“İNSAN GÖZLERİYLE BAKAR;
DÜŞÜNCESİYLE GÖRÜRMÜŞ…”
Hayat başı sonu belli olmayan bir okyanus; vücudunuz
bu deryada seyahat ettiğimiz gemimiz, aklımız ise kaptanımızdır…
…
200 milyon tür olduğu kabul edilen canlılar arasında;
Zübde-i Kâinat denilen insan ise evrenin en akıllı varlığıdır…
Muhteşem varlık olan insan şüphesiz ki gözüyle bakar, çevresindeki
her şeyi o andaki zihninden geçen düşüncelerinin etkisiyle görür, beyniyle de
yorumlar…
…
Sokakta yürüyen insan yazarsa; düşüncesinde yazdığı
kitaplar vardır bu nedenle, karşısındaki her yer insanı yürüyen kitap,
bilgisayar, A-4 çıktısı, büyük ve küçük harf, satır, nokta, virgül, soru
işareti, iki nokta üst üste, ünlemdir şeklinde görür…
…
Televizyon muhabiriyse, elinde mikrofon varsa; karşınsındaki
her insan potansiyel konuşmacıdır… Herkesin aynı anda mikrofona hücum edip
birbirlerini ezercesine, aynı anda konuşmaya başladığını düşünür…
…
Tablacıysa; sokaktaki herkes onun için domates,
patlıcan, biber, soğan, sarımsak, kurutulmuş dolmalık biber, nane, salatalık,
maydanozdur… Çok yorulduğunda ise her insan tablasının üstünde oturan insandır,
dönmeyen tekeri, itme koluna dönüşür…
…
Bankada vezne görevlisiyse, sokaktaki her varlık ona para
şeklinde görünür; caddeler, sokaklar, binalar, araçlar, kaldırımdaki taşların
tamamı para desteleridir, artı bozuk paralardır… Sokaktaki insanlar bile o
destelerin üstünde yürümektedir…
…
Polisse; sokaktaki her insan ona göre mutlaka hırsız,
katil, yankesici, gaspçı, kundakçı, terörist, kaç kaççı vur-kaççı, cezaevi
kaçkınıdır; acil olarak kelepçelenip cezaevine konulmalıdır… Sokaktaki
meydandaki binlerce insanın nasıl böyle özgürce dolaştığına bir türlü akıl
erdiremez…
…
Gizli suçluysa; kendini herkesin takip ettiği
düşüncesiyle insanlardan uzak durur, sır verilmemesi gereken kesin devlet
görevlisi, sivil ajan, sivil polis olarak görerek değerlendirir; sokakta
karşılaştığı her insan hâkim, savcı, cezaevi, gardiyan ve demir kilitli
kapıdır…
…
Şoförse; gördüğü her şey otomobile dönüşür; her insan
direksiyon, gaz pedalı, hız göstergesi, otomobil lastiği, petrol istasyonu,
benzin, mazot, LPG’ dir; durmadan akan yollar
onu çağırmaktadır, bir an önce hareket etmeli ve ulaşacağı yere varmalıdır…
…
Boksörse; sokaktaki her insan kendini dövmek için
üstüne yürüyen rakiptir, her birinin hemen ve mutlaka dövülmesi, ringe
serilmesi gerekir… Her meydan onun için açık ringdir, çevresindeki işyerlerinin
vitrinleri boks eldiveniyle dolu, satıcılar hakemdir, havludur, ağza takılan
dişliktir…
…
Kebapçıysa: sokakta yürüyen herkesi eti için beslenen
koyun, dana, kuzu, boğa olarak görür; ayrıca et, kıyma, şiş, kuşbaşı, pirzola,
salata, şiş kebap, adana kebap, kül bastı, mangal, kömür, şalgam rakı şeklinde
değerlendirir…
…
Doktorsa; çevresindeki insanlar acil tedavi edilmesi
gereken çok hastadır, acilen hastaneye kaldırılmalı, yoğun bakıma alınıp serum
takılmalı, zaman yitirilmeden, acil ameliyat edilmeli, iyileştirilip
bekletilmeden taburcu edilmelidir…
…
Diğer meslek sahipleri düşüncelerin çağrışımlarıyla örneğin
insanları şöyle görür;
Balıkçıysa sokakları deniz, kayık, ağ, tor, iğne,
misina, kurşun, yürüyen herkesi balık, olarak değerlendirir,
İnşaatçı ise tuğla, demir, çimento, kalıp, ekskavatör,
Eczacı ilaç kutuları, serum, tablet, dezenfektan
ürünü,
Çiftçiyse tarla, buğday, turp, soğan, sarımsak,
domates,
Çöpçüyse herkesi çöp kutusu, poşetlenmiş atık,
Pilotsa herkesi uçak, havaalanı, gözetleme kulesi,
Lokantacı porsiyon pilav, yoğurt, kuru fasulye, nohut,
Anneyse her insanı bebek, bakılması emzirilmesi
gerekenler yavrular,
Babaysa terbiye edilmesi gereken insanlar,
Askerse herkesi savaşa hazır, eğitimli kahraman olarak
görür değerlendirir…
SONUÇ OLARAK;
“İNSAN GÖZLERİYLE BAKAR AMA DÜŞÜNCELERİYLE GÖRÜRMÜŞ…”
Hayat isimli bu serüvendeki beden gemimizi, ne kadar sağlam,
aklımız çağdaş bilgiyle ne kadar doğru biçimde yönetebilirsek, mutluluğa
ulaşabilmemiz için en küçük rüzgâr bile yardım eder…
Zaten sahip oldukları olanaklarıyla yetinip,
kendileriyle barış içinde mutlu yaşayanlar, hayat isimli okyanustaki varlık gemisine
en iyi kaptan olmayı başaranlardır…
Mutsuz olanlar kararlarını kendileri versinler…
ABDULKADİR KAÇAR Adana 2021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder