hedefler ama insan aynı anda hem zengin hem de bilge(filozof)olamaz…

 

Akıllı insan; bilgenin bilgisinden ondan daha da çok; zenginin parasından zenginden daha çok yararlanmayı bilir; bu kişiler kurnaz deniliyor…

 

Bana göre bilge, zenginden daha da değerlidir… Çünkü zengin parasını sadece kendi için kullanır; bilge (filozof)ise bilgisini tüm dünya insanlık için oluşturur ve de cömertçe hiçbir karşılık beklemeden kullanır…

        

Dünya adını verdiğimiz bu sahne zenginle yoksulun, iyiyle kötünün, yararlıyla zararlının birbirini sürekli yok etmeye çalıştığı acımasızlıklarla dolu savaş alanıdır…

 

Olumlu yönde değişip iyiliklere gitmeye hazırsak para inanılmaz biçimde işimizi kolaylaştıracaktır; ancak kötü yönde değişmemiz içinde de para elinden gelen her şeyi fazlasıyla yapacaktır…

 

Az para çok değerlidir-çok para ise daha az değerlidir; az parası olanlar ne demek istediğimi çok iyi anlarlar…

 

Para insanı her koşulda haklı çıkartır; yaşamın acımasız ve bir numaralı kuralı şudur; paran kadar haklısın, parasızsan haksızsın nokta…

 

Haklıyı ve haksızı ayırırken para çok politik ve sahtekârca davranır…

 

Paranın da, parasızlığında evren gibi sınırı yoktur…

        

Tarih parasız olarak ne kadar da şanlı-görkemli yaşanırsa yaşansın, insanlık ondan asla söz etmeyecektir… Çünkü yoksulluğun tarihi yoktur; insanlığın tarihi aslında sadece paranın tarihidir… Yoksul ülkelerin tarihlerini de zengin ülkelerin parası yazar…

 

Özgür ve bağımsız olmayanlar; dünyanın tüm parasına da sahip olsalar değersizdir…

 

Paranın da gücüne güven ama aklının gücünü de hep ondan ileride geliştirip yüceltmeyi ihmal etme…

 

Paranın sihri her yaşamı istediği renge boyar…

 

Yalanla kazanılan paranın ömrü yalanın ömrüyle birlikte biter…

 

Saygı parayla satın alınamaz; çünkü saygı ya vardır ya da yoktur…

 

Doğru-dürüst-erdemli ve zorlu yollardan ulaşılan her zenginlik aslında büyük bir başarının öyküsüdür…

 

İnsan zenginliğe ulaşır; yoksulluğa ise düşer…

 

İnsan parada hangi anlam ve değeri ararsa onu mutlaka bulur...

 

Çok para hayaliyle, her türlü onursuzluğa kalkışıp-yasadışı davrananlar dikkat etmeli; bu isteğine belki ulaşabilirler ama sonuçlarına katlanmaya hazırlıklı olmalılar…

 

Dünyanın hangi ülkesine ve nereye giderseniz gidin, para mutlaka sizden önce oradadır…

 

Para bazı gençleri geri dönemeyecekleri biçimde yoldan çıkartıp yasadışı işlere-suçlara-giderilemez hatalara yöneltebilir; bazı yaşlılara ise rahat ve huzurlu bir mevsim-iklim yaratır…

 

Her yaşlı paralı olmayabilir ama her yaşlı akıllı olmak zorundadır…

 

Gençliğinde yeterli şekilde çalışıp birikimi yapamayan yaşlıyı sokaklar koynuna almak için bekler…

 

Yaşlılıktaki para, gençlikteki enerjiden daha çok yararlıdır…

 

Olgun ve bilge bir akıl her zaman dünyanın tüm paralarından daha çok değerlidir...

 

Parayla sona eren çoğu dertler; o bitince bazen yeniden başlar…

 

Yaşamdaki en zor iş para kazanmayı öğrenmektir; en kolayı da onu harcamaktır…

 

En küçük paraya hükmetmek bile bazen en büyük gücü gerektirir;  ondan daha da güçlüsü kendine hükmetmek, kendine egemen olabilmektir…  Bazen dünyanın tüm parasına hükmedecek yetkili olan insanların kendisine hükmedemediği bilinir…

 

Paranın hükmü ve gücü karşısında; krallar bile başını eğip ona teslim olurlar…

 

En büyük güç ise üstün akılla paraya hükmedenlere hükmedebilmektir… Akıl bunu başardığında paradan daha güçlü olduğunu kanıtlar…

                 

Bazı insanların çok parası olabilir ama herkesin parıltılı bir aklı, takdir edilen onuru, üstün itibarı yoktur...

 

Paranın azı dost değildir; çok fazla olanı da dost olamaz ama düşman olma riski her zaman az paradan daha da çoktur...

 

Para kazanmaya, ona efendi olmaya hazırsan o da sana hazırdır; paranın köleliği için de bu kural geçerlidir...

 

         Çok para kazanmak kahramanlık değildir; asıl kahramanlık tüm parasını yitirdikten sonra insanın ayakta durabilmesi, yaşamını sürdürebilmesi-erdemlerini ve yaşama sevincini yitirmemesidir...

 

Bu gün yeryüzü denilen dünya sahnesinde görünen ve görülmeyen her şey paranın eseridir; yarın da sonsuz gelecekte de kural değişmeyecektir…

        

Mutluluğun koşulu para değildir; ama mutluluk için para her zaman gereklidir…

 

Paran da senin kadar doğrudur, ya da senin kadar eğridir nokta…

 

Sen doğru isen yanlış para seni bulmaz; yanlış isen de doğru para senden kaçar…

        

Tarihe damga vuranların hepsi zengin değildir; aklın gücü paranın gücünün hep önünde olmuştur, tarih bunun örnekleriyle doludur… Bilgeler(Filozoflar)paradan daha güçlü akıla sahip olduklarını ölümsüz düşünceleriyle ortaya koydukları eserleri sayesinde tüm dünyaya göstermişlerdir…

 

Para kendini seven, ruhu ve bedeniyle barışık olana; daha çok yakışır ve de onu güzelleştirir…

 

Sahtekârların paralarından ne kendileri ne de mirasçıları doğru dürüst yararlanamaz…

 

Parayı kazananla harcayanlar ayrıdır; miras buna en büyük örnektir…

 

İnsana olgun bir akıl para kazanmaktan, daha da çok harcarken gereklidir…

 

Bazen güneşin ışığı bazen paranın sihirli ışığı yanında sönük kalır…

 

İnsanlar parasal gücü olanlarla olmayanlar diye ikiye ayrılır… Birinci guruptakiler diğerlerine her zaman egemen olmuşlardır…

 

Aklın aydınlığına ve bilgeliğine ulaşanlara, paranın yapay ışığı yetersiz komik anlamsız, gereksiz kalır… 

 

Parasızlığın ve paranın yarattığı tüm sorunlar yine sadece parayla çözülür…

 

Para sevgisiyle mutluluk aynı yüreğe sığmaz…

 

Öyle mutluluklar vardır ki, para gelince gider; öyleleri de vardır ki para gidince gelir…

 

Paranın gücü HİÇ’ i her şeye; her şeyi de HİÇ ’e dönüştürme sihrine sahiptir… Ancak ikinci maddeyi daha çok uygulamaktan zevk alır…

 

Ölçüsüz derdi olanın nedense ölçüsüz parası olmaz; ölçüsüz parası olandan da ölçülü davranış beklenemez…

 

Para parayı; yoksulluk yoksulluğu çoğaltır…

 

En büyük ve yenilemez güç olan sevgi; paranın azaltıp çoğaltamadığıdır…

 

Bazı insanların paraya ulaşmak için ortaya koyduğu dehası yaşamın tüm engellerini yenebilecek güçte olabilir… Ancak bu becerisini, dehasını sadece para kazanmakla sınırladığı için, kendini geliştirip, bilgiye ulaşamaz ve böylece de dehasının kendisine sunacağı ölümsüzlük olan bilgeliğe/kalıcı eserler üretme erdemini elde edemez… Buna dehanın yanlış kullanılması ve yok edilmesi denir…

 

Soylunun elinde en soysuz para bile iyilik-ilaç-yardım-adalete -barış ve özgürlüğe dönüşüp insanlara hayat verebilir… Soysuz kişi de ise en soylu para tüm insanlığı öldürmek ve yok etmek için kullanabilir...

 

Değerini bilene olgun ve bilge bir akıl; dünyanın bütün paralarından daha büyük servettir…

 

Etik değerlerle para terazinin iki kefesi gibidir biri inerken diğeri çıkar…

 

Bu sahnede zor olan paradan daha çok akıllı olmak, kendini yönetebilmektir…

 

Para kirlenmek isteyen, buna yatkın olan insanı istediğinden ve hedeflediğinden daha da fazla kirletir; temiz kalmak isteyeni ise kirletmeye gücü yetmez…

 

İnsanın yaşamının ustası olup olmadığını parayla olan ilişkisinde somut biçimde ortaya çıkar…

 

Parayla dost olandan dostluk istemek; katırın doğurmasını istemek gibi olanaksızdır…

 

Çok paranın vereceği rahatsızlığı-tedirginliği hatta cezayı parasızlık hayal bile edemez…

 

Zengine göre herkes hırsız, fakire göre de herkes zengindir…

 

Para ateştir; onu elinde tutmayı başarmak her insana özgü değildir…

 

...

 

3.BÖLÜM

(Para ve ölüm ilişkileri )    

 

Haksız ve yasadışı yollardan elde edilen para ölüm riskini de her zaman yanında taşır…

                    

Paranın tarihi kavgaların, cinayetlerin, savaşların, ölümlerin, tarihini de oluşturur…

 

Fahişelerin ihaneti-paranınkiler yanında çok masum kalır…

 

Yaşamın her anında para hüküm sürer; sadece yürekteki sevgiye gücü yetmez…

 

        Gelişi sevinç-bayram-mutluluktur paranın; gidişi acı, sıkıntı, kavgalar, yaralamalar, cinayetler hatta ölümdür; insanın ömrü bu iki uç duygunun arasında geçer...

             

              Sağlığı yitirme pahasına elde edilen parayla sadece kefen ve mezar yeri satın alınabilir…

 

              Ölümsüz düşünceler tarihi aklın da tarihidir; para ise bu düşüncelerin yanına bile yaklaşamaz…

 

              Ölen zenginlerin vereceği tek ders vardır; para sadece dünyada bir işe yarar…

 

              Büyük uygarlıkları para kurmuştur; onları yıkan, yok eden, insanları savaştırarak öldüren, tarih sahnesinden silen de yine daha büyük paranın sihirli evrensel gücüdür…

             

              Parada ve dünya da kimseye kalmaz…

 

ABDULKADİR KAÇAR…

 

             

 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder