HER ŞEYİ DAHA İYİ
ANLIYORUM…
Saniyede 30 bin metre hızla kendi çevresinde dönen
dünya gezegeninde;
Zaman içimizden ve dışımızdan sonsuzdan sonsuza
nehirler gibi ışık hızında durmadan akıyor…
Her şeyde olduğu gibi beden ve ruhumuzda durmadan, deviniyor,
değişiyor, dönüşüyor ve başkalaşıyor…
Değişimleri her hücremde ve DNA’ larımda net olarak
hissediyorum…
Her farklılaşmamda evreni, dünyayı, yaşamı, insanı,
daha da önemlisi kendimdeki değişimleri hissederek yaşıyorum…
Bu serüvende sanki gerçek içinde rüya, rüya içinde de
gerçek gibi duruyoruz…
Ya da hayatımızı rüya içindeki tek gerçek olarak
yaşıyoruz…
Başka ifadeyle; bir tür sanal ve düş savaşçılarıyız…
O nedenle, bir gün öncesine göre, kendimi ve insana
yön veren her türlü değerleri daha iyi anlıyorum…
Evreni, dünyayı, doğayı, insanı, kendimi, toprağı,
taşı, ağacı, çiçeği, meyveyi, böceği, havayı, suyu, denizi, güneşi, ayı,
nefesimi, çiş yapmamı, uykumu, çalışmayı, üretmeyi, okumayı, öğrenmeyi, yorumlamayı, anlatmayı,
iletişimi, sosyal ilişkileri, egoyu, dedikoduyu,
kini, nefreti, kıskançlığı, hainliği, ihaneti, sataşmayı, kavgayı, sevgiyi,
nefreti, savaşı, sevişmeyi, cinsel zevk almayı, boşalma doyumunu, inancı,
inançsızlığı, bencilliği, çocukları, gençleri, olgunluğu, yaşlılığı,
tembelliği, çalışmayı, küskünlüğü, yetersizliği, akıllı olmayı, erdemi,
erdemsizliği, umudu, umutsuzluğu, sevmeyi, teşekkür etmeyi, yardımcı olmayı,
vefayı, vefasızlığı, sağlığı, hastalığı, güzelliği, çirkinliği, günün değerini,
geçmişi unutmayı, geleceğe bakıp üzülmemeyi, AN da yaşamayı, barışmayı,
buluşmayı, kucaklaşmayı, sevişmeyi, ayrılığı, acıyı, sevinci, kaygıyı, hüznü, dikkatli
bakmayı, görmeyi, hayal kurmayı, hayal kırıklığını, sevgiyi, sevgisizliği,
devleti, gücü, otoriteyi, vergiyi, cezayı, ödülü, suçu, suçluyu düne göre daha
iyi anlıyorum…
200 milyon tür olduğu kabul edilen canlılardan farklı
olarak anlama yeteneğim sayesinde;
Kendimi zamanın akışına, çağın getirdiği her türlü
yeniliklere uygun olarak daima geliştiriyor, değiştiriyor, dönüştürüyor, iyi
insan, erdemli kişi olmaya çalışıyorum…
Daha da önemlisi hayatım boyunca, gözlemleyip, okuyup,
düşünüp, yorumlayıp, deneyerek elde ettiğim bilgileri medya mensubu olarak; TV
ekranlarında, radyo mikrofonlarında, gazetelerdeki haber ve köşe yazılarım
aracılığıyla geniş halk kitlelere ulaştırmaya çalışıyorum…
Ya da bu bilgilerimi bazen de kitaplaştırıp, sosyal
medyada paylaşarak etki alanımı daha da çok arttırmaya çalışıyorum…
Çağdaşım olan diğer insanlardan daha da çok okuyup,
düşünüp, yazıp, eserler ortaya koyarak, bu gezegende yaşadığımın ayak izlerimi
ısrarla ve sürekli olarak evrene kazımayı sürdürüyorum…
Her insanın hayatı kendi eseridir… Yaş aldıkça kişi
geriye dönüp baktığında, arkasında “KEŞKE” düşüncesi bırakmamalıdır…
Hayatım eserim, yaptığım ve yapamadığım,
gerçekleştirdiğim ya da vazgeçtiğim hiçbir değerimden “PİŞMAN” değilim
diyebilmeli…
Çünkü sular gibi avuçlarımızdan akıp geçen giden
zamanın bir saniyesini geri döndüremeyiz…
Ayrıca bir nefes sonraki zamana da hükmedemeyiz…
AN da yaşayıp, AN’ nın tadını doya doya çıkarmayı en
büyük zafer saymalıyız…
Bunu başaranlar ruh ve bedenleriyle barışık ve huzurlu
bilge insanlardır…
Bunu başarmak, bu anlayışla yaşam kozasını örmeyi
başarmak her insanın hayali ve hedefi olmalıdır…
Sağlıklı, huzurlu, mutluluk, başarılar ve huzurla dolu
ömürler dilerim…
ABDULKADİR
KAÇAR
2021 Adana…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder